2018 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda

TBMM (AA) – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “YPG kendisine bir alan oluşturmak istiyor. Şimdi HDP'li arkadaşlara söylüyorum. Hep 'YPG, YPG' diyorsunuz. Şimdi size bir soru sormak istiyorum. YPG, Arapların ve diğer etnik yapıdaki insanların yaşadığı yerleri de ele geçirdi. Onun desteğiyle, bunun desteğiyle ve orada. Hepsini de sürgüne gönderdi. Fırat Kalkanı Operasyonu'ndan sonra sadece Türkiye'den 70 binden fazla Suriyeli geri döndü. Aynı şekilde 150 bin Suriyeli başka şehirlerden geldi. Türkiye'de şu anda 300 bin Suriyeli Kürt kardeşimiz var. Bu Kürt kardeşlerimiz şimdi YPG'nin hakim olduğu yerlere niye dönmüyor hiç merak ettiniz mi? ” diye sordu.

Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığının 2018 yılı Bütçesi'nin görüşmelerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin bundan sonra Avrupa Konseyi bütçesine “en fazla katkı yapan devlet ” statüsünden vazgeçme isteğine ilişkin bir soru üzerine Bakan Çavuşoğlu, “Her ülkenin ödemesi gereken asgari bir ücret var. Bizimki yaklaşık 12 milyon avro. Biz, 'en fazla katkı yapan' olduk. Fakat en son FETÖ'den yargılanan eski YARSAV Başkanına (Murat Arslan) ödül vermeleri ve 60 bin avro para vermeleri bardağı taşırdı. Benim paramla bir terör örgütüne üyelikten ya da terör örgütüne destekten, neyse suçlaması, uyarılarımıza rağmen Avrupa Konseyi ödül veriyorsa, ki bu Avrupa Konseyinin temel değerlerine aykırıdır. Dolayısıyla genel kurulda da bu şahsın mektubu okunuyorsa, ben oraya zorunlu olmadığım bir parayı vermek zorunda değilim. ” yanıtını verdi.

Türkiye'nin bundan sonra en çok katkı sağlayan ülke olmak istemediğini Jagland'a bildirdiğini aktaran Çavuşoğlu, “Bu şahıs ByLock kullanıyormuş. ByLock'u kim kullanıyor, FETÖ üyeleri. Bu, hükümetin aldığı bir karardır ve bundan vazgeçmek de bizim kararımızdır, bunun sorumluluğu da bizdedir. Herhangi bir bedeli varsa bunu da öderiz. Ben ByLock kullanan bir kişiye ödül veren bir kuruma ilaveten cebimden milletin parasını veremem. ” diye konuştu.

– Başika Kampı

Mevlüt Çavuşoğlu, Başika kampına ilişkin bir soruya, kampın geleceğiyle ilgili kararın Irak yönetimiyle birlikte verileceğini belirterek, “Zamanı geldiği zaman hangi adımları atacağımızı zaten kamuoyuna duyuruyoruz. ” ifadelerini kullandı.

Başika kampının şu anda gündemde olmadığına işaret eden Çavuşoğlu, “Biz daha önce anlaştık, uygun bir zamanda ne olacağına dair kararı Irak Hükümetiyle birlikte vereceğiz. Henüz bir karar yok. Şu anda öncelikli konular olduğu için sıra ona gelmedi. ” dedi.

Türkmenlere eğitim verilmeye devam edildiğini aktaran Bakan Çavuşoğlu, “Sayısını da artırıyoruz. 200 tane daha ilave Türkmen kardeşimizi buradaki Türkmen gücüne dahil ettik. ” bilgisini paylaştı.

Çavuşoğlu ayrıca, PKK'nın Irak'ın bir egemenlik sorunu olduğunu belirterek, Irak'tan DEAŞ'ın temizlenmesinin ardından sıranın PKK'ya geldiğini, bu ortak düşman için Irak'la her türlü iş birliğinin yapılacağını vurguladı.

– Ovaköy Sınır Kapısı

Habur Sınır Kapısı'na alternatif olarak açılması planlanan Ovaköy Sınır Kapısı konusundaki gelişmelerin sorulması üzerine Irak'la görüşmelerin devam ettiğini anlatan Mevlüt Çavuşoğlu, “Irak'ın talepleri bizim için kriterdir baştan beri. Zaten diğer sınır kapılarının kontrolünü de Irak merkezi yönetimi almak istiyor. Anayasaya göre de sorumluluk onda. Ama defakto durumlar oluşmuş. Şimdi görüşmeler kendi aralarında devam ediyor. Umarım barışçıl bir şekilde bu sorun da çözülür. Herhangi bir aksaklık olmaz. ” şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Ovaköy Sınır Kapısı'nın açılmasına Irak tarafının müspet baktığını da söyledi.

– Suriye'deki YPG varlığı

Suriye'de YPG'nin DEAŞ ile çatışmadığını, Arapların yaşadığı yerleri elde etmek ve güneye doğru ilerlemek istediğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

“YPG kendisine bir alan oluşturmak istiyor. Şimdi HDP'li arkadaşlara söylüyorum. Hep 'YPG, YPG' diyorsunuz. Şimdi size bir soru sormak istiyorum. YPG, Arapların ve diğer etnik yapıdaki insanların yaşadığı yerleri de ele geçirdi onun desteğiyle, bunun desteğiyle ve orada. Hepsini de sürgüne gönderdi. Fırat Kalkanı Operasyonu'ndan sonra sadece Türkiye'den 70 binden fazla Suriyeli geri döndü. Aynı şekilde 150 bin Suriyeli başka şehirlerden geldi. Türkiye'de şu anda 300 bin Suriyeli Kürt kardeşlerimiz var. Bu Kürt kardeşlerimiz şimdi YPG'nin hakim olduğu yerlere niye dönmüyor hiç merak ettiniz mi? Neden dönemiyor biliyor musunuz? Bunlar YPG'nin ideolojisine karşı ve YPG'yi 'terör örgütü' olarak görüyor. YPG 4 ay önce 15 Kürt partisini kapattı. YPG, bu Kürt kardeşlerimizin ellerindeki tapularını, mülklerini, evlerini, arsalarını aldı ve kovdu. Niye bunların haklarını savunmuyorsunuz madem de bir terör örgütünün haklarını savunuyorsunuz? Niye? Onlar Kürt değil mi? İlla hak savunmak için terör örgütü mü olmaları lazım? Onların da mı eline silah alması lazım? İddia etmiyoruz. Gidip onlarla görüşmüyorsunuz. 300 bin Kürt'ün temsilcileri var. Suriye Kürt Ulusal Koalisyonuyla gittiniz görüştünüz mü? İşinize gelmiyor. Çünkü öteki ideolojik olarak size yakın ve onların abisi, sizin partinize hükmediyor. YPG'nin abisi PKK. Salih Müslim'i Kandil'den çağırdı. Türkiye'ye yönelik terör faaliyetlerini başlatması için çağırdı. ”

– ABD ile vize sorunu

ABD ile yaşanan vize sorununa ilişkin bir soruya Çavuşoğlu, Viyana Sözleşmesi kapsamında hiç bir diplomatın bu şekilde işleme tabi tutulamayacağını, ancak resmi görevinin dışına çıkıp suç işlerse, teröre bulaşırsa, terör örgütüne destek verirse bunların yasal işleme tabi tutulabileceği yanıtını verdi.

Mevlüt Çavuşoğlu, “Bu kişiler yerel personel. Bizim vatandaşlarımız, diplomatik koruması da yok. Bu kişiler suç işlediği zaman elbette bunlar hakkında yasal işlem yürütülür. ” ifadelerini kullandı.

Konsolosluk işleri, hukuki konularda bilgi paylaşımı ve iş birliği için ortak komisyon oluşturulduğuna ve ilk toplantının Ankara'da yapıldığını belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Bilgi talep edilebilir. Nasıl biz şimdi notayla ABD'den bilgi istedik bir vatandaşımızla ilgili, bu tür iş birliği zaten yapılır. Bundan sonra herhangi bir kişi hakkında hukuki süreç olmayacakmış. Böyle bir şey olabilir mi? Veya ABD'den izin alacakmışız. Kariyer diplomatıysa zaten prosedür belli. Ama onun dışında birisi suç işlerse nerede çalışırsa çalışsın kesinlikle kabul edilemez. Büyükelçiliğimizin sayfasına girerseniz cevabımız gayet net bir şekilde orada var. ”

– Ege'deki adalar konusu

Yunanistan'ın Ege'deki bazı adaları işgal ettiğine yönelik milletvekillerinin sorusu üzerine Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile Yunanistan arasında istikşafi görüşmelerin İsmail Cem'in Dışişleri Bakanlığı döneminde başladığını hatırlattı.

Çavuşoğlu, şunları söyledi:

“Arkadaşların ısrarla AK Parti hükümetini zor durumda bırakmak amacıyla sorduğu sorunun esasen bizden önce başladığını ve bu sorunu ikili düzeyde ele almak için bu mekanizmanın kurulduğunu vurgulamak istedim. Devlette devamlılık var. Biz de bunu devam ettiriyoruz. O günkü atılan adımlar doğrudur. Bugün de bu diplomasiy
i sürdürüyoruz. Yunanistan ile ilişkilerimizi de stratejik düzeye çıkardık. Sayın Cumhurbaşkanımız da aralık ayında inşallah Yunanistan'a bir devlet ziyaretinde bulunacak. ”

– Büyükelçi atamaları

Büyükelçi atamalarında liyakatın önemli olduğunu ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, atama kurallarının belli olduğunu, bir göreve layık olan herkesin atanabileceğini söyledi.

Çavuşoğlu, “Kurallar ortada, bu kuralları da ben koymadım. Bizden önce konuldu bu kurallar. Kurallar çerçevesinde atarız. ” dedi.

Atananların göreve uygun kişiler olduğunu ve bir istişare sürecinin ardından göreve getirildiğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, “Herkes dışarıdan büyükelçi atanabileceğini kabullenmek zorundadır. Bunun sorumluluğu iktidardadır, Dışişleri Bakanı olarak bendedir. 30 tane büyükelçiden 5 tanesini yani kariyer memuru değil de dışarıdan atadığım zaman sanki hepsi atanıyormuş gibi bir hava estirmenin de bana göre hiç bir gereği yoktur. ” değerlendirmesinde bulundu.

– ABD ve Rusya ile ilişkiler

Çavuşoğlu, Türkiye'nin ABD ve Rusya ile yürüttüğü ilişkilerinin birbirine alternatif dış politikalar olmadığını belirterek, “Benim çıkarım neyse ben onu yaparım. NATO üyesi ülkelerden füze almak istedim. Çünkü hava sahamı korumak zorundayım. Tehditler de var. NATO üyesi ülkeler bunu bana sağlayamıyorsa, ben bir yerden bunu almak zorundayım. ” şeklinde konuştu.

Türkiye'nin NATO'daki rolünün ve AB ile yürütülen sürecin önemine değinen Mevlüt Çavuşoğlu, AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'nin karşısına çıkan engellerin hepsinin siyasi olduğuna işaret etti.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin 23'üncü ve 24'üncü fasılların açılmasına, müzakere edilmesine ve açılış ile kapanış kriterlerinin karşılanmasına hazır olduğunu kaydetti.

Görüşmelerin tamamlanması ve oylamanın ardından Dışişleri Bakanlığının 2018 yılı Bütçesi, 3 milyar 310 milyon 380 bin lira olarak kabul edildi.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?