21 yıldır gölgelerin peşinde

İSTANBUL (AA) – HİKMET FARUK BAŞER – “Hayali Saraç Emin ” mahlasıyla tanınan 57 yaşındaki gölge oyunu ustası Emin Şenyer, “Karagöz ile dijitali yan yana koyduğunuz zaman dijitalden yana tercih kullanılıyor. Bu nedenle Karagöz'ün eski havası yok. Dijitalleşme Karagöz'ün önüne geçti. ” dedi.

Uzun yıllar ayakkabıcılık mesleğiyle uğraşan Şenyer'in hayatı, çocuklarıyla daha iyi iletişim kurma yolları ararken rastladığı “Karagöz Okulu ” afişi ile değişti. Okula kayıt olan Şenyer, burada Karagöz ustası Metin Özlen ile tanıştı. Özlen, bir süre sonra asistanlık teklif ettiği Şenyer'e yeni bir mesleğin kapılarını açtı.

Metin Özlen, karakterlerin tasvirini yapan, sahnesini kuran, seslendirmesini yapıp oyununu oynatarak bir hayalinin tüm hünerlerini sergileyen Şenyer'i, “Hayali Saraç Emin ” mahlası ile Karagözcü ilan etti.

Yurt içi ve dışında birçok sergi açan, uluslararası yarışmalarda Türkiye'yi temsil ederek geleneksel Türk gölge oyununun tanınmasına katkıda bulunan Şenyer, dijitalleşmenin Karagöz'ün önüne geçmesinden dertli.

– “21 yıldır hayalilik yapıyorum ”

Karagöz ustası Emin Şenyer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ayakkabıcılık mesleğini ekonomik nedenlerle bıraktığını söyledi.

Çocuklarını eğlendirmek için farklı bir arayış içine girdiğini ve Karagöz sanatıyla tanıştığını anlatan Şenyer, şunları dile getirdi:

“Metin Özlen'in yanına çırak olarak girdim. Ustam sayesinde kendimi geliştirdim. Hocam bir röportajında beni çırak olarak yetiştirdiğini söyleyerek önümü açtı. Geleneksel sanatlarda sanatçıların mahlası olur. Ustam deriyi güzel işlediğim için bana 'Hayali Saraç Emin' mahlasını verdi, Karagözcü ilan etti. Ben hem tasvir yapımcısı hem de oynatıcıyım. 21 yıldır Karagözcülük, hayalilik yapıyorum. Zaman geçtikçe de tanındım. Dünyanın birçok ülkesinde Türkiyeyi temsil ettim, sergiler açtım, Karagöz oynattım. ”

Karagöz sanatının seyyar bir sanat olduğunu dile getiren Şenyer, ''Karagöz sabit bir yerde rutin gösteriler şeklinde yapılmaz, Batı tarzı tiyatro gibi. Karagözcü'nün sahnesi, perdesi vardır. Benim perdem iki bagajda yaklaşık 30 kilogram ağırlığında. Karagözcü davet edildiği yere bunu alır gider ve orada Karagözünü oynatır. İşi bitince tekrar toparlar ve evine döner. Sünnet düğünlerinde, festivallerde, okullarda gösteriler yapıyorum.'' diye konuştu.

– ''Basit metin ezberleyerek Karagöz oynatılmaz''

Şenyer, ramazan ayının işlerinin en yoğun dönemi olduğunu ifade ederek, ''Ramazan ayında çok amatör Karagözcü ortaya çıkıyor. Basit bir metni ezberleyerek Karagöz okutulmaz. Ramazanda Karagöz fazla yerde görülür ama kalitesi düşüktür. Profesyonel Karagözcüler evde oturur. Olayın mali boyutu var.'' değerlendirmesinde bulundu.

– ''Dijitalleşme Karagöz'ün önüne geçti''

Karagöz sanatının artık eski havasının kalmadığını belirten Şenyer, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sanatın eski havası kalmadı. Nesil değişti, dünya değişti. Dijital alanda gelişmeler oldukça fazla. Mesela öyle dijital oyunlar yapılıyor ki çocukları, izleyicileri alıp götürüyor. Artık seyirci durumundan çıktı izleyici. İzleyici, çocuklar artık çıkan dijital oyunların bir parçası haline geldi. Bu tür şeyler olunca da Karagöz daha aranmıyor. Karagöz ile dijitali yan yana koyduğunuz zaman dijitalden yana tercih kullanılıyor. Bu nedenle Karagöz'ün eski havası yok. Dijitalleşme Karagöz'ün önüne geçti. ”

– ''Karagöz sanatında eleman yetişmiyor''

Emin Şenyer, oyunlarını kimi zaman kendisinin yazdığını, klasik oyunların içine güncel motifler yerleştirmeyi sevdiğini kaydetti.

Karagöz ustası sayısının oldukça az olduğunun altını çizen Şenyer, “Sayı artık bir elin parmağını geçmez. Artık bunun amatörü çok fazla. Kötü Karagöz oynatanlar var. Bunlardan dolayı Karagöz'ü seyreden bir daha seyretmiyor. Bu sanatta artık eleman da yetişmiyor. İnsanlar kolay para kazanmanın, kolay ünlü olmanın yolunu seçiyor.'' ifadelerini kullandı.

Şenyer, Karagöz'ün 2009 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine alındığını hatırlatarak, yabancıların ilgisinin de bundan sonra arttığını sözleri ekledi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?