Dördüncü İstanbul Arabuluculuk Konferansı

İSTANBUL (AA) – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin arabuluculuk konusundaki çabalarını sürdürdüğünü belirterek, “Bugünün çatışmalarını çözmek için arabuluculuk çok önemli bir araç ve Türkiye bu bağlamda üzerine düşen görevi yaptı.” dedi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun himayesinde düzenlenen “Dördüncü İstanbul Arabuluculuk Konferansı”, 150’den fazla büyükelçi, diplomatik misyon temsilcisi, yerli ve yabancı akademisyen, uzman, araştırmacı ve düşünce kuruluşu temsilcisinin katılımıyla İstanbul Conrad Otel’de başladı.

Çavuşoğlu, Finlandiya Dışişleri Bakanı Timo Soini, İsviçre Dışişleri Bakanı Didier Burkhalter ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, konferansa arabuluculuk ve arabuluculuğun önemi hakkında videolu mesaj gönderdi.

Çavuşoğlu, mesajında Türkiye ve Finladiya’nın BM çerçevesinde arabuluculuk alanında yapılan çalışmalara liderlik ettiğine dikkati çekerek, “Şu an eş başkanlığını yaptığımız ‘Arabuluculuk Grubu’nun 53 üyesi var. Bu grup dört önemli BM kararının çıkmasına ön ayak oldu ve bu kararlar uluslararası barış arabuluculuğunun çerçevesini oluşturdu.” bilgisini verdi.

– “Türkiye üzerine düşeni yaptı”

BM Genel Sekreteri Guterres’in arabuluculuk destek kapasitesinin artırılması konusundaki vizyonuna destek olma çağrısında bulunan Çavuşoğlu, “Bugünün çatışmalarını çözmek için arabuluculuk çok önemli bir araç ve Türkiye bu bağlamda üzerine düşen görevi yaptı.” değerlendirmesinde bulundu.

Çatışmaları önleme ve barışçıl çözümlerin Türkiye’nin geleceğe dönük girişimci ve insani dış politikasının çatısını oluşturduğunun altını çizen Çavuşoğlu, Türkiye’nin bu çalışmaları geniş bir coğrafyada sürdürdüğünü anlattı.

Çavuşoğlu, bu konferansın teori ile uygulamalar arasındaki sinerjiyi oluşturma ve her iki alanda da iyileştirme amacı taşıdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Biz bugün iki önemli soruna odaklanacağız. Arabuluculuğu potansiyel olarak tüm çatışma alanlarında kullanabilir miyiz, kullanamaz mıyız? Önleme ve çözüm olmak üzere barış anlaşmalarının uygulamaya geçirilmesi noktasındaki arabuluculuk rolünü de değerlendiriyor olacağız.”

Her tür çatışmanın önlenmesinde arabuluculuğun önemli olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, “Avrupa’da Müslümanlara dönük yapılan saldırıların artışı arabuluculuğun en önemli ilgi alanlarından bir tanesi. Arabuluculuk ve önleme burada anahtar rolüne sahip.” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, çok daha fazla arabulucunun eğitilmesi, kadınların ve gençlerinde bu sürece dahil edilmesi gerektiğini belirterek, bu konuda kapasite artırımına odaklanılmasının önemli olduğunu vurguladı.

“Arabuluculuk bütün çalışmalarımızın ana kemiği”

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de Türkiye bu önemli toplantıya ev sahipliği yaptığı için teşekkür ederek, “Arabuluculuk faaliyetleri çok boyutlu bir yaklaşım gerektiriyor. Dolayısıyla bizler, çatışmaların ortaya çıkmasını engelleyebilmek için çok iyi çalışmalar yapmak zorundayız.” değerlendirmesinde bulundu.

Çatışmanın şiddete dönerek kabul edilemez insani acılara yol açtığının altını çizen Guterres, arabuluculuğun, bütün çalışmalarının ana kemiğini oluşturduğunu kaydetti.

– “Arabuluculuk hayati önem taşıyor”

Finlandiya Dışişleri Bakanı Soini, mesajında “Arabuluculuk ve ortak çabalar, barışı sürdürme ve şiddeti önlemek açısından hayati önem taşıyor.” vurgusu yaptı.

Soini, uluslararası toplum nezdinde bu konudaki talebin arttığına dikkati çekerek, “Finlandiya ve Türkiye, bu ortak çağrıyı 2010 yılından beri dünya kamuoyuyla paylaşıyor.” ifadesini kullandı.

İsviçre Dışişleri Bakanı Burkhalter ise dünyada çok sayıda çatışma ve yerlerinden edilmiş çok sayıda insan varken barış arayışının herkes için bir öncelik haline getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, arabuluculukta daha fazla profesyonele ihtiyaçlarının olduğunu bildirdi.

– “Etkin arabuluculuk çok ihtiyaç duyulan bir husus”

Dışişleri Bakanlığı Siyaset Planlama Genel Müdürü Büyükelçi Burak Akçapar, bu seneki konferansın daha önce düzenlenen üç konferansın geleneğini sürdürdüğünü ifade ederek, “Etkin arabuluculuk halihazırda çok ihtiyaç duyulan bir husus.” diye konuştu.

Algılayıcı, bilinçli, bilgilendirici ve inovatif bir gündem oluşturmaya gayret ettiklerini dile getiren Akçapar, “Dünyanın çatışma haritası gittikçe çetrefilli bir hale geliyor. Hakikaten de çok kuvvetli aydınlanmış ve barış için geniş bir vizyon gerekiyor.” dedi.

Akçapar, arabuluculuğun temelde çatışmaların dostane ve barışçıl yöntemlerle çözülmesini gerektirdiğinin altını çizerek, “Ama arabuluculuk sadece çatışmaları çözmekle tamamlanmaz. Çatışmaların önlenmesi de gerekir.” şeklinde konuştu.

Akçapar, BM Genel Sekreteri Guterres’in arabuluculuğa çok önemli bir rol atfettiğini hatırlatarak, BM’deki “Arabuluculuk Dostlar Grubu”nun çalışmalarının yoğunlaştığını ve kapasite artırımı için daha da ileri adımların atılacağını kaydetti.

Bu konferansın temasının “Güçlü Diplomasi, Etkin Arabuluculuk” olduğunu ifade eden Akçapar, “Bizler evrimleşen ve daha da çetrefilli hale gelen arabuluculuk coğrafyasındaki faaliyetlerimizi genişletmek ve çatışmayı önlemek için bu bağlamdaki kapasitemizi güçlendirmek mecburiyetindeyiz.” dedi.

– “Barış konusunda taviz verecek lüksümüz yok”

Akçapar, arabuluculuk konusunda kadınların katılımına çok daha fazla ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek, kadınların arabuluculuğa katılımının sağlanmasının ve gençlerin bu konuda eğitilmesinin de gündemlerinde olduğunu dile getirdi.

Türkiye ve Finlandiya’nın başlattığı “Barış İnsiyatifi için Arabuluculuk” ve “Arabuluculuğun Dostları Grubu”na değinen Akçapar, bunların bugün barış gündeminin ne olması gerektiğini belirlediğini kaydetti.

“Bizler dünyanın öyle bir coğrafyasında yer alıyoruz ki barışın sürdürülebilmesine ilişkin taahhütler çok elzem. Bizler sürdürülebilir barışı hayata geçirebilmek için çok çaba sarf eden bir ülkeyiz.” diye konuşan Akçapar, Türkiye’nin bu çabalarının tüm dünya tarafından çok büyük bir takdir kazandığını vurguladı.

Akçapar, en gelişmiş ülkelerde de gerginliklerin ve çatışmaların arttığına dikkati çekerek, “Hiçbir ülke çatışmalara karşı bağışıklığa sahip değil. Bizler toplumları daha dirençli hale getirmeli ve kurumları güçlendirmeliyiz. Barış konusunda dünyanın hiçbir yerinde taviz verecek lüksümüz yok.” dedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?