Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi

ANKARA (AA) – Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Bulunduğumuz coğrafya, yerli ve milli sanayiye sahip olmamızı, kritik ürün ve hizmetlerin yerli sanayimiz tarafından ve milli kaynaklarla karşılanmasını zorunlu kılmaktadır." dedi.

Akar, MÜSİAD'ın düzenlediği "Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi"ndeki konuşmasında, yerli savunma sanayideki gelişmelere dikkati çekerek uçak gemisi yapmak da dahil bu konudaki kararlığı belirtti.

Türkiye'nin bugün kendi ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde dost ve kardeş ülkelerin taleplerini de karşılayacak duruma geldiğini dile getiren Akar, savunma sanayindeki ihracatın 2,5 milyar dolara yükseldiğini ifade etti.

Geçen pazar dost ve kardeş Pakistan ile MİLGEM Projesi kapsamında ilk sac kesme töreninin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla gerçekleştirildiğini anımsatan Akar, şunları söyledi:

"Halihazırda birçok projemizin çalışması da tüm hızıyla devam etmektedir. Yerlilik ve millilik sözle değil icraatla olur. Atalarımızın dediği gibi 'Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz'. Bütün bu işleri kendisini, ülkesine ve milletine adamış devlet adamı, bürokrat, işçi, memur, mühendis ve kendi insanının gücüne, yeteneklerine güvenen siz sanayici, iş adamlarımızla gerçekleştirdik ve bundan sonra da gerçekleştireceğiz. Ama bütün bunlar yeterli mi? Kesinlikle hayır. Şüphesiz başarı, evvela ilham ve inanmakla olur. Dolayısıyla ilham ve inanç istiyoruz. Lakin sadece bunlar yeterli değil. Bir ürün ortaya koyabilmek için inanmanın yanı sıra çok çalışmak zorunda olduğumuz da bir gerçektir. Yani, daha çok çalışacağız ve inşallah daha çok üreteceğiz."

– "Onaylı tedarikçi havuzu"

Teknoloji ve savunma sanayini birbiriyle bağlantılı iki konu olarak nitelendiren Akar, Türkiye'nin teknolojik gelişmelere kayıtsız kalamayacağını dile getirdi.

"Bulunduğumuz coğrafya, yerli ve milli sanayiye sahip olmamızı, kritik ürün ve hizmetlerin yerli sanayimiz tarafından ve milli kaynaklarla karşılanmasını zorunlu kılmaktadır." diyen Akar, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerinin en iyi harp teknolojisi ve silahlarına sahip olması için çalıştıklarını anlattı.

Ordunun imkan ve kabiliyetlerini sahaya tam olarak yansıtılabilmesinin ihtiyaçlarını zamanında, yüksek kaliteli ürünlerle, özellikle de yerli ve milli kaynaklarla karşılanabilmesiyle mümkün olduğuna değinen Akar, "TSK’nin etkin, caydırıcı ve saygın nitelikleri ancak bu şekilde muhafaza edilip ilerletilebilir. Bunun için de her bir kurumumuza önemli sorumluluklar düşüyor. Biz, üzerimize düşen sorumlulukların bilinciyle askeri fabrika ve tersanelerimizin sanayicilerimizle daha yakından çalışması, fabrika, tersane imkanlarımızın ekonomiye kazandırılması için Bakanlığımızın mevzuatında gerekli düzenlemeleri yaptık." değerlendirmesinde bulundu.

Gerek yurt dışı gerekse yurt içi pazara yönelik ürün ve hizmet arzında, sanayi ile askeri fabrika ve tersaneler arasında muhtelif iş modellerini geliştirdiklerini vurgulayan Akar, şöyle konuştu:

"Onaylı tedarikçi havuzu ve stratejik iş birliği anlaşmaları bu düzenlemeler arasında yer almaktadır. Stratejik iş birliği anlaşmaları ile askeri açıdan önem arz eden ve yurt dışından temin edilen hammadde, malzeme ve sistemlerin yurt içinden karşılanması için yerli tedarikçilerle uzun vadeli iş birliği yapılmasını amaçlıyoruz. Bu kapsamda 48 firma ile toplam 589 kalem malzemenin yerlileştirme çalışmalarına başladık. Ancak bununla yetinmiyoruz, bu sayıları artırmak için olağan gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Diğer yandan hem askeri fabrika ve tersanelerimizin kapasitelerini ihracata açıyoruz hem de tedarikin hızlı ve etkin bir şekilde yapılmasını hedefliyoruz. Bu şekilde hedeflerimize çok daha hızlı ulaşacağımıza inanıyoruz."

– "Millet ve memleket meselesi"

Savunma ve güvenliği "millet ve memleket meselesi" olarak nitelendiren Akar, "Bu nedenle bizlere düşen elimizden gelenin en iyisini yapmak, omuzlarımıza yüklenmiş sorumluluklarımızı yerine getirirken özellikle kibirden uzak durmaktır." dedi.

Akar, şunları kaydetti:

"Yaptıklarımızla tabii ki övüneceğiz ancak yaptıklarımızın daha iyisinin olabileceğini, bu yaptıklarımızı daha ileri götürmek mecburiyetimiz olduğunu, ihtiyacın bunun çok ötesinde olduğunu, biz bir şeyler yaparken rakiplerimizin de yaptığını bilmemiz, asla gözden çıkarmamamız lazım. Sanayi ve teknoloji alanında yapılacak yeni atılımlar ve projeler tüm kamu, vakıf ve özel sektör kuruluşlarımızın, üniversitelerimizin kibirden uzak bir şekilde, samimiyet içerisinde ve koordineli çalışmasıyla daha verimli ve üretken olacaktır. Diyoruz ki 'Halep oradaysa, arşın burada'. 'Efendim ben bu kadar yer atladım'. Arkadaşlarım bunları geçiniz. Her gün Halep de arşın da değişiyor. Halep'in yeri de değişiyor arşının ölçüsü de değişiyor. Ortam inanılmaz dinamik. Geleneksel yaklaşımlar, yetersiz kalabiliyor. Çare ciddiyet, samimiyet, diyalog ve koordinasyon içerisinde çalışmak, aklı ve bilimi bırakmadan müşahede, muhakemeyle gerekli icraatta bulunmaktır."

Zirvede imzalanacak stratejik iş birliği anlaşmalarının devlete, millete hayırlı ve uğurlu olması temennisinde bulunan Hulusi Akar, sözlerini, "Unutmayın, birlikte çok daha güçlüyüz." ifadeleriyle tamamlandı.

Konuşmalar ve stratejik iş birliği anlaşmalarının imzasının ardından Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile zirve kapsamında kurulan stantları gezerek ürünler hakkında bilgi aldı.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?