Bakırköy Cezaevi önünde “Özgürlük Nöbeti”

İSTANBUL (AA) – HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Her yerde basın özgürlüğü, insan özgürlüğü, demokrasi için her zamankinden daha fazla yan yana durmaya, bu dayanışmayı, birliği ve demokratik direnişi büyütmeye ihtiyacımız var.” dedi.

Ahmet Nesin, Erol Önderoğlu ve Şebnem Korur Fincancı için Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu önünde dün başlatılan “Özgürlük Nöbeti”ne katılan Yüksekdağ, Fincancı için açılan deftere “Gerçekler özgür olsun diye senin bıraktığın yerdeyiz. Seni ve tutuklu nöbetçi yayın yönetmenlerini bu hapishanelerden çıkarmak için bizler de nöbetteyiz.” yazdı.

Burada konuşan Yüksekdağ, tutarlı, kararlı bir insan hakları savunucusu olarak Fincancı’nın, zor duruma düşen, temel hakları ihlal edilen insanların yanında olduğunu, dayanışmayı önemli bir insan erdemi olarak yükseltmeyi kendisine görev bildiğini söyledi.

Siyasi iktidarın, dayanışma erdemini kuşanan insanları özel olarak hedeflediğini iddia eden Yüksekdağ, şöyle konuştu:

“Eğer bir toplumun dayanışma ve birbirine sahip çıkma refleksini, damarını kurutursanız, buraya saldırırsanız, o toplumu ele geçirmeyi başarabilirsiniz. Şu an faşizan zihniyetle düşünen siyasi iktidar böyle bir hesap üzerinden üç genel yayın yönetmenini tutukladı, tutuklattı. Bu, bizlerdeki dayanışma bilincini ve birbirimize sahip çıkma kararlılığını ortadan kaldırmadı, kaldıramayacak da. Özgür Gündem gazetesi ile dayanışan ve bu dayanışmanın bedelini hapishanede ödeyen arkadaşlarımızın her zaman yanında olmaya devam edeceğiz.”

Basın özgürlüğü ve özgürlükler mücadelesi nedeniyle hapishanelerde tutulanların özgürlüğü için kararlı, geniş ve güçlü biçimde mücadele edeceklerini belirten Yüksekdağ, “Nasıl tutuklu akademisyen arkadaşlarımızı o hapishane duvarları içerisinden alıp çıkardıysak, dayanışmamız, birliğimiz ve mücadelemiz o kapıları açtıysa bir kere daha aynısını başaracağız.” dedi.

Figen Yüksekdağ, Fincancı, Nesin ve Önderoğlu hakkında tutuklama kararı verenlere yönelik, “Gerçeklerden korkmayın. O gerçekler sizi de kurtaracak. Düştüğünüz bu bataklıktan, içinde debelendiğiniz o çamurun, çirkefin içerisinden gerçekler kurtaracak sizi.” ifadesini kullandı.

“Basının bu kadar tutsak, baskı altında olduğu bir memlekette özgürlük ihtiyacı gerçeğe ulaşma ihtiyacı, ekmek, su gibi temel ihtiyaca dönüşüyor.” diyen Yüksekdağ, şunları kaydetti:

“Bugün basının susturulmasına onay verenler, ‘basın organları susturulmasın’ diye dayanışma hareketi geliştirenleri hapse atanlar, attıranlar, bu politikayı onaylayanlar, bu özgürlüğe, bizlerin bulmak için direndiği özgürlüğe ihtiyaç duyacaklar. Her yerde basın özgürlüğü, insan özgürlüğü, demokrasi için her zamankinden daha fazla yan yana durmaya, bu dayanışmayı, birliği ve demokratik direnişi büyütmeye ihtiyacımız var. Bu ülke bizlerindir, bu topraklarda özgürce, onurluca yaşamak isteyenlerindir. Bu ülkeyi basın, özgürlük alanları üzerinde hegemonya kuran diktatörlük heveslilerine asla ve asla bırakmayacağız, terk etmeyeceğiz.”

– “Onlar olması gereken yerde oluncaya kadar mücadelemizi ortaklaştıracağız”

CHP Parti Meclisi Üyesi Canan Kaftancıoğlu da Şebnem Korur Fincancı’nın öğrencisi, asistanı ve meslektaşı olarak duygularını paylaştığını ifade ederek, “Geçmişte hiç kimse ‘işkence vardır’ demezken, Manisalı gençlere ‘işkence görmüşlerdir’ diye altına imza atandır Şebnem Korur Fincancı. Süleyman Yeter işkenceyle öldürüldüğünde, hiç kimse otopsisinde gerçekleri söylemeye cesaret edemezken, gerçekleri söylemiştir Şebnem Korur Fincancı. Kendi hayatını riske atma pahasına, ‘boğuldu’ denilen Bahreynli gencin işkencede öldüğünü tespit etmiştir Şebnem Korur Fincancı. Şebnem Abla tecritte olabilir, arkadaşlarımız cezaevlerinde olabilir ama onlar dün nasılsa bugün de nerede olursa olsunlar doğru bildiklerini söylemeye devam edecekler ve bizler de onların öğrencileri, arkadaşları, yoldaşları olarak her türlü dayanışmayı büyüterek, onlar olması gereken yerde oluncaya kadar mücadelemizi ortaklaştıracağız.” diye konuştu.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?