Diplomalarını kenara bırakıp “Karanfil kokulu kadın” oldular

İZMİR (AA) – EFSUN YILMAZ – İzmir’in Karaburun ilçesinde, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel motiflere tekrar hayat vermek için bir araya gelen, aralarında avukat, endüstri mühendisi ve öğretmenlerin de bulunduğu “Karanfil Kokulu Kadınlar Çalışma Grubu” üyeleri, yaptıkları el işi ürünleri yurt dışına da satıyor.

“Karanfil Kokulu Kadınlar Çalışma Grubu”nun hikayesi, öğretmen Ayşe Furuncu’nun emekli olduktan sonra doğup büyüdüğü Karaburun’a yerleşmesiyle başladı. Karaburunlu kadınların yüzyıllar önce “tel kakma” tekniği ile işlediği motiflerin peşine düşen Furuncu, önce bu teknikle yapılan örtülerin sandıklardan çıkarılmasını sağladı.

Karaburunlu kadınlar da “Bir avuç altın”, “Elti eltiye küstü” gibi her biri ayrı bir öyküyü anlatan ve unutulmaya yüz tutan motifleri yeniden işlemeye başladı. Bölgede yüzyıllardır, kayınvalidelerin gelinlerine güzel koku vermesi için hediye ettiği karanfil kolyelerden esinlenilerek Ayşe Furuncu öncülüğünde “Karanfil Kokulu Kadınlar Çalışma Grubu” oluşturuldu.

Grupta yer alan kadınlar, gümüş teller ile işlenen motiflerin bulunduğu örtü, tepsi ve giysileri satışa sundu.

“Karanfil Kokulu Kadınlar” arasına, yeni bir hayat için Karaburun’a yerleşme kararı alan, emekli olan veya işini bırakan öğretmen, avukat, endüstri mühendisi kadınlar da katıldı.

Unvan ve mesleklerini şehirlerde bırakıp şalvarlarını giyen meslek sahibi kadınlar, Karaburunlu kadınların yüzyıllardır işlediği motifleri yapmayı öğrendi.

Gencinden yaşlısına yaklaşık 50 kadının oluşturduğu “Karanfil Kokulu Kadınlar Çalışma Grubu”, fiyatları 2 bin liraya varan el işi ürünlerini Türkiye’deki meraklılarının yanı sıra az da olsa sipariş usulü Avrupa, ABD ve Arap ülkelerindeki müşterilerine gönderiyor.

– 2 bin 500 motif

Ayşe Furuncu, öğretmenlikten emekli olduktan sonra memleketi Karaburun’a, ata toprağına “Bakkal amcanın kızı” olarak yeniden döndüğünü, komşuları ile kaynaştığını anlattı.

Kadınların evden çıkıp üretime katılmasını hedeflediğini belirten Furuncu, “Aramızda emekli olup doğduğu yere dönenler, ev kadınları, başka yerlerde doğup buraya yerleşenler var. En büyüğümüz 86 yaşında en küçüğümüz fizik mezunu bir genç kız. Kendini bu grupta farz eden herkes Karanfil Kokulu Kadın olabilir, ister işini, ister muhabbetini getirir.” dedi.

Motif örneklerini sandıklardan çıkardıklarını ve 2 bin 500 deseni örtülere gümüş tellerle işleyebildiklerini aktaran Furuncu, şöyle konuştu:

“Telli işlerimiz eskiden sandıktan çıkmazdı, şimdi çıkarıyoruz, hayat buluyor. Kadınlarımızın da parmak kasları ve beyinleri çalışıyor. İsterse para kazansın isterse evine katkıda bulunsun. Karanfil Kokulu Kadınlar adının kullanım hakkını da avukat arkadaşımız sayesinde aldık. Sabahları işlerimizi bitirdikten sonra işimizi alıp bir araya geliriz. Ölümde sevinçte hep birlikteyiz. Birbirimize de yardımcıyız.”

El işi ürünlerin oldukça pahalı olduğunu anımsatan Furuncu, nakışın ağırlığına göre 100 liradan başladığını, ortalama 600-700 liraya satıldığını, bazı ürünlerin de 2 bin liraya alıcı bulduğunu kaydetti.

Memurdan endüstri mühendisine, ev kadınından öğretmene kadar birçok meslek grubundan kadının ürettiklerinin yurt dışına da satıldığını bildiren Furuncu, şu bilgileri verdi:

“Evlerinde kullanmak için el işi ürünlerimizi alanlar oluyor. Zaman zaman yurt dışında yaşayıp memleket hasreti çekenler oluyor, böylece işlediklerimiz Avustralya, Amerika, Hollanda, Fransa’ya gidiyor. Arap ülkelerine de giden ürünlerimiz oluyor. Baş örtüsü ya da tepsi alıyorlar.”

– Başka bir dünyaya adım attılar

Emekliliği sonrası Karaburun’un Kaynarpınar köyüne yerleşen endüstri mühendisi Tülay Yener de aslen Ankaralı olduğunu ama artık “Karanfil Kokulu Kadınlardan” biri sayıldığını söyledi.

Karaburun’da çok şey öğrendiğini, “Bilenlerin bildiklerini bilmeyenlere anlattığını” ifade eden Yener, “Buradaki kadınlarla belli ortak noktalarımız var. Bazen kulübemizde bazen de de bir çınar altında bir araya geliyoruz. Ben insanların kendilerine hayatta hak tanımaları gerektiğine inanıyorum. Benim etiketim uzaklarda kaldı. Burada herkes gibiyim, yaptığımız işlerin hikayelerini çok iyi bilmiyorum ama ben de öğrenmeye çalışıyorum.” dedi.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Fizik Bölümünden mezun olduktan sonra malzeme mühendisliği alanında yüksek lisans yapan Yasemin Keskin ise “hesap işi” adı verilen bir örnek üzerinde çalıştığını dile getirerek, şöyle konuştu:

“Hesap işi diğer kanaviçe işlerden zordur. Delikleri hesaplayarak yapmak lazım. Aslında mesleğime de uyuyor. Bilim benim hayatımda çok önemli ve fizik de çok zor ama ben bu işlere de önem veriyorum. Çeyiz konusuna gelince, her genç kızın hayali ama hayırlısı olsun diyelim.”

– Motiflerin anlattıkları

Yüzyıllar önce kadınların duygularını yansıttığı motiflerin birbirinden ilginç hikayeleri şöyle:

Kuleli: Karaburun’da 500 yıl önce yaşamış Mintan Nine’nin topal oğluna kaçan genç kız için yaptığına inanılan, çok zor desende kuleler ve kulenin pencereleri yer alıyor.

Bir avuç altın: 1800’lü yıllarda bir İngiliz çiftin, Karaburun’daki bir genç kızdan elindeki işi satın almak istediği ve kızın da “Bir avuç altın versen de satmam” dediği anlatılıyor. Motifte de yere atılan altınlar nakşediliyor.

Elti eltiye küstü: Bozköy’de yaşamış, işlediği örtü için iki gelininin tartıştığı kayınvalidenin, birbirine sırt çeviren iki kişiyi anlattığı el işini gelinlerine kızarak bir başka kadına hediye ettiği söyleniyor.

Çarkıfelek: Akıp giden zamanda şans getirmesi için işleniyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?