“Aşk İksiri” operası “plaza” uyarlamasıyla sahnede

ANKARA (AA) – BURCU ÇALIK – Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), komik opera türünün önemli örneklerinden “Aşk İksiri “ni yönetmen Figen Ayhan Karakelle'nin günümüzün plaza çalışanlarının yaşamına uyarlanmış yorumuyla izleyiciyle buluşturacak.

Milano'da ilk kez 1832'de sahnelenen, librettosu Felice Romani'ye, müziği opera tarihinin önemli bestecilerinden Gaetano Donizetti'ye ait “Aşk İksiri ” 20 yıllık aradan sonra 3 Şubat Cumartesi akşamı ADOB'da prömiyer yapacak.

Yönetmen Karakelle, AA muhabirine yaptığı açıklamada, farklı bir uyarlamayla seyirci karşısına çıkmaya hazırlandıklarını anlattı.

Karakelle, “Bu seferki 'Aşk İksiri', günümüzde geçen bir aşk hikayesi. Yani aslında aşk hikayesi hep aynı, dünyanın en eski ve eskimeyen hikayesi zaten bu. Dolayısıyla 19. yüzyılda bir köy içerisinde geçmesiyle 20. yüzyılda bir ofis içerisinde geçmesi arasında dramaturjik olarak bir fark yok. Sadece görsel ve duyusal olarak fark var. ” ifadelerini kullandı.

Çalıştıkları ofislerden çıkıp oyunu izlemeye gelen seyircilerin kendi hayatlarıyla bağ kurabilecekleri bir dünya yaratmayı arzuladıklarını vurgulayan Karakelle, “Aşk İksiri “nin Donizetti'nin komik operalarından biri olduğuna dikkati çekti. Karakelle, “Orada sınıfsal fark üzerinden anlatılan aşk hikayesini hiç bozmadan, konuyu ve karakterleri bugünün insanları arasına taşımaya çalıştık. Bugünün plaza ofisinde bu hikaye nasıl anlatılır, biraz bunun çabasını vermeye çalıştık. ” diye konuştu.

– “Her şeyi kazandıracak tek bir şey var ”

Yönetmen Karakelle, “Aşk İksiri “nin özünde bir çiftlikte geçtiğini ve güzel Adina'ya aşık olan ama aşkına karşılık bulamayan çiftlik çalışanı Nemorino'nun hikayesinin anlatıldığını anımsatarak, bu sefer orjinalinden farklı olarak Nemorino'nun çiftlik çalışanı yerine “ofis boy “, Adina'nın ise ofisin müdürü olduğunu dile getirdi.

“Aşk İksiri “nde her şeye deva bulabildiğini iddia eden Dulcamara isimli doktorun da bugünün “yaşam koçu ” olarak seyirciyle buluştuğunu belirten Karakalle, şu değerlendirmede bulundu:

“Plazada çalışan bugünün insanı için temel şey şu, 'Daha iyi maaşım, pozisyonum olsun. Daha iyi bir arabam olsun, bir de kırmızı ayakkabım, bir de siyah montum olsun.' Hepimizin içinde bulunduğu durum bu, hep daha fazlası, daha iyi, gösterişli olanı… Nemorino bu dünyada saf, gerçek olanın kazandığı bir dünyayı temsil ediyor. Çünkü onun hisleri çok saf, bütün dünyası Adina. Bir tek ona olan aşkı var. Daha iyi bir para almak, çok kazanmak, ofisteki biriyle yarışmak değil derdi. Tek derdi Adina'nın sevgisini kazanmak. Bu Adina'nın hayatında karşılığı olan bir şey değil. O da başarılı, kendine güvenen, zeki bir iş kadını. Onun hayatında böyle sahici şeylerin karşılığı yok. Adina, ne zaman ki o sahicilikle karşı karşı kalıyor, bildiği bütün ezberleri bozuluyor.

Benim de Aşk İksiri'nde anlatmak istediğim, hep daha fazlasını isteyip, daha fazlasının peşinde koşuyoruz ama her şeyi kazandıracak tek bir şey var, kalpten olan, samimi ve gerçek düşüncelerimiz. Aslında bütün isteklerimizi, arzularımızı getirecek şey bu. Nemorino bu anlamda eserin ana ideasının somutlanmış hali. ”

– “Gelip bizimle birlikte izlesinler istiyoruz ”

Eserin ana yapısı hiç bozulmadan bugünün yaşamına taşındığını vurgulayan Karakelle, her iki halinde de “Aşk bütün sınırları, engelleri ortadan kaldırabilecek tek şey. ” fikrinin ön plana çıktığını kaydetti.

Aşk İksiri'nin dünya operalarının en gözde eserlerinden biri olduğuna işaret eden yönetmen Karakelle, “Büyük opera evleri, sıklıkla Aşk İksiri'ne yer verir. Çünkü çok sıcak, samimi, çok eğlenceli ve dramaturjik olarak da çok güçlü eserlerden biri. Özellikle genç opera seyircilerinin Ankara sahnesinde çok uzun bir süredir izlemediği bir eser. Dolayısıyla biz tabii ki bu güzel, sevimli, samimi hikayeyi gelip bizimle birlikte izlesinler istiyoruz. Neredeyse 20 yıl sonra tekrar Ankara seyircisiyle buluşacak Aşk İksiri. ” diye konuştu.

Orkestra şefliğini Alessandro Cedrone'nin yaptığı Aşk İksiri'nin dekor tasarımı Özgür Usta'ya, kostüm tasarımı Gazal Erten'e ait. Eserin koro şefliğini Giampaolo Vessella, ışık tasarımını ise Fuat Gök üstlendi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?