Fas'ta sosyal medya sivil toplumun yerini aldı

RABAT (AA) – HALİD MECDUB – Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi siyasi ve toplumsal tepkilerin daha çok sosyal medya üzerinden gösterilmeye başlandığı Fas'ta yıl boyunca “Ülkemde bana zulmettiler “, “Göç şehidi ” ve “Bırakın bozulsun ” gibi etiketler ülke genelinde ses getirdi.

Fas'ta sosyal medya giderek sivil toplum kuruluşlarının yerini alıyor. Halk, her geçen gün düşüncelerini, tepkilerini sosyal medya üzerinden paylaşıyor ve açılan etiketlerle seslerini daha çok duyuruyor.

Bazı paylaşımlar ülke sınırlarını da aşıyor. Örneğin, bir futbol takımı taraftarlarının tribünden zor yaşam şartlarına dikkati çekmek için her birlikte söylediği şarkının adına atıfla açılan “Ülkemde bana zulmettiler ” gibi etiketler yurt dışındaki kullanıcılardan da destek buldu.

  • Sosyal medya üzerinden “tarihi boykot “

Fas'ta 2018 boyunca sosyal medya platformlarında başlatılan ve tüm ülkeye yayılan kampanyalardan bazıları şunlar:

Bazı akaryakıt, süt ve su ürünleri firmalarının ürünlerini normal fiyatlarının üstünde sattığı gerekçesiyle 20 Nisan'da sosyal medya hesaplarından yapılan çağrılarla başlatılan boykot, ülke genelinde büyük destek gördü.

Sosyal medyadan yürütülen boykot için çeşitli etiketler açıldı ancak içlerinden en çok öne çıkan süt boykotu için kullanılan “Bırakın bozulsun ” etiketi oldu.

Tarım, Balıkçılık, Kırsal Kalkınma, Su ve Orman Bakanı Aziz Ahnuş'a ait akaryakıt şirketi Afriquia, Fas İşverenler Federasyonu eski Başkanı Meryem Bin Salih’in sahip olduğu ve ülkenin önde gelen su markalarından olan Sidi Ali ve Fransız menşeli Santral Danone boykot edilen şirketler arasında yer aldı.

Ülkede 4 ayı aşan boykot kampanyası Fransız menşeli Santral Danone firmasının eylül ayında süt ürünlerinin fiyatlarını düşürme kararı almasına yol açtı. Firma yaptığı açıklamalarda, boykot nedeniyle zarara uğradığını ve bu kayıpların yıl sonuna kadar devam edeceğini tahmin ettiklerini açıkladı.

Fas tarihindeki bu en büyük boykotun yansımaları, ekonomiyle sınırlı kalmayıp, kıvılcımları siyasi arenaya sıçradı.

Kamu ve Yönetimden Sorumlu Delege Bakanı Lahsen Davudi, 6 Haziran'da parlamento binası önünde, “Santral Danone ” şirketi işçileri tarafından düzenlenen boykot karşıtı gösteriye katılmasının ardından gelen tepkiler üzerine azlini istedi ancak kabul edilmedi.

Boykot söz konusu 3 şirket ve onların ürünleriyle de sınırlı kalmadı, sosyal medyada balık başta olmak üzere fiyat artışı yapılan birçok ürüne yönelik boykot gerçekleştirildi.

  • “Göç Şehidi ”

Ülkenin kuzeyindeki Tanca şehri yakınlarında eylül ayında düzensiz göçmenlerin bulunduğu tekneye açılan ateş sonucu 20 yaşlarında Faslı bir kadın hayatını kaybetmesi ve 3 mültecinin yaralanmasına, sosyal medyada “Göç Şehidi ” etiketiyle tepki gösterildi.

Faslı yetkililer “tekne kaptanının uyarıları dikkate almaması üzerine devriye gezen ekibin ateş açmak zorunda kaldığı ” savunmasında bulundu.

Faslı sosyal medya kullanıcıları, Kurban Bayramı'nda da terk edilmiş yaşlıların evlere davet edilmesi için “Bayramı seninle geçirsin ” etiketi açtı.

  • Tribünlerde “ülkemde bana zulmettiler ” şarkısı

Raja CA futbol takımı taraftarları kasım ayında Afrika Futbol Konfederasyonu Kupası maçında toplu olarak, ülkede yaşam şartlarının iyileştirilmesini talebini içeren bir şarkı söyledi.

“Ülkemde bana zulmettiler ” adlı şarkının tribünlerde söylendiği görüntüler, sosyal medyada yayıldı. Görüntülere sosyal medyada sadece Raja takımı taraftarları değil, diğer takımların taraftarları da büyük ilgi gösterdi.

Bazı Arap ülkelerindeki aktivistler de “Halimi kimlere arz edeyim? Şikayetimi Allah'a havale ediyorum, o her şeyi biliyor “, “Ülkenin paralarını yediler, yabancılara verdiler ” ifadelerinin yer aldığı şarkıya destek verdi.

  • Temsil edilmeyen halk, sosyal medyaya yöneliyor

Faslı iletişim uzmanı Yahya el- Yahyavi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, parlamento, parti ve resmi kurumlarda halkı ilgilendiren konulara yeterince yer verilmemesi nedeniyle vatandaşların sosyal medya platformlarına yöneldiğini belirtti.

Halkın sıkıntılarını anlatan özel kanalların bulunmamasına dikkati çeken Yahyavi, insanların sorunlarını dile getirmeyen tekelci medya ile bu konuda etkin olmayan partilerin halkı bu platformlarda kendilerini ifade etmek zorunda bıraktığının altını çizdi.

Bu platformlarda herkesin inandığı şeyi savunmasına imkan tanındığına dikkati çeken Yahyavi, “Mesele görüşünü ifade etmek. Sendikalar, partiler, sivil toplum kuruluşları gibi geleneksel araçların kendi sorunlarına eğilmediğini gören halk, Facebook ve Twitter gibi mecralara başvurma gereği hissediyor. ” diye konuştu.

Sosyal medya platformlarının bir baskı unsuru haline geldiğini vurgulayan Yahyavi, bu platformlar aracılığıyla başlatılan kampanyaların büyük etki yarattığını belirtti.

Yahyavi, hükümete bağlı bazı kurumların, “modern teknolojik gelişmelere ve sosyal medya devrimine ” ayak uyduramamasını da eleştirdi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?