“93 Harbi” konulu sempozyum

İSTANBUL (AA) – İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Murat, tarihini bilmeyen, milli kimliği oluşmamış gençliğin, ülkesine sahip çıkamayacağını belirterek, “Daha sonra vatan hasretiyle yanıp tutuşmamak için bugün, vatanın bizlere nasıl emanet edildiğini, nasıl elde edildiğini, atalarımızın nasıl sıkıntılarla karşı karşıya kalıp canlarını feda ettiklerini iyi bilmemiz gerekir. ” dedi.

Bayrampaşa Belediyesi, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve Türk Ocakları İstanbul Şubesi iş birliğinde düzenlenen “93 Harbi (1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı) ” konulu sempozyum, Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde başladı.

Murat, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, Osmanlı'nın hüküm sürdüğü bölgelerde farklı dillere ve dinlere dokunmadığını, zulmetmediğini anlatarak, “Daha sonra emperyalist güçlerin dünyanın dört bir tarafında 20-30 yılda o ülkelerin dillerini, dinlerini, kültürlerini nasıl yok ettiğini bugün bütün dünya görüyor. Ama 4-5 asır bu ülkelere hükmeden bu aziz millet, asla bunlara dokunmadı. İsteseydi, ecdadımız zorbalık yapsaydı, dil ve din hürriyeti tanımasaydı, bugün dünyanın birçok yerinde başta Balkanlar olmak üzere herkes Türkçe konuşurdu, başka dil bilmezlerdi, herkes Müslüman olurdu. ” diye konuştu.

Prof. Dr. Murat, gençlere çok çalışmalarını öğütleyerek, tesadüfen bir yere gelmenin mümkün olmadığını söyledi.

– 93 Harbi

Prof. Dr. Cezmi Eraslan, 93 Harbi'nin Osmanlı Devleti'ni temellerinden sarsan bir gelişme olduğuna işaret ederek, “Bu harbin en önemli sonucu, hem kurmay hem asker kadrosunun revizyona ihtiyacı olduğunu göstermesidir. ” dedi.

Bu süreçte Osmanlı'yı en fazla etkileyen unsurun Rusya olduğunu belirten Eraslan, Rusya'nın Balkanlar'daki Slav birliği politikası çerçevesinde Osmanlı'nın Balkanlar'daki varlığını tamamen ortadan kaldıracak sürecin baş aktörü olduğunu anlattı.

Eraslan, “93 Harbi ve etrafında gelişen olaylara baktığımız zaman, anlaşmaları ya da barışı sağlamak, büyük devletlerin desteğini almak adına bu savaş, bu anlaşmalar sırasında Kıbrıs'ı verdiğimizi de unutmamak gerekiyor. Kişileri suçlamaktan ziyade durum tespiti yapmak adına bunun altını çizmek istiyorum. ” diye konuştu.

Türk Ocağı İstanbul Şube Başkanı Cezmi Bayram da tarih kitaplarında “kuru bir bilgi ” şeklinde yer alan olayların insani tarafını sempozyumda ele almak istediklerini anlatarak, “Bu vesileyle aslında bu olaylar birçok filme, birçok diziye, romana, tiyatroya, müzik eserine, resme konu olması gerekirken, bunların çok az olduğunu gördük. Ümit ederim ki sempozyumdan sonra bu ihtiyaç da hem ilim adamlarımız hem sanatkarlarımız tarafından görülür ve ilim, sanat eserleriyle mesele yeni nesillerin önüne konulur. ” ifadelerini kullandı.

Bayram, tarihin son 200 yıllık döneminin iyi hatırlanması, incelenmesi ve gençlere sunulması gerektiğini dile getirdi.

Sempozyum yarın sona erecek.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?