Bakan Çavuşoğlu, AA Editör Masası'nda

ANKARA (AA) – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) son seçimlerin ardından başkanlık seçimlerinin tartışılmaya başlandığını belirterek, “KKTC'de de başkanlık sistemi tartışılıyor. Olabilir. Önemli olan demokrasinin işlemesidir. Önemli olan güçler ayrılığıdır. Biz başkanlık sistemine geçtik. Bunun şimdiden faydasını görüyoruz, gördük. ” dedi.

Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

KKTC erken genel seçim sonuçları ve adadaki çözüm sürecine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, Çavuşoğlu, burada demokratik bir seçimin yapıldığını fakat sistemin oldukça karmaşık olduğunu belirterek, bu durumun parti dayanışmasını da ortadan kaldırdığını söyledi.

Çavuşoğlu, seçim sonuçlarının ardından tek başına iktidarın çıkmadığını hatırlatarak, iki, üç ya da dört partili koalisyonun olabileceğini ve bir tıkanmanın olması halinde erken seçime gidilebileceğini belirtti.

KKTC'de bir an önce hükümetin kurulmasının gerekliliğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin KKTC'ye her zaman destek verdiğini kaydetti.

Çavuşoğlu, KKTC'deki son seçimlerin ardından başkanlık seçimlerinin tartışılmaya başlandığını belirterek, “KKTC'de de başkanlık sistemi tartışılıyor. Olabilir. Önemli olan demokrasinin işlemesidir. Önemli olan güçler ayrılığıdır. Biz başkanlık sistemine geçtik. Bunun şimdiden faydasını görüyoruz, gördük. ” dedi.

Bakan Çavuşoğlu, “Kıbrıs müzakereleri için de veya Kıbrıs'ta atacacağımız adımlar için de bir an önce hükümetin kurulmasında fayda var. Her ne kadar müzakereyi cumhurbaşkanı yürütse de. ” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, Kıbrıs müzakereleri sürecinde 2017 yılında Cenevre'de ve temmuz ayında Crass-Montana'da geçen süreçte yürütülen müzakerelerin çerçevesini belirleyen konunun, iki liderin Şubat 2014'te yaptığı ortak açıklama ve BM ile belirlenen parametreler olduğunu belirtti.

Türkiye'nin bu parametrelerle ilgili herhangi bir sorununun olmadığı, KKTC'nin de bu parametreleri kabul ederek müzakerelere başladığını ve Türkiye'nin de destek verdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, “Gözlemim şudur ki bu parametrelerle Rum kesimi hiçbir zaman bir çözüme yanaşmayacak yani Rum kesimi herhangi bir iki kesimliliğe dayanan, yani siyasi eşitliğe dayanan bir çözüme yanaşmayacak. ” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, bunun sebebinin Rum kesimin zihninde KKTC'ye göre daha iyi olduğu düşüncesinin yer aldığını belirterek, şunları kaydetti:

“Kuzeye göre daha iyiyiz. Dolayısıyla biz bir devletiz, diyor ve neden biz bu gücü Türklerle paylaşalım. Türklere yönelik zaten düşünceleri ortada. Neden biz yani yönetim gücü bir devletimiz var bunu neden Türklerle paylaşalım. İşte dönüşümlü başkan olacak, neden bir Türk bizim başkanımız olacak, dönüşümlü bile olsa. Bizim ekonomimiz iyi, biz bu ekonomiyi Türklerle niye paylaşalım? Bizim işte şu gibi imkanlarımız var bunları Türklere niye verelim? Anlayış bu. Halktaki anlayış bu, kilisedeki ve siyasi partilerin çoğundaki anlayış bu. Böyle bir durumda Rum kesimi bu parametrelerle hiçbir zaman çözüme yanaşmayacak. Hatta ve hatta son Cenevre'den Ocak 2017'den Temmuz 2017'ye kadar Rum lider Anastasiadis iki kesim ve iki lider arasındaki mutabakatlardan, anlaşılan konulardan geri adım atmaya başladı. ”

Türkiye'nin tüm samimiyetiyle kalıcı bir çözüm için görüşmelere gittiğini belirten Çavuşoğlu, AB, Birleşmiş Milletler ve gözlemci ülke olarak İngiltere'nin de bunu gördüğüne dikkati çekti.

Çavuşoğlu, “Ertesi gün Hamburg'a gittiğim zaman İngiltere Başbakanı (Theresa) May, (AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude) Junker ve diğerleri gelip bize teşekkür ettiler çünkü dürüstçe İngilizler ve AB'nin temsilcileri (AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica) Mogherini ve (AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans) Timmermans orada Türkler ve Türk tarafı çözüm isteyen taraftı diye anlatmışlar ama bu bizim çözüm isteyen taraf olmamız sonuç getirmiyor. Çünkü müzakere ettiğiniz bir taraf var. ” dedi.

Söz konusu parametrelerle çözüm olmayacaksa parametrelerin belirlenmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin, KKTC ile seçimlerin ardından yeni yol haritasının belirlenmesine ilişkin görüş alışverişinde bulunacağı yönünde mutabakata vardığını kaydetti.

Bu süreçte, KKTC tarafından Türkiye'yi hazmedemeyenlerce Türkiye'yi rahatsız eden bazı açıklamaların yapıldığını belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile yaptığı toplantıda bir mutabakata varıldığını, seçim sürecinde bir açıklamanın yapılmaması ve seçimlerin ardından neler yapılacağının birlikte kararlaştırılacağı yönünde görüş birliğine varıldığını hatırlattı.

Çavuşoğlu, “Maalesef o süreçte medya ve mülakatlar yoluyla bazı şeyler oldu. Bunları biz doğru bulmuyoruz ama şimdi onları bir kenara bırakalım. Seçimler oldu, hükümet kurulsun, parametrelerin neler olacağını göreceğiz. ” diye konuştu.

– Türkiye-AB ilişkileri

Bakan Çavuşoğlu, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde yaşanan hareketliliği de değerlendirdi.

“Avrupalılara şunu söyledik. Bizimle ilişkilerinizi sağlıklı götürebilmeniz için bizi eşit ortak olarak görmek zorundasınız. ” diyen Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel ile hemen hemen her gün irtibatta olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, Gabriel'in kendisini Almanya ziyaretinde evinde ağırladığını anımsatarak, Türk kültüründe de yeri olan bu tür davranışlara iki ülke halkının da karşılıklı güven tesis etmek için ihtiyacı olduğunu belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

“Demek ki küçük dokunuşlar adeta olumlu anlamda bir kıvılcım ve pozitif ortam yaratıyor. Bizim buna ihtiyacımız var. Bunu Avrupa'ya yaşayan Türkler de istiyor. Biz de istiyoruz. Bizim bir sorunumuz yok. Bize karşı olumsuz tavır sergilendiği zaman buna da boyun eğmeyeceğimizi Avrupalılar anladılar. ”

“AB ile ilişkilerimizi karşılıklı saygı ve AB kriterleri çerçevesinde sürdürmek isteriz. ” diyen Çavuşoğlu, bir fasılın açılması konusunda zorluk varsa onu bir kenara bırakarak, atılacak adımları değerlendirmek gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, Gümrük Birliği ve vize serbestisi konularında AB tarafına son önerileri ulaştıracaklarını ifade ederek, “Biz hakkımız olanı isteriz. Hakkımız olmayan konusunda bir talepkar ülke ve millet olmayız. Hakkımız konusunda da haklı talepleri gündeme getirmeye de devam ederiz. Umarım önümüzdeki süreçte daha sağlıklı bir zeminde ilişkilerimizi sürdürürüz. ” diye konuştu.

Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl'i 25 Ocak'ta eşiyle birlikte Büyükada'da ağırlayacaklarını dile getiren Çavuşoğlu, “Türkiye ile ilişkileri düzeltme konusunda samimi olduğunu hissediyorum. Biz de böyle bir yaklaşım olduğu zaman Avusturya ile ilişkilerimizi neden gergin tutalım? ” dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Macron yönetiminin Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir şekil vermekten söz ettiğinin anımsatılması üzerine, şunları kaydetti:

“Macron'un söylediği şu: 'Avrupalılar ikiyüzlülük yapıyor size. İşin zor kısımlarını medeni bir şekilde söylemiyorlar. Daha sonra bu seçim zaman
ında Türkiye karşıtlığına dönüşüyor. Dolayısıyla AB üyelik süreciyle ilgili şu anda fasılların açılması da zor. Dolayısıyla illa buna odaklanmayıp ilişkilerimizi diğer alanlarda geliştirelim.' Biz zaten esasen epeyce bir zamandır AB'ye şunu söylüyoruz. Cumhurbaşkanımız, başbakanımız sık sık dillendiriyor. Bizimle ilgili karar vermek istiyorsanız verin. Biz tam üyelik için başvurduk. AB üyeliğine inandığımız için tam üyelik için müzakerelere başladık. Bir anlaşma imzaladık. Ahde vefa var. Dolayısıyla 'Biz illa öyle istemiyoruz, böyle istiyoruz' diyorsanız bir karar verin. Bir 50 yıl daha 30 yıl daha beklenilmesin. Bizim de tahammülümüz kalmadı, milletimizin de tahammülü kalmadı. Herhangi bir detaya girmeden böyle bir açıklama yaptı Macron. Biz de kendilerine bu konuda net olmaları gerektiğini söyledik. ”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?