Türk profesör Kutlu'dan, Özbekistan'ın İmam Maturidi İlmi Araştırmalar Merkezi kurmasına övgü:

TAŞKENT (AA) – BAHTİYAR ABDÜLKERİMOV – Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Özbekistan Uluslararası İslam Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sönmez Kutlu, Özbekistan'da "İmam Maturidi İlmi Araştırmalar Merkezi’nin açılması İslam medeniyetinin yeniden inşasında önemli bir adımdır." dedi.

Kutlu, Özbekistan’da kurulması kararlaştırılan Uluslararası İmam Maturidi İlmi Araştırmalar Merkezi’ne ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Kutlu, Özbekistan’ın son yıllarda İslam medeniyeti ve düşüncesiyle ilgili ilmi araştırmalara ve diğer etkinliklere destek verdiğini, Özbekistan topraklarında yetişmiş ilim adamlarını ve onların ilmi mirasını genç kuşaklara çeşitli yollarla tanıtmak amacıyla Buhari, Nesefi ve Tirmizi’nin ilmi mirasını araştırıp tanıtacak ilmi araştırma merkezleri açtığını hatırlattı.

Son olarak açılan Uluslararası İmam Maturidi İlmi Araştırmalar Merkezi’nin bu konuda ilk olmasından dolayı büyük öneme sahip bulunduğunu kaydeden Kutlu, dünyada konuyla ilgili pek çok araştırma yapılmasına rağmen, henüz Türkiye dahil hiçbir İslam ülkesinde benzer bir araştırma merkezi açılmadığını vurguladı.

Kutlu, "İmam Maturidi, bir sistem adamıdır. Batı düşüncesinde Immanuel Kant ne kadar önemli ise, İslam düşüncesinde de İmam Maturidi, o kadar önemlidir. Hatta daha da önemlidir. Çünkü o, bir bilgi nazariyesi oluşturarak İslam medeniyetinde dini bilimlerin doğru bilgi üretiminin ölçütlerini belirlemiştir." dedi.

Prof. Dr. Kutlu, Maturidi’nin bilgi kuramında doğru bilgiye ulaşmanın sağlam akıl, sağlam duyu ve doğru haber gibi üç yolu olduğunu, buna göre, akla dayalı olanlara "Akliyyat"; hislere dayalı olanlara "Hissiyyat"; vahye ve habere dayalı olanlara "Semiyyat" adını verdiğini aktardı.

Maturidi'nin bu bilgi kuramını kelam ilmine uygulayarak İslam inancını Maniheizm, Zerdüştlük, Hristiyanlık, Yahudilik ve diğer dinlere karşı savunacak Kitabu’t-Tevhid eserini kaleme aldığını anımsatan Kutlu, onun taraftarlarının Maturidi’nin bu ve diğer eserlerinden hareketle Semerkant’ta Ehl-i Sünnet’in Maturidilik diye tanınan kelam sistemini kurduğunu ifade etti.

– Maturidilik Türk toplumları arasında Haricilik ve Batınilik kaynaklı akımların yayılmasını engelledi

Kutlu, İmam Maturidi'nin, görüşlerini bu merkezlerde öğrenenlerin yetiştirdikleri öğrenciler ve yazdıkları yüzlerce kelami eser yoluyla onları Maveraünnehir, Horasan, İdil-Volga, Anadolu ve Balkanlar’da yaydığını kaydederek "Böylece Maturidilik, Türk toplumlarının dini inancının ve düşüncesinin kurucu unsurlarından birisi haline gelerek onlar arasında Haricilik ve Batınilik kaynaklı zararlı akımların yayılmasını engelledi." ifadesini kullandı.

İmam Maturidi’nin kurduğu bilgi nazariyesini fıkıh ilmine uygulayarak bu alanda da büyük bir çığır açtığını ve Hanefi fıkıh usulünü buna uygun olarak yazdığını belirten Kutlu, ancak bu konuda yazdığı iki eseri kaybolduğu için, onun fıkıh usulüne dair görüşlerinin Tevilatu’l-Kur’an eserine yansıdığını vurguladı.

Yeni kurulan merkezin bir gün Maturidi’nin kayıp eserlerine de ulaşacağını ve İslam alemine kazandıracağını ifade eden Kutlu, Maturidi’nin Hanefi fıkıh usulünü yeniden yazarak Hanefiliğe bir canlılık kazandırmakla birlikte, kendinden sonra Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, Timurlular ve Osmanlılar döneminde yüzlerce alimin yetişmesine, binlerce usul ve fıkıh eserinin yazılmasına zemin hazırladığına işaret etti.

Kutlu, "Hanefi fıkıh geleneği, Türk toplulukları tarafından kurulan devletlerin neredeyse milli mezhebi olmuştur. Bu merkez, inşallah, Hanefi-Maturidi fıkıh geleneğine ait yazılmış ve henüz yayımlanmamış yüzlerce eserin yayınlanmasına öncülük edecektir." şeklinde konuştu.

Maturidi’nin kelam ve fıkhın yanı sıra tefsir ilminde de önemli bir çığır açtığını, kendinden önceki alimler Kur’an-ı Kerim'i önceki nesillerin rivayetlerine bağlı kalarak tefsir ederken, Maturidi’nin aklı esas alan ve tevil diye isimlendirdiği bir yöntem ile Kur’an-ı Kerim'i yorumlamaya çalıştığını dile getiren Kutlu, daha sonra tefsir geleneğinde buna "Dirayet tefsiri yöntemi" adı verildiğini ve bu yöntemle başta Hanefiler olmak üzere diğer mezhep mensuplarınca onlarca tefsir yazıldığını belirtti.

Kutlu, Maveraunnehir ve Türkistanlı Hanefi-Maturidi alimlere ait tefsirlerin yayınlanmasıyla, diğer tefsir geleneklerinden farklı bir gelenek olarak Hanefi-Maturidi tevil-tefsir geleneğinin ortaya çıktığını aktararak, bu geleneğe ait pek çok yazma eserin kütüphanelerin tozlu raflarında veya özel arşivlerde saklandığını, söz konusu merkezin bu kıymetli eserlerin yayınlanmasına öncülük edeceğini kaydetti.

Yeni merkezin yapacağı araştırmalarla kelam, fıkıh ve tefsir ilminin bugünün şartlarına ve ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden inşa edilmesine ve ilmi alanlarda yeni Maturidilerin, Nesefilerin, Pezdevilerin, Serahsilerin, Merginanilerin, Yesevilerin yetişmesine önemli katkı sağlayacağını dile getiren Kutlu, yetişecek genç araştırmacıların Özbekistan’ı geçmişte olduğu gibi, İslam medeniyetinin kültür havzalarından biri haline getireceğini ifade etti.

– Merkezin araştırmaları Selefi tehdidine karşı mücadelede başvuru kaynağı olacak

Merkezin yapacağı araştırmaların başta Özbekistan olmak üzere İslam dünyasında Selefi tehdidi ve baskısı altındaki yeni nesillere, onlarla mücadelelerinde başvuru kaynağı olacağını savunan Kutlu, bugün Selefi radikalizmine ve tekfirciliğe karşı durabilecek en güçlü İslam anlayışının akıl taraftarları olarak bilinen Hanefi-Maturidi anlayışı olduğunu belirtti.

Kutlu, "Hanefi-Maturidi İslam anlayışında, akıl, ilim ve ahlak önemlidir. İnsan sevgisi ve bir arada yaşama kültürünü güçlendiren, din ve vicdan özgürlüğüne değer veren bir özelliğe sahiptir. Hanefilik-Maturidilik, tarihte olduğu gibi bugün de şiddete, teröre, tekfirci zihniyete, dini siyasallaştıranlara karşı mücadelede önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak Pakistan ve Afganistan’da olduğu gibi, Selefiliğe çekilmek istenen bir Hanefiliği ihya edip, Maturidiliği ihmal etmemek gerekir." yorumunu yaptı.

Dini-siyasi bir ideoloji olan Selefiliğin karşısında Maturidiliğin öğretisiyle durulabileceğini kaydeden Kutlu, Hanefi-Maturidiliğin doğru anlaşılmasının Batıni hareketlerin ve Sufiliğin aşırılıklarının önlenmesinde de önemli olduğunun altını çizdi.

Kutlu, "Hanefilik-Maturidilik, Batıni-İşari ve Zahiri-Selefi anlayışın dışında akıl ve reyciliği savunan üçüncü bir yol ve yaklaşımdır. Maturidilik Sufiliğin değil Sufilik Maturidiliğin kontrolünde olduğu sürece Selefilik ile güçlü mücadele edebilecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Kutlu, yeni kurulan merkezin İslam dünyasında kütüphaneler ve arşivlerde Hanefilik-Maturidiliğe ait yazma eserlerin yayınlanması, ilim dünyasında ortaya konulmuş çalışmaları ve dokümanları tespit edip, kataloglaması ve internet ortamında araştırmacılara açmasının İslam alemi için büyük bir hizmet olacağını vurguladı.

– Maturidiliğin evrensel mesajları Özbekistan'dan yeniden insanlığa sunulacak

Merkezin açılmasının geçmişte olduğu gibi bugün de Maturidilik öğretisi ve onun üzerine yapılan araştırmaları öğrenme konusunda Özbekistan’ı uğrak merkezi haline getireceğini dile getiren Kutlu, bu sayede Maturidiliğin İslam'a dair evrensel mesajlarının insanlığa tekrar, İmam Maturidi’nin memleketi olan Özbekistan’dan sunulmaya başlanacağını vurguladı.

Kutlu, merkezin İmam Maturidi ve Maturidi alimlerin ilmi mirasını tanıtacak seminer, sempozyum, konferans, yuvarlak masa ve diğer ilmi faaliyetlerle, doğuda ve batıda bu konuyla ilgilenen bilim adamlarını bir araya getireceğini, böylece ilmi alanda uluslararası iş birliğinin artacağını ve bu mirasın bütün insanlığa doğru bir şekilde tanıtılacağını kaydetti.

Özbekistan’ın söz konusu merkezi açmakla diğer İslam ülkelerine önemli bir örnek olduğunu, merkezin yapacağı araştırmalarla, Selefilik ve dini radikalizm meselesiyle başı belada olan İslam dünyasına, bu sorun ile baş edebilme konusunda önemli çözümler sunacağının altını çizen Kutlu, bu nedenle merkezin faaliyetlerine başta Türkiye olmak üzere İslam İşbirliği Teşkilatına üye ülkelerin maddi ve manevi desteğini esirgememeleri gerektiğini belirtti.

12 Ağustos'ta, Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Uluslararası İmam Maturidi İlmi Araştırmalar Merkezi'nin kurulmasına ilişkin kararnameyi imzalamıştı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?