“Bayram coşkusunu yaşatmak bizim elimizde”

İSTANBUL (AA) – SEMRA ORKAN – Günümüz modern çağının şartları, insana çocukluğunu hatırlatan o eski bayramların, “Nerede o eski bayramlar? ” ya da “Bayramların eski tadı yok ” şeklinde anılmasına neden oluyor.

Günler öncesinden hazırlıkların yapıldığı, ailelerin bir araya geldiği bayramlar artık birçok kişi tarafından tatil fırsatı olarak görülüyor.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, eskiden bayram hazırlıklarına iki hafta önceden başlanırdı. Bayram öncesinde kandil geceleri lokma yapılarak komşulara dağıtılır, aynı gece Kur'an okunarak dua edilirdi.

Arife günü, mezarlıklar ziyaret edilir ve bayram yemekleri hazırlanır, börekler açılır, dolmalar, sarmalar, baklavalar yapılırdı. Bayram sabahı erkenden kalkılır, herkes en yeni bayramlık giysilerini giyerdi. Erkekler bayram namazına gider, kadınlar gerekli yemek ve sofra hazırlıklarını yapardı.

Sofraya hep beraber oturularak bayram yemeği yenir, sonra ailede en büyükten başlayarak bayramlaşılır, büyüklerin elleri öpülürdü. Büyükler de küçüklere harçlık vererek sevindirirdi. Bayram ziyaretine gelenlere kolonya, şeker, çikolata, baklava ve bayram kahvesi ikram edilirdi. Çocuklar, kapı kapı dolaşıp şeker toplardı.

Bazı yerlerde ''bayram şenliklerinin'' yapıldığı, salıncakların kurulduğu çeşitli oyunların olduğu “şenlik alanları ” kurulurdu. Gençler ve çocuklar buralarda toplanarak gönüllerince eğlenirdi.

Dini bayramların en önemli özelliği, insanların bir araya gelmesi, eş-dost-akrabaların ziyaret edilmesi, küs olanların barışması ve fakirlere yardım edilmesiydi.

– “Bugün tatil olarak görülen bayramlar, eskiden özlemle beklenirdi ”

Sanat tarihçisi Süleyman Faruk Göncüoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, modern hayatın, gündelik yaşama pek çok kolaylık getirdiği gibi insanların birbiriyle iletişimini de artırdığını söyledi.

Bayramlarda ziyaret edilemeyen kişilerle artık telefon ya da internet gibi imkanlarla bayramlaşıldığını dile getiren Göncüoğlu, şöyle konuştu:

“Tabii modern hayatın getirileri kadar götürdükleri de var. Artık bayram demek tatil yörelerine kaçmak için bulunmaz bir fırsat demek. Yoğun iş stresinden ve modern çağın sıkıntılarından bunalan aileler bayram tatillerini yıllık izinleri gibi görmeye başladıkları için akrabaların bir araya gelmeleri gibi bir durum kalmadı. Çocuklar bile bayramın sadece tatilden ibaret olduğunu sanıyor. İnsanlar sadece bir telefonla yakınlarının bayramlarını kutlamakla yetiniyor. ”

Göncüoğlu, bugün tatile gitmek olarak algılanan bayramların eskiden özlemle beklendiğini vurguladı. Modern hayatın getirdiği şartların bayramdan uzaklaşmaya neden olduğunu aktaran Göncüoğlu, şöyle devam etti:

“Modern çağın şartları derken aslında kapitalizmin getirdiği şartları kastediyoruz. Zira İslam alemi ramazanı ayını İslami akaid ve ruhaniyetle yaşayıp, bayramları kapitalizmin içinde ifa etmeye başladı. Bu da bayramlardan uzaklaşmayı beraberinde getirdi. Bizim artık durup bugünkü bayramlara heyecan ve tat katmamız lazım. Bayramda herkesle bayramlaşmayı, merhaba demeyi ve hediyeleşmeyi mümkün mertebe artırmalıyız zira bayram coşkunu yaşatmak bizim elimizde. “

Göncüoğlu, Osmanlı döneminde ramazan ayının bir anlamda detoks ayı gibi görüldüğünü hatırlatarak, “İnsanın fiziken ve manen kendini yenilediği bir dönem olarak kabul edilirdi ramazan. Bir noktada senenin bir ayı insanın kendini yenileme dönemiydi. Bugün gündelik hayatın koşuşturmacası içerisinde ramazan bir parça haline geldi. İnsanlar artık bayramları bulunduğu ortamdan tatil beldelerine gitme şeklinde algılamaya başladı. Bütün bir yıllık çalışma döneminden bir kaçış olarak görüyor. Bu da aileler arasındaki bayramlaşmayı tamamen bitirdi. ” görüşünü dile getirdi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?