AB Bakanı Çelik, El Pais ve Bloomberg’e makale yazdı

MADRİD (AA) – Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin hala Türkiye’nin stratejik hedefi olduğunu belirterek, “Bunu, ne çifte standartlı ölçütler ne de adabımuaşeretten uzak tutumlar önler.” dedi.

Çelik’in Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine yönelik makalesi, İspanyol El Pais gazetesi ile Bloomberg’in Avrupa baskısına yayımlandı.

15 Temmuz darbe girişiminin sadece Türkiye tarihi için değil, Türkiye-AB ilişkileri için de bir milat olduğunu vurgulayan Çelik, 241 masum insanın ölümüne neden olan kanlı girişim sonrasında Türk halkının, Avrupalı yöneticilerden beklediği desteği alamadığını ifade etti.

Bakan Çelik, makalesinde, “Batı’dan gelen her kınamaya uzun bir ‘ama’lar, ‘fakat’lar ve mazeret listesi eklendiğini, bu yüzden de 15 Temmuz’da olanlar hakkında tarafsız bir kişinin, olayın mağdurlarının kurbanlar değil, darbeciler olduğuna kolayca ikna olabileceğini” kaydetti.

– “AB’nin güvenilirliği üzerinde şüpheler doğdu”

Bakan Çelik, AB’nin 15 Temmuz sonrasında gösterdiği tavrın sonuçları olacağını belirterek, “Hukuk devleti, insan hakları ve demokrasi temelleri üzerine kurulan AB’nin güvenilirliği üzerine şüpheler doğmuştur.” ifadesini kullandı.

AB’nin kendi temellerini savunmakta gösterdiği kabiliyetsizliğin yeni bir şey olmadığını, bunun bir benzerinin 2013 yılında Mısır’daki askeri darbede de görüldüğünü aktaran Çelik, AB ülkelerinde özellikle 2008 yılındaki ekonomik krizden itibaren popülizm, soyutlanma politikası ve yabancı düşmanlığının arttığına dikkat çekti.

Bakan Çelik, Avrupa’nın geçmişte görülmemiş çok ciddi sorunlara göğüs germek zorunda kaldığını ancak popülist Avrupalıların vatandaşlarının gerçek problemlerini çözememelerinden çareyi Türkiye’ye sözlü saldırılarda aradığını kaydetti.

– “Avrupa ile her zaman işbirliği yaptık”

Türkiye’nin bu tutumlara rağmen AB’ye karşı yapıcı ve profesyonel bir tutum takındığını belirten Çelik, “Bir şeyi açık olarak dile getirmek istiyorum, zorlukları aşmak için Avrupa ile her zaman işbirliği yaptık.” ifadesine yer verdi.

Yunan adaları üzerinden Avrupa’ya sığınmacı akını başladığında yasal olarak onları koruyacak bir mekanizma oluşturulması için Türk yetkililerin Avrupalılarla çalıştığını ve tarihi bir başarı elde edildiğini hatırlatan Çelik, AB’nin finans yardımı ve vize muafiyeti gibi sözlerini tutmamak için her zaman özürler sunmasına rağmen Türkiye’nin insan tacirlerini önlemeye ve sığınmacılara yardım etmeye devam ettiğini vurguladı.

Türkiye’nin, Avrupa’nın güvenliğine de katkı sağladığına işaret eden Çelik, DAEŞ’e karşı mücadelede ilk sırada yer almanın yanı sıra yabancı savaşçıların çatışma bölgelerine geçişini engellemek için Avrupa hükümetleriyle işbirliğinde bulunulduğunu, 50 binden fazla terör şüphelisinin Türkiye’ye girişinin yasaklandığını, Türk otoritelerinin masum insanları hedef alan saldırı tehditlerine karşı Avrupalıları her zaman bilgilendirdiğini anlattı.

Bakan Çelik, AB’nin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve tüm Avrupa’daki göçmen toplumlarında imajının iyileştirilmesi için de Türkiye’nin yapıcı katkıları olduğunu ifade ederek, makalesine şöyle devam etti:

“Fikir değiştirmedik. AB üyesi olmak Türkiye’nin stratejik bir hedefi olmaya devam ediyor. Bunu, ne çifte standartlı ölçütler ne de adabımuaşeretten uzak tutumlar önler. Bu andan itibaren Avrupa’nın, 10 yıl sonra kendisini nerede görmek istediği ve değerlerimizi korumak için nereye kadar gidebileceği gibi birlik hakkında bazı zor kararlar almaktan başka çaresi yoktur. Bugün, Türkiye ve başarısız darbe girişimi üzerine söylenen sözler aslında çok daha farklı şeyleri içermektedir. Tartışma, popülizm karşısında liderlik, ayrımcılık karşısında tolerans, acil çıkarlar karşısında temeller, aşırıcılık karşısında ortak duygular üzerinedir.”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?