2017 Yılı Bütçesi Genel Kurulda

TBMM (AA) – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, bu yılın son çeyreğinden itibaren, hayata geçirecekleri reformların ve alınan tedbirlerin de etkisiyle büyüme hızının yeniden artacağını belirterek, “2017 her açıdan çok daha başarılı bir yıl olacak.” dedi.

Özlü, TBMM Genel Kurulunda bakanlığının 2017 yılı bütçesinin görüşmelerinde, sözlerine İstanbul’daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar dileyerek başladı.

Nerede, ne şekilde ve ne amaçla yapılırsa yapılsın, terörün her türlüsünü lanetlediğini belirten Özlü, “İnşallah, millet olarak, bu saldırıların bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz.
Birbirimize daha fazla sarılacağız, daha fazla kenetleneceğiz ve şehitlerimizin emaneti olan vatanımızı ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan çok daha güçlü bir ülke haline getireceğiz.” diye konuştu.

Gerek dünyadaki gerekse Türkiye’deki gelişmeler açısından oldukça zor bir yılın geçtiğini aktaran Özlü, “2016’da yaşanan gelişmeler, doğal olarak Türkiye’yi etkiliyor.
Ancak bu gelişmeler, bir yönüyle de Türkiye’nin, özellikle de Türkiye ekonomisinin ne kadar sağlam, güçlü, dirençli olduğunu da cümle aleme ispat etmiştir.” ifadesini kullandı.

Bu yılın ilk yarısında yüzde 3.9’luk büyüme başarısı yakalandığını dile getiren Özlü, bu rakamın Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ekonomilerdeki ortalama büyümenin 2,5 katı olduğunu bildirdi.

Türkiye’nin bundan çok daha yüksek büyüme oranlarına ihtiyacı olduğuna işaret eden Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnşallah bu yılın son çeyreğinden itibaren, hayata geçirdiğimiz reformların ve aldığımız tedbirlerin de etkisiyle büyüme hızımız yeniden artacak.
2017 her açıdan çok daha başarılı bir yıl olacak.
Perşembe günü açıklanan ekim ayı sanayi üretim verileri de bu öngörümüzü teyit ediyor.
Ekimde, yani dördüncü çeyreğin ilk ayında, sanayi üretimimiz yıllık bazda yüzde 2, aylık bazda ise yüzde 3,7 oranında artış gösterdi.”

AK Parti hükümeti olarak bir yandan yapısal düzenlemeleri hayata geçirdiklerini, diğer taraftan da özel sektörün güncel ihtiyaçlarına yönelik acil tedbirler aldıklarını anlatan Özlü, özellikle KOBİ’lerin finansmana erişimi, piyasanın canlanması, yatırımların artması, işgücü yükünün azalması gibi konulara ilişkin önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerine değindi.

– Bakanlık tarafından alınan tedbirler

Özlü, tedbirlere bakanlık olarak da katkı verdiklerini belirterek, şu görüşlere yer verdi:

“KOSGEB aracılığıyla, KOBİ’lerimize 50 bin lira kredi vereceğiz.
15 bin KOBİ’nin yararlanmasını beklediğimiz bu kredi, bir yılı ödemesiz olmak üzere toplam üç yıl olacak.
Daha da önemlisi, bu kredinin faizini KOSGEB karşılayacak.
Hükümet ve Bakanlık olarak, iş dünyamızın, KOBİ’lerin, esnafın, tüccarın, sanayicinin, ihracatçının, girişimcinin yanında olmayı bundan sonra da sürdüreceğiz.”

Faruk Özlü, Türkiye’nin bilgi tabanlı bir ekonomiye geçişini hızlandırmak, daha nitelikli bir üretim yapısına geçmek, sanayinin ürettiği katma değeri artırmak ve dünya ticaretinden daha fazla pay almak için çalışmalara yoğun bir şekilde devam edeceklerinin altını çizdi.

2017 bütçesinin tamamında Ar-Ge’ye ayrılan kaynağın 5,8 milyar liraya yükseldiğini vurgulayan Özlü, bir Ar-Ge projesiyle ilgili fikir aşamasından üretim aşamasına kadar bütün süreçlere destek verdiklerine işaret etti.

Özlü, Ar-Ge projesi yapmaya ve projeleri ticarileştirmeye uygun altyapıları kurduklarını belirterek, “Bu yıl, TBMM’de yasalaşan en önemli düzenlemelerden biri Ar-Ge Reform Paketi olmuştur.
Zaten oldukça güçlü olan Ar-Ge ve yenilik ekosistemini, bu kanunla birlikte çok daha güçlü bir hale getirmiş olduk. Türkiye’de ilk defa tasarım faaliyetlerini destek kapsamına aldık.” değerlendirmesinde bulundu.

Ar-Ge Merkezi sayının 310’a ulaştığını vurgulayan Özlü, merkez sayısını bine çıkarmayı hedeflediklerini ifade etti.

– “Hedef 70 yeni OSB”

Özlü, Türkiye’nin dünyanın sayılı üretim lokasyonlarından birisi olduğunu söyledi. Türkiye’nin Avrupa’da hafif ticari araç ve otobüs üretiminde birinci, kamyon üretiminde ikinci, otomobil üretiminde yedinci sırada yer aldığına değinen Özlü, beyaz eşya ve çimento üretiminde Avrupa birincisi, demir çelik sektöründe Almanya’dan sonra ikinci sırada bulunduğuna dikkati çekti.

Bu sektörlerde üretim hacmi konusunda yakalanan başarıyı, kalite, tasarım, teknoloji ve katma değerde de yakalamak istediklerini belirten Özlü, şu değerlendirmede bulundu:

“Bugünün ve yarının kilit teknolojileri olan savunma, uzay, havacılık, enerji, gıda, biyoteknoloji, nanoteknoloji, yazılım, otomasyon gibi alanlarda sanayimizin bir sıçrama yapmasını hedefliyoruz.
Birçok sektörümüzle ilgili stratejik planlar hazırlıyor ve bu planları titizlikle uyguluyoruz.
Orta-yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerde yerli üretim yapan firmaların kamu ihalelerine katılmalarının önündeki engelleri kaldırıyor, bu firmalara yüzde 15 fiyat avantajı uyguluyoruz.
Kaliteli üretim yapmak için, öncelikle planlı bir sanayileşme politikanız olmalıdır.
Organize sanayi bölgeleri, endüstri bölgeleri ve sanayi siteleri sanayimizin fiziksel gelişiminin ve planlı sanayileşmenin en önemli unsurlarıdır.
Bu bölgeler, sanayicimizin dünya standartlarında üretim yapmalarını sağlayan altyapılar sunmaktadır.
Ülkemizde bugüne kadar tamamlanan 166 OSB projesinin 101’i, 466 sanayi sitesi projesinin ise 117 tanesi, son 14 yılda tamamlanmıştır.
Şu anda, 295 OSB’mizde bir milyon 640 bin kişi istihdam ediliyor.
2023 hedefimiz ise 70 yeni OSB daha kurarak bir milyon ilave istihdam oluşturmaktır.
Kurduğumuz 5 endüstri bölgesiyle ilgili çalışmaları da hızla tamamlamayı ve bu bölgelere büyük ölçekli yatırımları çekmeyi planlıyoruz.”

– “Yerli patent tescil sayımız 24 katına çıktı”

TÜBİTAK ile üniversitelere, akademisyenlere ve özel sektöre destekler verdiklerini belirten Özlü, Türkiye Araştırma Alanı (TARAL) Destek Programına, gelecek yıl 1,5 milyar lira ödenek ayırmayı planlandığını bildirdi.

KOSGEB bütçesini 1,3 milyar liraya çıkardıklarına işaret eden Özlü, “2010-2016 döneminde, 570 bin vatandaşımız, KOSGEB’in diğer kurumlarla ve STK’larla düzenlediği girişimcilik eğitimlerine katıldı.
31 binden fazla girişimcimiz, KOSGEB desteğinden yararlanarak kendi işinin patronu oldu.” dedi.

Bakan Özlü, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının temel çıktıları olan sınai mülkiyet haklarında da sevindirici gelişmeler yaşandığını belirterek, şu görüşlere yer verdi:

“Son 14 yılda, yerli patent başvurularımız 13 katına, yerli patent tescil sayımız 24 katına çıktı.
Bu yılın ilk 11 ayında da patent başvurularımız yüzde 18 oranında arttı.
Son 5 yıldır, Avrupa’da, marka başvurularında birinci, tasarım başvurularında ikinci sırada yer alıyoruz.
Türk Patent Enstitüsü, 6 Ekim’de, Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı nezdinde, Uluslararası Patent Araştırma ve İnceleme Otoritesi olarak kabul edildi.
Bunun anlamı şudur: 2005 yılına kadar, patent başvurularının tamamını yurtdışındaki uzmanlara inceleten enstitü, artık yerli başvuruların tamamını, üstüne ilave olarak da dışarıdan gelen başvuruları inceleyebiliyor.”

Özlü, sanayicinin en fazla ilişki içinde olduğu kurumlardan birin TSE olduğuna değinerek, TSE’nin test ve laboratuvar altyapısını daha da güçlendirmeye büyük önem verdiklerini bildirdi. Özlü, Otomotiv Test Merkezinde gelecek yıl ilk kazmayı vurmayı planladıklarını dile getirdi.

Sınai mülkiyet hakları, iş ve yatırım ortamının en önemli ayaklarından birini oluşturduğunu belirten Özlü, Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısını muhalefet ile işbirliği içinde yasalaştırmayı hedeflediklerini ifade etti.

– “Otomobilde bir marka oluşturacağız”

OSB’lerin üzerindeki mali yükümlülüklerin bazılarını kaldıracaklarını veya miktarları düşüreceklerini vurgulayan Özlü, şöyle dedi:

“Parsel maliyetlerine belirli kriterlere göre üst sınır getireceğiz.
OSB’lerde üretim yapan firmalarımızın üzerindeki emlak vergisi, yapı denetimi gibi yükleri de daha makul seviyelere çekeceğiz.
Şehir merkezlerinde kalmış sanayi sitelerini dönüştüreceğiz.
Modern finansman yöntemleri ve araçları geliştirerek sanayicilerimizin parasını arsaya veya binaya bağlamaksızın, doğrudan üretime aktarmasını sağlayacağız. Önümüzdeki dönemde TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırmak için de bir çalışma yürütüyoruz.
Artık iyice olgunlaşan bu çalışmayla, TÜBİTAK’ı, Ar-Ge konusunda özel sektörle rekabet eden değil, özel sektöre refakat eden bir kurum haline getireceğiz. TÜBİTAK’a bağlı enstitülerle ilgili önemli düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
Bu enstitülerde yürütülen projeleri hızlandıracağız.
Bu projelerden biri olan Yerli Marka Elektrikli Otomobil Projesi sonucunda, bir araç üretmenin ötesine geçeceğiz, bir marka oluşturacağız.
Sadece Türkiye pazarında ilgi görecek bir marka ve araç üretmeyeceğiz, dünya pazarlarına da hitap edecek bir marka ve araç geliştireceğiz. Bir başka önemli çalışma konumuz, 4’üncü Sanayi Devrimidir.
Teknolojideki yeni dalga, ürünleri, üretim süreçlerini ve tüketim alışkanlıklarını köklü bir şekilde sarsacak.”

Mesleki eğitimin geleceğin ihtiyaçlarına göre revize edilmesi gerektiğine işaret eden Özlü, bu amaçla okullarda sanayi 4.0 laboratuvarları kurmak, bu konuya özel meslek liseleri açmak, kodlama derslerini yaygınlaştırmak, OSB’lerde model fabrikalar oluşturmak gibi eylemleri de hayata geçireceklerini bildirdi.

Özlü, Bilim, Sanayi ve Tekonoloji Bakanlığı olarak toprağa bir tohum ektiklerini belirterek, “O tohumun yavaş yavaş fideye dönüştüğünü, ağaca dönüştüğünü, meyve vermeye başladığını da görüyoruz.
Biraz sabredelim, inanın, çoğu gitti, azı kaldı.
İnşallah, kısa bir süre içinde, ağaçlarımız bol bol meyve vermeye başlayacak.
Türkiye, çok daha nitelikli ve yüksek katma değerli bir üretim yapısına geçecek.
Türkiye, artık teknoloji üretecek.
Her zaman söylüyorum: Bizim sorunumuz cari açık veya dış ticaret açığı değildir.
Bizim sorunumuz, teknoloji açığıdır.
Teknoloji açığı kapanırsa, diğer iki açık da kapanır.” diye konuştu.

Özlü, geçen yıl düşük teknolojili firmaların karlılık oranının yüzde 5,2 iken, yüksek teknolojili firmalarda bu oranın yüzde 8 olduğunu ifade etti.

Bakanlığın ve bağlı, ilgili ile ilişkili kuruluşların 2017 yılındaki toplam bütçesinin 10 milyar 99 milyon lira olduğunu aktaran Özlü, şunları kaydetti:

“Bize tahsis edilen bu sınırlı ödeneği en etkin şekilde kullanacağımıza söz veriyoruz.
Her zaman olduğu gibi, bu bütçenin bir emanet olduğunu, her bir kuruşta tüyü bitmemiş yetimin hakkı olduğunu muhakkak aklımızda tutacağız.
Yaptığımız her işi doğru, hızlı ve kaliteli yapmak için azami gayret göstermeye devam edeceğiz.”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?