Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayına katıldı

İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa'nın, bazı ülkeler dışında akıl tutulması geçirdiğini belirterek, “Hele hele Almanya, bu kadar güzel şeyler kendileriyle konuşuyoruz, ediyoruz vesaire… Başka şeyler konuşuyorlar ama bakıyorsunuz yine bu terör örgütlerine, başta PKK olmak üzere, FETÖ olmak üzere kapılarını açıyorlar. ” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Habertürk TV, Show TV ve Bloomberg HT ortak canlı yayınında Habertürk TV Genel Müdürü Veyis Ateş'in sorularını cevapladı.

“Eski adıyla Yassıada, yeni adıyla Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın bir açılış olacak mı ya da kamu orayı ne zaman görecek, ziyaret edebilecek? ” sorusu üzerine Erdoğan, şu cevabı verdi:

“Tabii olacak. Ama bu Demokrasi ve Özgürlükler Adası, gerçekten çocukluğum ile özellikle Adnan Menderes'in rahmetli, tabii o idama gidişi esnasındaki resmi unutmam hiç mümkün değil. Tabii Faruk Nafiz Çamlıbel de biliyorsunuz onlarla beraber o zaman hapiste yaşayanlardandı. Bir dörtlüğü vardır çok manidardır, 'Bilmiyor gülmeyi sakinlerin binde biri/ Bir vatan derdi birikmiş bir avuçluk karada/ Kuşu hicran getirir, dalgası hüsran götürür/ Mavi bir gölde elem katresidir Yassıada. ”

Yassıada'nın eski ve yeni fotoğraflarını göstererek projeyi anlatan Erdoğan,Yassıada üzerinde çok şeylerin yazıldığını, burada Bizans döneminden kalma hücrelerin yer aldığını söyledi.

İdamın olduğu dönemlerde kullanılan binalarla ilgili projenin devam ettiğini aktaran Erdoğan, projeyi 2019 yılının başlarında bitireceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ağaç katletmek CHP'nin işidir. Ben size şimdi enteresan bir şey söyleyeceğim, CHP'nin yeşilden anladığı nedir biliyor musunuz? Taşlara, kayalıklara yeşil boya püskürtüyorlar. Kayalıkları yeşile böyle getiriyorlar. CHP'nin yeşili budur. Biz ise yeşili böyle anlarız, fark bu. Biz milyonlarca, milyarlarca ağaç diktik. Yeşili yaşatmayı biz biliriz. Eski Yassıada'nın halini görüyorsunuz. Buranın yeşil ile alakası var mı? Yok. Bambaşka bir Demokrasi ve Özgürlükler Adası olacak. ” dedi.

– “Bizimkisi Demokrasi ve Özgürlükler Adası olacak ”

“Adnan Menderes sizin için ne ifade ediyor? ” sorusu üzerine Erdoğan, Menderes'in Yassıada'da çekilmiş bir fotoğrafını göstererek, şu cevabı verdi:

“Şu resim her şeyi ifade eder. Şu hali görüyorsunuz değil mi? Merhum Menderes'in son dönemi. Bu ülkeye bunca hizmet vermiş bir Başbakana şu reva mıdır? Başında bir albay veya bir binbaşı onu idama hazırlıyor. Onlar bunu hayal ederken, AK Parti'nin hayal ettiği Demokrasi ve Özgürlükler Adası bu ama CHP'nin hayal ettiği bu. Bizim için birçok şeyi planladılar ama bunlar bilmediler ki bu planların üzerinde Allah'ın planı var. CHP böyle kalsın istiyordu, biz ise proje bitince inşallah böyle olacak. Şunu unutmayalım bizimki demokrasi adası olacağı için bir darbe adası değil. Bu CHP'lilere yakışandır. Bizimkisi ise Demokrasi ve Özgürlükler Adası olacak. ”

– “PKK sizden 3 ay önceden izin mi alıyor? ”

“AB'nin önde gelen ülkeleri, gerek 16 Nisan gerekse bu süreçte miting yapmanıza izin vermedi. Geçtiğimiz günlerde HDP Almanya'da miting yaptı. Bu durumu ilgili bakanlıklar nezdinde sordurdunuz mu? Seçilirseniz eğer AB ile ilişkiler normale döner mi yoksa bir süre daha devam eder mi? ” sorusuna karşılık Erdoğan, şunları söyledi:

“Gerçekten Avrupa, bazı ülkeler dışında bir akıl tutulması geçiriyor. Hele hele Almanya, bu kadar güzel şeyler kendileriyle konuşuyoruz, ediyoruz vesaire… Başka şeyler konuşuyorlar ama bakıyorsunuz yine bu terör örgütlerine, başta PKK olmak üzere, FETÖ olmak üzere kapılarını açıyorlar. Bütün bunların hepsinin altında yatan gerekçe şu, bana göre. Güya bunlar 'Böyle yaparsak Türkiye'yi köşeye sıkıştırırız.' Yahu sıkıştıramayacaksınız. Darbe yapıldı, ne oldu? Ne elde ettiniz? Biz, bir yerlerle nasıl bir kontak içerisinde olduğunuzu biliyoruz ama bunu size söylediğimiz zaman da rahatsız oluyorsunuz.

Bir ara toparladılar işi bu terör örgütlerine karşı ciddi bir adım attılar. Ama şimdi yine seçim yaklaşıyor, bahaneler uydurmaya başladılar. Yok 3 ay önceden müsaade alınması… Bugüne kadar öyle bir şey olmamış ki. PKK sizden 3 ay önceden izin mi alıyor? Siz bizim oradaki bırakın partiyi, oradaki sivil toplum örgütlerimize dahi müsaade etmiyor. Salon vermiyorlar. Böyle bir yaklaşım tarzı olabilir mi? ”

– “Teröristlere bu kadar, bu zemini açık tutmamaları gerekir ”

Bunun kalıcı olacağına ihtimal vermediğini dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Ancak karşılıklı olarak saygı, sevgi olursa biz de saygı, sevgi gösteririz. Ama bu saygı, sevgi olmazsa kusura bakmasınlar biz de gereğini yaparız. Dışişleri Bakanımız, Solingen faciasının yıl dönümü sebebiyle Almanya'ya gidecek ve Almanya'da Sayın Merkel ile görüşmeleri yapacaklar. Bu konuları da görüşecekler. Fakat şunu bilmeleri lazım ki biz sizinle NATO'da beraberiz. Birlikte küresel bir gücüz. Aramızdaki ticari ilişkilere baktığımız zaman ortada önemli bir ilişki ağı var. Beş milyona yakın insanım var sizde. Bir milyonun üzerinde çifte vatandaş olanlar var. Bu kadar iç içe girmiş olan, 4,5-5 milyona yakın her yıl Alman turistin ülkemize geldiği Almanya, niçin Türkiye'ye böyle bakar.

Bunu bizim aşmamız gerekecektir. Onun için duygusal, hissi hareket etmeyeceğiz. Ama bu teröristlere de bu kadar bu zemini açık tutmamaları gerekir. Burada karşılıklı menfaat esasına göre inşallah temenni ederim ki bu süreci hallederiz ve ben de şu anda kalan süreç içinde çok da önemsemiyorum. Biz zaten Bosna Hersek'te Avrupa'ya gerekli olan mesajı verdik. Bosna Hersek'te 15 bine yakın insanın katıldığı kapalı salon toplantısında Almanyası da vardı, Hollandası da Fransası da Belçikası da hepsi oradaydı. Oradan zaten mesajlar gideceği yere gitti. Bizim hamdolsun telaşımız yok. Ülkemizde yapıyorum, televizyonlar vasıtasıyla mesajlarımızı ulaştırıyoruz. Neticenin hayırlı olacağına inanıyorum. Eğer dünyada barışa gayret edeceksek, barışı temine çalışacaksak teröristlere zemin hazırlamakla bu olmaz. Onun için teröristlerin önünü keserek, barışa koşan, barış sevdalıları olan el ele verenlerle, demokrasi mücadelesini ancak böyle götürebiliriz. ”

– “Kuzey Suriye'deki yaklaşımlarını hiç iyi bulmadım ”

“Aşılamayan sorunlar var. Mesele Başkan Trump'ta mı yoksa ABD'deki yerleşik düzende mi? ” sorusu üzerine Erdoğan, Amerika'nın kendine has bir yönetim anlayışı olduğunu, özellikle Amerika'da başkanlık dışındaki yapılanmanın da farklı olduğunu söyledi.

Trump ile farklı bir süreci çalıştıracaklarına inandıklarını, hala da inandıklarını belirten Erdoğan, “Ama ben Kuzey Suriye'deki yaklaşımlarını hiç iyi bulmadım. Oraya 5 bin tır silah, mühimmat getirmelerini, 2 bin kargo silah, mühimmat getirmelerini doğru bulmadım. Bunları kim için getiriyorsunuz? Kime karşı getiriyorsunuz? Orada 911 kilometre sınırı olan biziz. Orada 20 civarında ABD'nin üssü var. Peki bunu kim için kuruyorsunuz? Kime karşı kuruyorsunuz? Bu sınırlarda Türkiye var. Türkiye'nin buradaki illerine, insanlarına karşı siz YPG, PYD'yi destekliyorsunuz. Onlara her türlü silahı, gücü veriyorsunuz. Biz, sizden paramızla silah alamıyoruz, siz ücretsiz olarak bu terör örgütlerine parasal destek veriyorsunuz. Ondan sonra da Türkiye tavır koyunca 'Niye tavır koydu' diyorsunuz. Kusura bakmasınlar. Şu anda biz yine başımızın çaresine bakmak durumundayız. Bunu nasıl temin edeceksek, nasıl halledeceksek bu şekilde halledeceğiz. Ama bizim Amerika ile olan NATO'daki birlikteliğimiz stratejik ortaklığımız kabul görmesi lazım. Kabul görmediği zaman, burada tabii biz de değerlendirmelerimizi yapmak durumundayız. ”

– “İstanbul adaylarımızı tanıtacağız ”

“Sahur yapanlardan mısınız efendim? Torunlarla ilişkileriniz nasıl, vakit ayırabiliyor musunuz? ” sorusu üzerine Erdoğan, şöyle cevap verdi:

“Tabi şimdi okullar ve bizim de yoğun mesailerimiz ama ayırmaya çalışıyoruz. Bu akşam buraya gelirken onlar uğurladı beni. Şimdi de 'Dede sahuru beraber yapalım' dediler. Ufak olmalarına rağmen maşallah oruç da tutuyorlar. Şimdi onlara, sahura yetişeceğim. Tabii yarın malum, inşallah Tekirdağ mitingimizi Çorlu'da yapacağız ve Çorlu'dan önce de Haliç Kongre Merkezi'nde İstanbul adaylarımızı tanıtacağız. İstanbul adaylarımızı tanıttıktan sonra Çorlu'ya gideceğiz, Çorlu'dan sonra gelip burada bir iftar sofrasına yine Haliç Kongre Merkezi'nde iftarda arkadaşlarımızla buluşacağız, İstanbul bürokrasisini, vesairesini orada onlarla birlikte olarak yapacağız. Ama bu arada tabii bütün arkadaşlarımız hepsi fetih programlarıyla ilgili hazırlıklarını da sürdürüyor. İstanbul yine muhteşem bir fetih programını da yaşayacak. ”

Erdoğan, “Torunlar, yarın bir gün Allah ömür versin büyür ve 'Dede biz siyasete girmek istiyoruz' derlerse ne dersiniz? Sıcak bakar mısınız? ” sorusunu şöyle cevapladı:

“Gün ola harman ola. Niye bakmayalım? Siyasetin içerisinden geldik, onların da babaları, biz. Bakalım o gün ne olur, ne görürüz. Hele bir gelsin. ”

Erdoğan, yayın sonunda, “Yatırımlar, vesaire giremedim. Zaten karşımızda yatırımcı sağolsun adaylar da yok. Yatırım diye de bir dertleri yok. Böyle bir durumları var. Çünkü bakıyorsunuz Sayın İnce, 'Ben artık otomobil yatırımı falan, filan bu işlerden anlamam. Sayın Erdoğan 20 yıl geriden geliyor.' diyor. Ne anlıyorsa bundan. Otomobilde bizim ihracatımız şu anda 30 milyar doların üzerinde. Bilgisi yok, habersiz. Olayın teknolojisinden bahsediyorsa şu anda 5 babayiğit çalışma yapıyor. Bu 5 babayiğit, bu ülkenin en seçkin grupları ve bunlar tabii ki en gelişmiş teknolojiyi burada kullanmak suretiyle inşallah ülkemizi otomotiv sektöründe de hem iç piyasaya hem de ihracata yönelik olarak hazırlayacaklar. Herhalde bu 5 tane babayiğit, Sayın İnce gibilerini ceplerinden defalarca çıkarırlar. Bunlar çünkü o sektörün içerisinde yetişmekle kalmamışlar, farklı sektörlerde de bu ülkenin en saygın firmaları. Onlar öyle kolay kolay her yere adım atmazlar. Bizim ülkemizin menfaatine olacak böyle bir adımda da ben bu 5 tane babayiğide de özellikle teşekkür ediyorum çünkü 'made in Turkey' olarak ürünümüzü dünyaya bu firmalarımız inşallah pazarlayacaklar ve ben bunu çok önemsiyorum. Bir diğer konu, savunma sanayi.

Savunma sanayiinde ne yapacaktık, girmeyecek miydik? Sayın İnce, hala biz bir yerlerden tanklar gelsin, bir yerlerden İHA'lar gelsin, SİHA'lar gelsin, böyle adım atalım, bunu mu söyleyecektik. Eğer biz hala onları bekleyecek olsaydık bugün Afrin olayında, Zeytindalı Operasyonu'nda yarı yolda kalabilirdik. içteki terörle mücadelede yarı yolda kalabilirdik. Ama bunları kendimiz üretir hale geldiğimiz için biz Amerika'ya, İsrail'e muhtaç olmaktan kurtulduk. Amerika bize İHA'ları, SİHA'ları vermedi, vermiyordu. İsrail'den aldıklarımız da maalesef arıza yaptığı zaman, tamir bakımı mümkün olmuyordu. Ama şimdi böyle bir derdimiz artık yok, bunları çözüyoruz. Ve zırhlı taşıyıcılarda Türkiye'de artık rekabet var. Ve zırhlı taşıyıcılarda Türkiye'nin markaları gerçekten 3. ülkelere ihracatta da çok önemli bir konumda. Sayın İnce, Sayın Kılıçdaroğlu, oturun, bunları bir defa iyi konuşun, iyi tartın. Bunlar olmadığı zaman siz bir defa istediğiniz gibi adımı atamazsınız, yarı yolda belinizi bükerler. Tabii bunlar bu dönemleri yaşamadıkları için bunları pek de bilmiyorlar. ” şeklinde konuştu.

Savunma sanayiinde yerlilik oranının 2002 yılında yüzde 20 olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu rakamın şimdi yüzde 65'e çıktığını vurguladı.

Erdoğan, 2002'de proje sayısının 66 olduğunu dile getirerek, şimdi savunma sanayiinde proje sayısının 600 olduğunu söyledi.

Projelerin toplam bütçesinin 2002'de 5,5 milyar dolar olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şimdi ise 60 milyar dolara çıktı. Anlatacağım burada çok çok şeyler var ama savunma sanayiini hafife alan hiçbir ülke iflah etmez. Bunu bir defa sağlama almak lazım ki bir defa ciddi manada bir rahata kavuşalım. Anlatacak olan şeyler çok. Mesela milli motorlar, bunları da inşallah hepsini kendimiz üretir hale geleceğiz. Artık, sık sık televizyonlardaki programlarla da milletimin karşısına çıkacağım ve bu programlarda bu akşam burada işleyemediğimiz hatta hatta tekrarı gereken birçok projelerimizi, programlarımız anlatacağız. ”

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?