“Allah’ın kapısı herkese açık”

CAKARTA (AA) – ADEM ŞALVARCIOĞLU – Endonezya’da Müslüman olan Çin kökenli Melinda Tan, huzuru İslam dininde bulduğunu söyledi.

Tan, AA muhabirine, daha önce Budist olduğunu, ancak iç huzuruna ancak Müslümanlığa geçtikten sonra ulaştığını anlattı.

İslamiyetle tesadüfen tanıştığına işaret eden Tan, “Babam çok hastaydı. Doktorlar bir türlü teşhis koyamıyordu. Singapur’da bir hastanede yatıyordu. Doktorlar, durumunun çok ağır olduğunu, iyileşme ihtimalinin yüzde 50 olduğunu söylemişti. Hastane önünde beklerken Endonezyalı Müslüman bir beyle tanıştım. Müslümanlığa geçiş hikayem de o gün başladı.” dedi.

Babasının hastalığı nedeniyle bunalım içinde olduğunu belirten Tan, “Sohbet ilerledikçe aynı yerde yaşadığımız ortaya çıktı. Tutunacak bir dal arıyordum. Tüm derdimi, sıkıntımı paylaştım. Sohbetimiz adeta ilaç gibi geldi.” diye konuştu.

– “Budistken sığınabileceğim bir İlahi gücü hissedemiyordum”

Tanıştığı kişinin kendisine dua etmesini, böylece huzur bulacağını söylediğini kaydeden Tan, sözlerine şöyle devam etti:

“Bir Budist olarak neye dua edeceğimi bilmiyor, etsem bile bir yanıt alabileceğimi sanmıyordum. Beyefendiye Budist olduğumu, bir Budist olarak dua ettiğimde dualarıma yanıt alamayacağımdan emin olduğumu söyledim. O da beni dua etmem icin camiye davet etti. Budist’im nasıl camide dua ederim dediğimde Allah’ın kapısının herkese açık olduğu yanıtını verdi. Camiye ilk girdiğimde çok heyecanlanmıştım. Ellerimi açıp dua ettiğimde kalbimde hissettiğim sıcaklığı, aldığım pozitif enerjiyi anlatmam imkansız. Dualarımın ilahi güce ulaştığını hissettim. Budistken yardım isteyip sığınabileceğim bir ilahi gücü hissedemiyordum.”

Camide dua ettikten sonra Müslüman olmaya karar verdiğine işaret eden Tan, daha sonra İslami sohbetlere katılmaya başladığını ve birçok Müslümanla tanıştığını anlattı.

– “Müslüman olduktan sonra hayatım değişti.”

Tan, “Müslüman olmadan önce kafamda birçok soru işareti vardı. Yaşamak anlamsız geliyordu. Ama Müslüman olduktan sonra, hayatımdaki her şey anlam kazanmaya başladı. Sığınacak bir kapım olduğunu biliyor ve O’nu gerçekten hissediyorum. Bu his, düştüğüm boşluktan çıkmamı sağlayan en büyük etken.” şeklinde konuştu.

Müslüman olmadan önce maddi olarak durumunun çok daha iyi olduğuna dikkati çeken Tan, “Maddi durumum eskisi kadar iyi değil. Ancak manevi olarak fiyat biçilemeyecek bir duyguya sahibim. Kalbimdeki bu ferahlık hissini hiçbir maddi güç satın alamaz.” dedi.

Arkadaşlarının büyük kısmının Budist ve Hristiyan olduğunu belirten Tan, yakınlarının da İslamiyet’e yakınlık duymaları için elinden geleni yaptığını ifade etti.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?