”Dur” ihtarına uymayan zanlının öldürülmesi davası

İSTANBUL (AA) – Büyükçekmece’de polislerin ‘dur’ ihtarına uymayan, hakkında çok sayıda suçtan yakalama kararı bulunan Sinan Dağcı’yı, ”meşru müdafaa sınırının aşılması suretiyle öldürdükleri” iddiasıyla 4 polis memurunun yargılandığı davanın savcısı mütalaasında, sanıkların beraatlarını talep etti.

Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, polis memurları tutuksuz sanıklar O.C, C.Ü, Y.Y ve L.E ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada savunma yapan sanık L.E, olay günü şüpheli araç ve kişiler için tedbir aldıklarını, Sinan Dağcı’nın silah çektiğini, bu sırada meslektaşlarının da ‘yat polis’ diye seslendiklerini duyduğunu söyledi.

Sanık L.E, Sinan Dağcı’nın elinde tabanca olduğu halde peşinden giden sanık polislerin bulunduğu tarafa doğru ateş ettiğini belirterek, ”Kaldırımın karşı tarafında beklediğimden, silahla koşan şahsın önüne çıkmak istedim. Şahıs koşmayı sürdürdü. Koşan maktul, diğer sokağa girince önlerini kesebilirim düşüncesiyle bir geri sokaktan girdim. Arka sokaktan da silah sesleri geliyordu. Gittiğimde bu şahıs vurulmuştu. Vurulma anını görmedim. Sinan’ı ben vurmadım.” dedi.

Cumhuriyet Savcısı Selçuk Cengiz, esas hakkındaki mütalaasında, hakkında birçok suçtan yakalama kararı bulunan Sinan Dağcı ve hakkında yine yakalama kararı olan K.E’yi, 8 Mayıs 2015’te polisin takip edip durdurduğunu, ancak Dağcı’nın kaçmaya başladığını, kaçarken de elindeki tabancayı geriye doğru tutup bir el ateş ettiğini, kovalamaca sırasında ara sokaklara ve evlerin bahçelerine giren Sinan Dağcı’nın, bahçe duvarından atlarken sanıklardan C. Ü’nün, maktul Dağcı’ya ateş ederek vurduğunu, Dağcı’nın da duvarın arkasına düşerek öldüğünü belirtti.

Savcı Cengiz, mütalaasına şöyle devam etti:

”Sanıklar birçok kere ateş etmiş, bu ateşler etrafta bulunan çeşitli araçlara çarpmıştır. Maktul Sinan’ın ölümüne tek bir tabanca veya kurşun yarası neden olmuştur. Maktulün kaçarken kolluğa karşı silahla ateş ettiğinin sabit olduğu anlaşılmıştır. Maktulün yanındaki tabancanın vahim nitelikli silahlardan olduğu, üzerindeki nüfus cüzdanının tamamen sahte olduğu ve çevredeki kamera kayıtlarının da net olmadığı, sanıkların beyanlarının, tanıklar ve Adli Tıp Kurumu’nun raporları ile doğrulanmıştır.”

Olayın gelişimine göre sanıkların silah kullanmalarına, şahsi kararlarına veya sırf kamu otoritesinin kuvvetini göstermek için keyfi olarak başvurmadıkları, hakkında birçok ağır suçtan yakalama kararı olan maktulün yakalandığında kaçması ile birlikte kolluğa karşı tabanca ile ateş etmesi hususlarının birlikte değerlendirilmesi gerektiği kaydedilen mütalaada, sanıkların kamu düzeninin gözetilmesi ve kendilerine yönelen bir tehlikeyi bertaraf etmek için silah kullandıkları anlaşıldığından, tüm sanıkların beraatlarına karar verilmesi talep edildi.

Mahkeme heyeti, taraflara süre vererek, duruşmayı erteledi.

-İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüpheli polis memurları O.C, C.Ü, Y.Y ve L.E. hakkında ”Meşru savunma sınırının aşılması suretiyle adam öldürme” suçundan ayrı ayrı 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?