Forum İstanbul 2021 Konferansı

İSTANBUL (AA) – Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, "Yarınlarda ekonomide, lineer ekonomiden döngüsel ekonomiye geçiş var, kalkınma modelinde de vahşi kalkınma modelinden sürdürülebilir kalkınma modeline geçişi başarmamız gerekiyor. Dünyanın gittiği noktada döngüsel ekonomi, sürdürülebilir kalkınma modelleri var. Tüm dünyanın bu trendlerde hareket etmesi gerek." dedi.

Ulusal ve uluslararası düzeyde fikir önderi konumundaki prestijli isimleri 19 yıldır bir araya getiren "Forum İstanbul 2023 Konferansları", bu yıl 20. yaşını kutluyor.

Bu çerçevede bu sene 24-28 Mayıs tarihlerinde çevrim içi gerçekleşecek Forum İstanbul 2021 konferansında bir hafta boyunca konuşmacılar "Yarını Anlamak" teması altında bir araya geliyor.

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, etkinlikteki konuşmasında önümüzdeki sürecin yeşil teknoloji ile ilgili konuların daha da konuşulduğu bir dönem olacağına işaret etti.

Bu çerçevede iklim değişikliğinin öneminden bahseden Birpınar, şunları kaydetti:

"Türkiye'deki sanayicilerimizin de bundan sonra olaylara böyle bakması gerekiyor. Fosil yakıtları terk edip onun yerine her şeyin yenilenebilir enerjiden olduğunu göreceğiz. Eskiden beri bir lineer ekonomi dünyası vardı, onun yerine döngüsel ekonomi meselesi dünyada önümüzde gelmeye başladı.

Yarınlarda, ekonomide, lineer ekonomiden döngüsel ekonomiye geçiş var, kalkınma modelinde de vahşi kalkınma modelinden sürdürülebilir kalkınma modeline geçişi başarmamız gerekiyor. Dünyanın gittiği noktada döngüsel ekonomi, sürdürülebilir kalkınma modelleri var. Tüm dünyanın bu trendlerde hareket etmesi gerek."

Dünyanın gittiği yarınlar hakkında değerlendirmelerde bulunan Birpınar, geçmişten günümüze gelinen noktada yaşanan gelişme ve teknolojik değişimlere dikkati çekerek, sürecin bundan sonra da aynı şekilde ve hızlanarak devam edeceğini anlattı.

– "İklim değişikliği meselesi, bir kalkınma meselesidir"

Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, iklim değişikliği meselesinin sadece bir çevre meselesi değil, kalkınma meselesi olduğunu belirterek, bunun sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığını ilgilendiren bir konu olmadığının, Türkiye'deki birçok tarafı ilgilendiren bir kalkınma meselesi olduğunu dile getirdi.

Konuya böyle bakılması gerektiğini bildiren Birpınar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bundan 2 sene evvel 'Karadeniz'de tutulan hamsi balığının kilosu 50 TL'ye çıkacak.' dedim, bu sene maalesef 35-50 TL arasında yedik. Şimdi söylüyorum, önümüzdeki senelerde hamsi balığının kilosu 100 TL'yi geçebilir, 200 TL'yi de geçebilir. Peki neden? Çünkü Karadeniz'in suyu ısınıyor, su ısınınca, hamsi balığı sürü yapamıyor kıyılarımızda. Sürü yapamayınca bizim kıyılarımızdan, Rusya ya da Ukrayna kıyılarına kaçıp oralarda tutuluyor. Oradan da buraya gelince, fiyatı artmaya başlıyor.

Akdeniz, bir tropikal iklim açık deniz hikayelerine dönmeye başladı. Akdeniz'de inanılmaz, beklenmeyen hortum fırtına olayları olmaya başladı. Seralar bir anda yok oluyor. Antalya'ya günde 2 bin tane tır gidip, oradan büyükşehirlere meyve sebze getirirken, iklim değişikliği ve ani hava olaylarından dolayı olduğunda oraya günde 100 tır gidiyor ve sebze ve meyvenin fiyatları inanılmaz artmaya başlıyor. Yani iklim değişikliği, tedarik zincirlerini bozmaya başladı."

– "İklim değişikliği gerçeği krize de dönüşebilir fırsata da dönüşebilir"

İklim değişikliğinin birçok alana etkide bulunduğunun altını çizen Birpınar, "Aşırı kuraklıklar, aşırı yağışlar, 2 saatte yağması gereken yağışın 10 dakikada yağması sonucu inanılmaz ekonomik kayıpların olduğunu görüyoruz. Bundan 2 sene evvel İstanbul'da misket büyüklüğünde dolu yağdığında İstanbul'da bilinen masrafların 2-3 milyar TL olduğunu biliyoruz." dedi.

Birpınar, iklim değişikliği gerçeğinin krize de fırsata da dönüşebileceğine dikkati çekerek, bazı ülkeler için bu iklim değişikliği konusunun kriz olmayabileceğini vurguladı.

Kriz kelimesini bu alanda dikkatli kullanmak gerektiğini belirten Birpınar, şu ifadeleri kullandı:

"İklim değişikliği bazen olumlu bazen olumsuz olabilir. Bazı ülkeler için, bazı yöreler, bazı türler için olumlu da olabilir, bunu bilemiyoruz. Her şey kriz olamayabiliyor, bazen krizi fırsata da çevirebiliyorsunuz. Ekonomileri iklim değişikliğine uyumlu hale getirmek gerektiğini düşünüyorum.

Türkiye'deki sanayicinin, ticaret erbabının ve bürokrasinin, beraberce çalışarak iklim değişikliği meselesine nasıl çözüm bulunacağını, buna nasıl uyum sağlanıp adapte olunacağını düşünüp, buna yönelik adımlar atması gerekiyor. 'Dünya nereye gidiyor'u iyi gözlemlememiz, yatırımlarımızı ona göre yapmamız gerek. Gelecek yenilenebilir enerjide, yarınlar sıfır atıkta. Yarınlar bize, bundan sonra üreteceğiniz bütün ürünlerin içine belli oranda geri dönüştürülmüş ürünlerin katılacağını söylüyor çünkü dünyanın kaynakları her geçen gün tükeniyor."

Birpınar, gelecek nesiller için bunun yapılması gerektiğine işaret ederek, dünyada her 2 kişiden birinin çevreci yapılması halinde bu problemin çözülebileceğini, yeni neslin çok daha duyarlı ve çevreci olduğunu söyledi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?