Ağaca ses veriyor

İSTANBUL (AA) – ETEM GEYLAN – HİKMET ORÇUN ÜRESİNLER – Enstrüman yapımcılığında Türkiye'nin en iyi isimlerinden birisi olarak gösterilen Ekrem Özkarpat, 30 yılı aşkın süredir Türkiye'nin en iyi müzisyenlerine gitar üretiyor.

Özkarpat, müzik yolculuğunu Beyoğlu'ndaki atölyesinde, AA'ya anlattı.

Lutiye (telli enstrüman yapımcısı) Özkarpat'ın ağaçla ve müzikle olan tanışması, İstanbul Paşabahçe'de geçen çocukluk yıllarına dayanıyor. “Çocukluğumda kendimi en iyi hissettiğim zamanlar tahtadan kılıç, bilyeli araç, minyatür masa yaptığım zamanlardı. Ağaçla uğraşmak benim için özellikle bir zevkti. ” diyen Özkarpat, temel marangozluk eğitimini yabancı işçi olan babasıyla kaldığı 2 sene içinde Almanya'da aldığını söyledi.

Bu arada dünyayı görme isteğine kapılarak kaptan olmaya karar verdiğini dile getiren Özkarpat, kariyerinin başlangıç öyküsünü şöyle anlattı:

“Türkiye'ye dönünce Denizcilik Lisesi'ne girdim. Mahallemizde gitar yapımcısı rahmetli ustam Murat Sezen'in yanında gel zaman git zaman ona yardımcı olurken bir şekilde iş benim de elime bulaştı. Okulla birlikte enstrüman yapım çalışmaları daha çok yardımcı olarak devam etti. Okul sonrasında da enstrüman yapım konusu, ses aramak, ses çıkartmak, ağaçla haşır neşir olup ağacı yönlendirmek ve her şeyiyle işin müzikal kısımları da dahil olmak üzere benim için çok cazip ve tüm hayatımı kapsayan bir hale geldi. Kendi kendime dedim ki; 'Biz enstrüman yapacağız Murat Ağabeyle birlikte, sonuna kadar elimizden geleni yapacağız, beceremezsem de denizciliğe devam ederim.' Biraz da cahil cesaretiyle bu yolculuk başladı. Henüz askere gitmeye hazır olmadığımı hissettim. Yapmam gereken şeyler var, bir okula gireyim, hangi okul derken konservatuvarı kendim için en uygun okul olarak gördüm. Enstrüman yapımıyla ilgili de meraklarım, Türk müziği sazları yapımıyla alakalı merak ettiğim şeyler vardı. Ağaçların sesleriyle alakalı ve bunların farklı şekilde deneyimlenmesiyle alakalı, birtakım mekaniklerle alakalı bilgi eksikliklerim vardı. Merak ettiğim şeylerin peşinden İTÜ Konservatuvara girdim. 1990 ve 96 yılları arasında Enstrüman Yapım Bölümü'nde okurken bir taraftan da kendi atölyemde klasik gitar, elektrik gitar, baslarla alakalı çalışmalar devam etti. ”

– Yeni çalışmalar

Atölyesinde klasik, perdesiz ve elektro gitar ile Türk müziği sazları yapımının yanı sıra deneysel çalışmalar gerçekleştiren Özkarpat, sanatçı Erkan Oğur'a perdesiz, çift saplı gitar, kopuz, gitarist ve akademisyen Tolgahan Çoğullu için ayarlanabilir mikrotonal gitar yaptı.

Ar-Ge çalışmalarından büyük keyif aldığını dile getiren Özkarpat, “İşin en güzel kısmı yeni bir ses çıkartma tutkusu. Birçok değişkeni kullanarak kafamızda oluşturduğumuz sesin peşinde koşmak ve bununla ilgili merak aslında bana en fazla enerji veren şey. O merakın peşinde yıllar geçti. Farklı sazlar, yapılmamış şeyler yapmak, yapılmamış şeyler denemek işin keyifli tarafı. ” ifadelerini kullandı.

Atölyesindeki yeni çalışmalarına da değinen Özkarpat, şöyle devam etti:

“Türk müziği sazlarından özellikle bağlamayla ilgili geliştirme çalışmamız var. Bağlama sapının stabilitesi, sağlamlığı, eşik sistemi, çok daha yüksek ses alabilmek, kapağın çökmemesiyle alakalı oldukça güzel ve kaliteli ton alabileceğiniz birtakım deneyimler oldu. Bunu yavaş yavaş daha iyi standardize edip bağlama dünyasına getirmekle ilgili bir niyetim de var. Özellikle bağlama ailesiyle alakalı olarak diğer yapılmış sazlardan esinlenerek, özellikle gitar mantığından çok etkilenerek getirdiğim birtakım yenilikler oldu. Çok daha güçlü bir bağlama sesi, uzun süre dayanan ve bozulmayan bir sap, öne gelip atmayan bir sap… Daha yüksek ve kaliteli ses veren bir eşik sistemi, kapağın ki bu sistem aynı zamanda bağlamadaki kapak çökmesi problemini de engelleyen bir dizayn. Onun dışında elektriklendirilmesiyle alakalı olarak birtakım çalışmalardan iyi neticeler aldık. Hepsinin içinde bir burgu projesi var. Bu burguyla bağlama, ud, keman, kanun, tambur aklınıza gelen bütün ahşap burgularda akort etme problemini çözen bir yeni bir dizayn oluşturdum. Bu bulduğum burgu sistemiyle inanıyorum ki bütün sazlardaki bu akort sıkıntısı çözüm bulacak ve tüm dünyada da kullanımının yaygınlaşacağına inanıyorum. Oldukça rahat ve hassas akort edebilmeyi sağlayan bir sistem. Birçok müzisyen arkadaş da bekliyor çıkmasını. Konuyla alakalı üretimle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. ”

– Seferihisar'da enstrüman akademisi

Ekrem Özkarpat, bugüne değin çok sayıda müzisyene saz ürettiğini ifade ederek, “Ağacı ve diğer malzemeleri değerlendirerek güzel bir ses ortaya çıkartmak, bir müzisyenin eline kendisini ifade etmesi için aracı olarak keyif aldığı, zevkle çalabileceği bir saz vermek muhakkak ki işin en büyük enerjisini kapsıyor. Onun dışında aynı zamanda bu işi diğer lutiye arkadaşlarla paylaşmak, fikir teatisinde bulunmak, birtakım malzeme ve fikir alışverişleriyle birbirimizi besleme halimizi işin diğer keyifli bir kısmı. ” diye konuştu.

Bilgisini gelecek nesillere aktarmak için de çalışmalar yaptığını dile getiren Özkarpat, Faruk Türünz Ud Atölyesi ustalarıyla Seferihisar'da bir enstrüman akademisi açmayı planladıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Bununla alakalı niyetimiz orada her zaman eğitim veren, yurt içi ve yurt dışı workshoplar düzenleyen, sürekli workshop halinde bir enstrüman yapım okulu açıp burada birtakım Ar-Ge çalışmaları yapmak. Türkiye'deki ziyan olan, yani kesilip atılan, yakılan, bir yerlere kazık olan enstrüman yapımında kullanılabilecek değerli ağaçları değerlendirmek için bir ekip oluşturmak şeklinde bir niyetimiz var. Bununla ilgili bazı devlet kuruluşlarıyla, belediyeyle, birtakım görüşmeler devam ediyor. Bir dosya hazırlamıştık. O dosyayı genişletip daha sağlıklı bir şekilde sunmak için uğraşıyoruz. Sponsorluklar ayarlamamız gerekiyor. Proje çok heyecan verici. Hem sakinlik içinde üretim yapabileceğimiz hem de bildiklerimizi bizden sonra gelecek olanlara ve çevre halkına yaymakla alakalı bir imkan görünüyor. Bu da aslında bizim işimizi sadece yapmak değil aynı zamanda gelecek nesillere bir miras bırakmak anlamında bizi çok heyecanlandırıyor. ”

– “Türkiye ile gitar kelimesi yan yana anılmıyor ”

Türkiye'de iyi gitar yapılabileceği yönündeki kanaatin dünyada var olmadığını dile getiren Özkarpat, şöyle devam etti:

“Gitar yapımcısı olarak benim en büyük sıkıntım Türkiye ve gitar kelimesinin pek yan yana gelememesi aslında. Gitar denildiği zaman İspanya akla geliyor, elektrik gitar dendiği zaman Amerika akla geliyor. Türkiye'de bunun kültürü çok yeni yeni oturmaya başladı ve yeni yeni doğru düzgün gitar çalıcıları, gitaristler yetişmeye başladı. Bunun eğitimi yeni yeni standardize olmaya başladı. Birçok şeyde olduğu gibi bu da kenarda kalmış bir konuydu. Genel olarak Türkiye'de Türk müziği sazları yapılır gibi bir imaj var dünyada. O noktadan baktığımız zaman burada yapılan sazların yurt dışında satılması gerçekten çok zor. Kafalarında bir araya getiremiyorlar. Türkiye'de nasıl olur da İspanya kalitesinde ya da daha üzerinde gitar yapılabilir, olabilir mi? Bu soru işaretleri haklı bir yerde. ”

Türkiye'de de başarılı çalışmalara imza attıklarını dile getiren Özkarpat, “Türkiye'de İspanya kalitesinde gitar yapılabilir, yapılıyor da. Benim yurt dışındaki gitarlarda duymadığım sesler ve kendi atölyemden de bazı arkadaşların atölyelerinden çıkan gitarlarda da duyduğum sesler. Bu iş bir sihir değil. Gerçekten sabır, sevgi ve hissiyat işi. Bu işin matematiği de yok. Tabii ki birtakım notlar, standartlar yerine getirilmesi, not edilmesi gereken bir Ar-Ge'si var ama kalp sesi de çok önemli. Çıkan sazlardan, seslerden mutluyum. 'Hay Allah çok kötü oldu' deyip sukutuhayale uğradığım belki bir iki gitar olmuştur şimdiye kadar, yapmış olduğum 700-800 sazdan. ” ifadelerini kullandı.

– “Türkiye'de gitar yapmak istedim ”

Dünyada tanınmış lutiyelerle tanışma fırsatı bulduğunu da kaydeden Özkarpat, “Güney Amerika, Hollanda, Almanya'ya gidip, bu işi orada devam ettirme, eğitimiyle ilgili devam etme şansım da oldu ama bir şekilde Türkiye'de gitar yapmak, saz yapmak istedim. Bu topraklara aitim ve burada olacağım. Ölürsem de kalırsam da burada. Bunun ışığında hareket ettim her zaman. Ne kadar zorluk varsa karşımıza çıkan bir şekilde bunların aşılabileceğini, Türkiye'de bir enstrüman yapım geleneğinin oluşabileceğini, bununla ilgili çok büyük bir boşluk olmasına rağmen bunu doldurabilecek yapıda insanlarımızın olduğunu çok net görüyorum. ” diye konuştu.

Özkarpat, enstrüman yapımcılığının bilgi birikimi isteyen, zor bir iş olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bütün bunları görüp de kendine güvenen, ağacı seven, ağaçla uğraşmayı, ağaç sıcaklığını seven arkadaşlar bu işe asılsınlar ve mutlu olsunlar. Konuyla ilgilenecek olan, hayatının yolculuğunda enstrüman yapmak isteyen arkadaşlar başarılar, keyifler diliyorum. Aynı zamanda biz her zaman buradayız. Enstrüman yapımıyla ilgili uğraşan, konuyla ilgili soruları, merakları olan hangi alanıyla olursa olsun herkes gelip atölyemize danışabilir, başvurabilir. Mümkün olduğu kadar, elimizden gelen ne varsa bu bilgiyi paylaşırız. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?