Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında soruları yanıtladı

İSTANBUL (AA) – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 24 Nisan'ı, sözde Ermeni soykırımını anma günü ilan etmesine ilişkin olarak, “Bizim tarihimizde soykırım yoktur. Ermeni soykırımı diye sözde bu ifadeyi dikkatli kullan. ” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATV, A Haber ortak yayınında soruları yanıtladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 24 Nisan'ı sözde Ermeni soykırımını anma günü ilan etmesine ilişkin soru üzerine Erdoğan, birileri rahatsız olacak diye gerçekleri dile getirmekten geri durmayacaklarını vurguladı.

Erdoğan, modern tarihin ilk soykırımı olarak nitelendirilen 600 bin Katolik'in hayatını kaybettiği Vendee soykırımını hatırlattı. Fransız ordularının 1830'da Cezayir'i işgaline de değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

“1839 Gabon, bir sömürge merkezi kurarak burayı bir köle ticaret merkezi haline getirdiler. 1840, Senegal… İşgal sonrası büyük bir Hristiyanlaştırma çalışması başlattılar. Çünkü orası ağırlıklı Müslümandı. 1861-1904, Benin… Süreç içerisinde Fransız işgaline karşı çıkan ayaklanmalar, Fransızlar tarafından kanlı şekilde bastırıldı. 1872-1954, Vietnam. 500 binden fazla Vietnamlı Fransızlar tarafından katledilmiştir. 1881-1884, yine Cezayir. Fransız işgalini sona erdirmek amacıyla çıkan ayaklanmada çok sayıda insan katledilmiştir. Yerli Kanunu adı verilen zulüm kanunları uygulamaya geçirilmiştir Cezayir'de. 1881, Tunus… 1881'de Fransızların yönetimine geçti ve işgale direnenler katledildi, halk Fransızca eğitim öğretime başladı. 1896 Gine… Fransızlar, İslam'ın izlerini silmek için İslami eğitimi yasakladılar ve Hristiyanlaştırma çalışması başlattılar. ”

  • “Siyasette yenisin, önce bunun tarihini bir öğren ”

    Macron'un bunları bilmediğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Macron'a ben söyledim, 'Sen daha siyasette yenisin, önce bunun tarihini bir öğren'. 'Bizim tarihimizde yok' diyor. Bak şimdi ben sana tarih dersi veriyorum. Bunları bir defa iyi öğrenmesi lazım. Bakın çok ilginçtir, 1896-1919 Burkina Faso. Bu ülkeyi tamamen sömürge haline getirdiler. 1903 Moritanya. Moritanya'yı işgal ederek yoğun Hristiyan misyonerlik faaliyetlerini başlattılar. 1911, Çad. Çad'ı tamamen işgal ettiler, İslami eğitimi tamamen yasakladılar. 1916, Kamerun. Müslümanlara baskı uygulayarak misyonerlik faaliyetlerini sürdürdüler. 1917, Cibuti… Orası da Müslümandır. Afar Müslümanları tarafından başlatılan ayaklanmayı bütün insanlık dışı uygulamalarla bastırdılar, ayrıca Müslümanların dinlerini öğrenmelerini engellediler. 1945, yeniden Cezayir'e döndük. 8 Mayıs 1945'te bağımsızlık yanlısı 45 bin Cezayirliyi, kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden katlettiler, 132 yıl işgal altında kalan Cezayir'de 1,5 milyon Cezayirli hayatını kaybetti. Buradan tabii Cezayirli kardeşlerime de bu vesileyle seslenmiş oluyorum. 1961 Paris… 17 Ekim 1961'de Fransız polisi, ülkelerinin Fransız koloni yönetiminden bağımsızlığını talep eden silahsız Cezayirli göstericilerin üzerine ateş açarak göstericilerin ölümüne sebep oldu. 1994, Ruanda… 800 bin Tutsi ve Hutu'nun ölümüyle sonuçlanan soykırım hakkında oluşturulan Ruanda Araştırma Komisyonun hazırladığı rapora göre, Fransa ülkede yapılan soykırıma faal olarak katılmıştır. Raporda, Fransa ayrıca soykırımcılara istihbarat, strateji, askeri eğitim desteği sağlamakla öldürülecek kişilerin listesinin belirlenmesine katkıda bulunmakla, silah temin etmekle suçlanmıştır. ”

  • “Bizim tarihimizde soykırım yoktur ”

    Benzer şeylerin yine egemen güçler tarafından dünyanın değişik ülkelerinde yapıldığını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Macron, sen önce bir defa bu işi hallet. Bizim tarihimizde soykırım yoktur. Ermeni soykırımı diye sözde bu ifadeyi dikkatli kullan. Önce bu işin bir tarihini öğren. Ermeniler, bizim ülkemizde hiçbir zaman soykırıma tabi tutulmadığı gibi şu anda ülkemizde 100 bin civarında vatandaş, vatandaş olmayan Ermeni var. Bunlar bizim ülkemizde yaşıyorlar. Yaşamaya da devam edecekler. Biz bunların mesela vatandaş olmayanları Ermenistan'a gönderebilirdik ama göndermedik. Çünkü kendi ülkelerinde bunların huzuru yoktu ama şu anda nereden çıktıysa bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü, Macron çıktı Ermenileri öptü. Hayırlı olsun. ”

  • “Avrupa Birliği, ben buna iki yüzlülük demiyorum, çok yüzlülük diyorum “

“Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde kapıda bekletilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? AB sürecinde neredeyiz? ” şeklindeki soruyu ise Erdoğan, şöyle yanıtladı:

“Avrupa Birliği, ben buna iki yüzlülük demiyorum, çok yüzlülük diyorum, bunu iktidara geldiğimizden bu yana bize karşı hep uyguladı. Bir defa dürüst değiller. Yalanı acayip kullanıyorlar. İşte, şu en son mülteciler olayında bir taraftan kalkıp yüzümüze karşı 'Siz 3,5 milyon mülteciyi ülkenizde barındırıyorsunuz. Size ne kadar teşekkür etsek azdır. Onun için biz de her türlü desteği vereceğiz'… Peki verin… Söz veriyorlar. Yalan dedim ya, 3 artı 3 milyar avro ilk etapta biz size bir destek vereceğiz… Peki şu ana kadar ne verdiler? Şu ana kadar 1 milyar 750 milyon avro verdiler. Nerede gerisi? Yok. Burada bizim bütçemize vermiyor, bunu uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla Kızılay'a veya AFAD'a veriyor. İkide bir karşımıza çıkıyorlar şunu söylüyorlar: 'Hani proje?' Proje dediğin şey ne? Gel Kilis'e projeyi gör, nasıl uygulandı. Kampa gel. Gel Gaziantep'e, oradaki kampları gör. Hatay'a gel, oradaki kampları gör. Her taraf kamp. Gel buraları gör. ”

  • “Bizi Müslüman olduğumuz için almıyorlar ”

Şu anda 310 bin Suriyelinin Suriye'ye döndüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “310 bin mülteciye kim bakıyor? Suriye mi bakıyor? Biz bakıyoruz. Şu anda bizim Kızılay ekiplerimiz orada, devlet olarak biz oradayız, askerimiz orada. Bütün bunların hala bakımını biz yapıyoruz. ” ifadesini kullandı.

Avrupa Birliği ile ilgili süreçte ilk başta 15 fasılla başladıklarını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

“15 faslın olduğu zamanda ben Başbakan olarak liderler zirvesine katılabiliyordum. O zaman da tabii liderler zirvesinde katılan ülkelerin sayısı şimdiki gibi değil, yanılmıyorsam 15 ülkeydik ve daha sonra ne zamanki Sarkozy Fransa'nın başına geldi, Merkel Almanya'nın başına geldi, geldikten sonra bütün bu fasılları 15'ten 35'e çıkardılar. Onunla da kalmadılar bir diğer taraftan da liderler zirvesini de ortadan kaldırdılar. Liderler zirvesini ortadan kaldırırken Türkiye dışında müzakereye en yakın olan ülkeleri aldılar, Türkiye'yi almadılar. Bununla kalmadılar ve bir anda hemen Avrupa Birliği üyelerinin sayıları tırmanmaya başladı. Onlar artarken Türkiye'yi dışarıda tuttular. İkide bir bize ne dediler? 'Bu fasılların gereklerini yerine getirmeniz halinde Türkiye'yi de alırız.' Türkiye'yi almamalarını artık açıklıyorum, ifşa ediyorum. Tek sebebi var, biz Müslümanız, bizi Müslüman olduğumuz için almıyorlar. Çıkın açıklayın bunu, bunu da açıklayamıyorlar. 'Nereden biliyorsun bunu?'… Bunu yine bu ülkelerin içinde görev yapmış Dışişleri Bakanlarından öğrendim. İtirafları… Vakti saati geldiğinde ismini de açıklarım. Bunlar bu kadar açık, net ortada. ”

Bunları söylediğinde, “Böyle şey olur mu? ” şeklinde karşılık aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bahaneleri şu, 'Sizi nüfusunuz kalabalık olduğu için almıyoruz.' Başta bunu niye demediniz? Türkiye'nin nüfusu oldu 82 milyon. Bundan dolayı Türkiye, Avrupa Birliğine yük olurmuş. Ne yük olacağız? Zaten siz Avrupa Birliği olarak eskiden parasal destekleri veriyordunuz. Şimdi artık bunları da kaldırdınız. Bir arada işte genç nüfus filan falan demeye başladılar. Bunların hepsi yalan. ” diye konuştu.

  • Teröre destek veren ülkeler

“Teröre destek olan bir Avrupa görüyoruz. Bu minvaldeki değerlendirmelerinizi de alabilir miyiz? ” şeklindeki soru üzerine ise Erdoğan, “Teröre ve terör örgütlerine sadece Avrupa Birliği destek olmuyor ki. Bu konuda şu anda Amerika'nın Suriye'de yaptığı ne? PKK'nın özellikle terör ayağı olan ki zaten kendisi terör örgütü, YPG, PYD bunlar terör örgütü değil mi? Bunlara şu anda Amerika destek vermiyor mu? 23 bin tır ve kamyon, mühimmat, araç, silah, bunlar nereye geldi? Bunların hepsi Suriye'ye geldi. Şu anda bunlar kuzey Suriye'deki üslere, aynı zamanda bu terör örgütünün bulunduğu yerlere bunlar geldi. Bunların hepsi Irak tarafından buraya geldi ve silahlandırıldılar. ” dedi.

ABD'nin DEAŞ'a karşı mücadeleyi bu örgütlerle yürüttüğünü iddia ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Hani 'Kürtler dostumuzdur oyununa geliyorlar ya. 'Kürtlere karşı aman şöyle olmasın böyle olmasın' ne alakası var? Bunlar terör örgütleri. Terör örgütlerine geliyor bu desteği veriyorsun. Bir defa gözleme noktalarında filan tabii Amerika yok. Orada tabii biz 11-12 noktamız var. Bunun yanında Rusya'nın var. İran bile oralara pek girmedi ama Amerika nasıl olsa diyor benim üslerim var, işte 18 tane üssü var. Bu üslerde bütün gerekli olan destekleri onlara veriyor. Bu tür desteklerle de maalesef orada ortamı geren bir yapı söz konusu. Bu terör örgütlerini de Kürtler adına kullandığını söylüyor. Yoksa samimi Kürtlerin veyahut da bunların Kürtleri temsili diye bir şey söz konusu değil. ” diye konuştu.

  • “Suriye'de de yine Amerikan silahları piyasada satılıyor “

ABD'nin terör örgütlerine verdiği silahları geri alacağına dair sözlerini hatırlatan Erdoğan, şunları anlattı:

“Ben kendilerine dedim ki, 'Sayın Trump, aynı şeyi bize Bush da söylemişti. Nerede? Irak'ta söyledi. Irak'a Amerika girdiği zaman ne olacak bu hal dediğimizde o zaman Bush bize dedi ki biz buradan ayrılırken bütün seri numaralı bizde olduğu için bu silahları alarak biz buradan çıkacağız ama daha sonra bizim oradaki terör örgütleriyle mücadelemizde baktık ki bütün Amerika'nın silahları orada. Şimdi, piyasada da var. Çünkü bu silahlar götürülmedi. Bu silahlar aynı zamanda piyasaya satıldı. Şu anda Suriye'de de yine Amerikan silahları piyasada satılıyor. Olay sadece bu terör örgütlerinin elinde değil. Geçim kaynakları nereden bunların. Çok ciddi bir silah pazarı var. Silah pazarında da bunlar şu anda satılıyor ama biz bunları kendilerine söylediğimiz halde bunlar hala buradan 'şöyle bir el çekelim, burada bir yanlış var', bunları demiyorlar. Fakat bu gerçekler tabii önlerine devamlı gelecek. En son Hamburg'da yaptığımız G20 Zirvesi'nde bunları yanındaki yetkili adamlarıyla beraber de konuştuk, görüştük. Aynen bunları kullandı. 'Biz buradan çekilirken bütün silahlarımızı alacağız, bunların seri numaralı bizde var' Biz de onlara aksini söyledik, tespitli söyledik ki o zaman aslında bin 250 tırdı, daha sonra bu rakam 23 bin tıra çıktı. ”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?