Bakan Çavuşoğlu’nun Ruanda ziyareti

KİGALİ (AA) – BAYRAM ALTUĞ – Türkiye’nin Kigali Büyükelçisi Mehmet Raif Karaca, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Ruanda ziyaretinin, Türkiye ile Ruanda arasındaki ikili ilişkilerde büyük bir dönüm noktası olacağını belirtti.

Büyükelçi Karaca, Ruanda’nın başkenti Kigali’de bugün resmi temaslarda bulunacak Bakan Çavuşoğlu’nun ziyaretine ve iki ülke arasındaki ilişkiler konusunda AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu’nun Ruanda ziyaretinin, tarihte Türkiye’den dışişleri düzeyinde bu ülkeye düzenlenen ilk ziyaret olduğuna dikkati çeken Karaca, “Bakan Bey’in Ruanda ziyareti iki ülke ilişkileri açısından büyük bir dönüm noktası olacak.” dedi.

Karaca, Kigali Büyükelçiliğinin bir buçuk yıl önce açıldığını anımsatarak, elçilik olarak iki ülke arasındaki ilişkilerin hukuksal çerçevesini oluşturmak için büyük çaba harcadıklarını ifade etti.

Çavuşoğlu’nun ziyaretine ilişkin detaylar hakkında bilgi veren Karaca, “Sayın Bakanımızın gelişiyle eğitim işbirliği anlaşması, dışişleri bakanlıkları arasında işbirliği mutabakatı, tarım işbirliği mutabakatı ve iki ayrı iktisadi işbirliği anlaşması imzalanacak. Diplomatik pasaportlara vize uygulaması kaldırılacak. Böylelikle çerçeveyi ve zemini oluşturacağız. Artık biz asfaltı döktükten sonra inşallah iş adamlarımız bu fırsatı en iyi şekilde kullanırlar.” şeklinde konuştu.

Ruanda ile Türkiye arasında geçmişte de sivil havacılık anlaşması imzalanarak bu ülkeye THY’nin direk uçuşlarının başladığını belirten Karaca, geçen yıl askeri işbirliği alanında üç anlaşma ve içişleri bakanlıkları arasında da iki anlaşma yapıldığını hatırlattı. Avrupa’dan Kigali’ye haftada sadece üç şirketin direkt uçuş yaptığını ve THY’nin de bunlardan biri olduğuna söyleyen Karaca, THY’nin haftanın yedi günü sefer yaparak Ruanda’da prestijli ve başarılı bir hava yolu şirketi haline geldiğini vurguladı.

– “Türk iş adamları için güvenlik sorunu yok”

Karaca, Ruanda’nın 12 milyona yaklaşan nüfusuyla Afrika’nın küçük ülkelerinden biri ve kıtanın tam ortasında olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

“Ruanda, bölgesinde kapasitesinin çok daha fazlasından işler beceren, bölgenin önemli ülkelerinden biri. Orta Afrika’nın merkezi olma iddiasında, hatta bölgenin Singapur’u olmak istiyor. Coğrafi benzerliklerden dolayı yakın geçmişe kadar Ruanda’ya İsviçre benzetmesi yapılıyordu ama artık ‘Biz İsviçre değil Singapur olmak istiyoruz’ diyorlar. Bölgenin en iyi bankacılık sistemi ve internet erişimi burada. Yabancılara iktisadi faaliyetler alanında en iyi ortamı sağlayan yine bu ülke.”

Uluslararası değerlendirme kuruluşlarının Afrika’da yolsuzluğun en az olduğu ülke olarak Ruanda’yı gördüğünü, en temiz başkentin de Kigali seçildiğini aktaran Karaca, “Türk iş adamları için güvenlik açısından Ruanda’da hiçbir sorun yok. Rahatlıkla buraya gelip yatırım yapabilirler.” dedi.

Türk firmalarına yönelik Ruanda’daki fırsatlar hakkında da bilgi veren Karaca, ülkenin büyük bir şantiye olduğunu, inşaat malzemeleri ve buna bağlı olarak elektik-elektronik ekipmana ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Karaca, ülkede bir altyapı furyası olduğunu belirterek, diğer yatırım alanlarını ise enerji santralleri, su arıtma ve dağıtım şebekeleri, nükleer santraller, yol, hastane ve köprü yapımı olarak sıraladı. Karaca, “Saydığım alanlara çok yatırım yapıyorlar, istatistiklerde ekonomi rakamları çok başarılı göründüğü için, Dünya Bankası, Avrupa Kalkınma Bankası ve hatta bizim Eximbank bile Ruanda’ya kredilerini artırma eğiliminde. Şirketlerimizin bunları çok yakından takip edip, söz konusu imkanları iyi değerlendirmesi lazım.” görüşünü paylaştı.

– “Dış yatırımların yüzde 10’unu aşan kısım Türklerin”

Karaca, Türk firmalarının Ruanda’ya hızla girmeye başladığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Son 5 yılda Ruanda’ya doğrudan yapılan dış yatırımların yüzde 10’unu aşan kısım Türklere ait. Hakan Madencilik’in yaptığı tek yatırım olan elektrik santraliyle Türkiye bu ülkedeki doğrudan yabancı yatırımların yüzde 10’una ulaştı. Önümüzdeki dönemde Ruanda’da büyük sansasyon yapacak başka proje ve yatırımlarımız da var. Müteahhitlik sektöründe Sunma İnşaat, Kigali’nin en prestijli projesi olan Kigali Kongre Merkezi’ni yapıyor. Temmuz başında burada Afrika zirvesi yapılacak. Zirveye yetiştirdiler, yetiştiremezler sanılıyordu. 1 yıl boyunca bin 500 vatandaşımız buraya gelerek gece gündüz çalıştı ve bu projeyi bitirdi.”

Ruanda’daki mevcut yönetimin ve halkın Türkiye’yi bir çıkış noktası olarak gördüğünü vurgulayan Karaca, “Ülke olarak Ruandalılar bize çok yakınlar çünkü sömürgeci batılı ülkelerden bıkmış vaziyetteler.” diye konuştu.

– Paralel Yapı’nın faaliyetleri

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın Ruanda’daki sistemin kolaylıklarından faydalanarak bu ülkeye geçmişte birtakım yatırımlar yaptığına ve söz konusu oluşumun mensuplarının Kigali Büyükelçiliği açılmadan önce kendilerini Türkiye’nin öncü kuvveti olarak tanıttıklarına dikkati çeken Karaca, “Biz bunların Türkiye’de neler yaptığını anlatınca Ruandalı yetkililer bile şaşırdılar. Biz de hepimizin bildiği Türk imajını sergilemek için çaba gösteriyoruz. Baştan bazı şeyleri silip onun üzerine bir şeyler yapmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

– “Müslümanlara ayırımcılık yok”

Büyükelçi Karaca, Ruanda’da yaşayan ve sayıları bir buçuk milyona ulaşan Müslüman azınlığa karşı herhangi bir ayırımcılık yapılmadığının altını çizerek, bunda, Ruanda’da 1994 yılında iki kabile arasında çıkan ve yüz binlerce insanın öldürüldüğü soykırımda Müslümanların tutumunun belirleyici olduğunu söyledi.

Genel anlamda Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında sorun yaşanmadığını aktaran Karaca, “1994 soykırımında katliamdan kaçan masum gariban insanlar Müslüman mahallelerine sığınmışlar. Müslümanlar da barikatlar kurarak katliamdan kaçan insanları korumaya aldı. Müslümanların tutumu buranın devlet başkanını çok etkilemiş. Katliam sonrası buradaki halk kiliselerin tutumunu sert bir dille eleştirirken Müslümanlara gayet iyi baktılar.” dedi.

Karaca, ülkede Müslümanlara saygıyla yaklaşıldığını ve İslam’ın bu ülkede en hızlı yayılan din olduğunu söyledi.

Karaca, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) her yıl 25 Ruandalı öğrenciye burs verdiğini, Diyanet İşleri Başkanlığı, TİKA ve İHH gibi kuruluşların Ruanda’ya insani yardımlarda bulunduğunu vurgulayarak, elçilik olarak Ticaret Ataşeliği’ne ihtiyaç duyduklarını da sözlerine ekledi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?