Almanya’daki Ermeni iddialarına ilişkin tasarı

TBMM (AA) – AKPM Türk Delegasyonu Başkanı Talip Küçükcan, Almanya Federal Meclisinden, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve ifade özgürlüğünü korunmasını; Türkiye ve Ermenistan arasındaki tarihsel tartışmayı siyasi amaçlar için bir araç olarak istismar edilmesinin önlenmesini beklediklerini ifade etti.

Küçükcan, Almanya Federal Meclisinde yarın görüşülmesi planlanan 1915 olaylarıyla ilgili tasarıya ilişkin kaygılarını, muhatabı AKPM Alman Delegasyonu Başkanı Axel E. Fischer’e hitaben kaleme aldığı mektupta iletti.

AKPM Türk Delegasyonunun AK Parti, CHP ve MHP’li üyelerin ortak görüşü ve isimleriyle gönderilen mektupta Küçükcan, Almanya Federal Meclisinin, 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımanın eşiğinde olduğuna büyük bir endişeyle şahit olduklarına işaret etti.

Küçükcan, mektupta, şu görüşlere yer verildi:

“Görünen o ki Federal Meclisin motivasyonu tamamen siyasidir. Maalesef Meclisteki bazı politikacılar bu tarihi meseleden çıkar sağlamayı amaçlamakta, konunun esasıyla ilgisi olmayan farklı siyasi odaklardan faydalanmayı ummaktadırlar. Esasen, ‘soykırım’ yasal bir kavram olarak, 1948 Soykırım Sözleşmesi gereğince sadece yetkili mahkeme tarafından açıkça tanımlanmış bir suça işaret etmektedir. Yetkili mahkemenin 1915 olaylarına ilişkin böyle bir değerlendirme yapmış olduğu herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu bağlamda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) konunun hukuki yönünü tam olarak anlamamıza yardımcı olacak kararını hatırlatmak istiyoruz. AİHM Büyük Dairesinin Perinçek-İsviçre davasına dair 15 Ekim 2015 tarihli nihai kararı, 1915 olaylarına ilişkin ‘soykırım’ iddialarının mutlak gerçeği yansıtmadığını açıkça teyit etmiş ve bu olayların ifade özgürlüğü kapsamında meşru bir tartışma konusu olduğunun altını çizmiştir. Dolayısıyla, tek yanlı ve kısıtlı bir aktarıma dayalı tarihsel iddiaların tek ‘gerçek’ olarak kabulü ve bu ‘tartışılmaz’ anlatımın Almanya’daki okulların müfredatına eklenmesi talebi, yalnızca AİHM kararlarına değil, Avrupa Konseyinin temel değerleri olan düşünce ve ifade özgürlüğüne de aykırıdır. ”

Küçükcan, bu yaklaşımın, kararda ifade edildiği gibi “Türk toplumunun entegrasyonu” meselesine nasıl katkı sağlayacağını anlamanın mümkün olmadığını belirterek, Türk kimliğinin aşağılanması (şeytanlaştırılması) ve Türklerin kendi tarihleriyle ilgili bir meselede tartışmanın dışına itilmesinin, onların Alman toplumuna bağlılığını güçlendirmeyeceğini vurguladı.

Bu durumun, entegrasyon amacıyla ortaya koyulan çabaların ters tepmesine ve istenmeyen gelişmelerin yaşanmasına sebebiyet vereceğine işaret eden Küçükcan, şöyle devam etti:

“Almanya Federal Meclisi eğer milyonlarca Türk kökenli Almanı temsil ettiğini iddia ediyorsa, onların görüşlerini de dikkate almak mecburiyetindedir. Türk kökenli Alman vatandaşlarının geçmişleri hakkındaki düşüncelerinin inkar edilerek çarpık bir fikrin kendilerine empoze edilmesi, bu vatandaşlar nezdinde Alman kurumlarına olan güveni de sarsacaktır.”

Küçükcan, 1915 olaylarıyla ilgili tasarının Federal Meclis tarafından kabulünün, ikili ilişkilere ve iki ülke arasındaki önemli işbirliğine geniş kapsamlı olumsuz yansımaları olacağını belirterek, “Bu itibarla, Federal Meclisten, aynı zamanda Alman Parlamentosunun gerçek ruhunu temsil eden hukukun üstünlüğü, demokrasi ve ifade özgürlüğünü korunmasını; Türkiye ve Ermenistan arasındaki bu tarihsel tartışmayı siyasi amaçlar için bir araç olarak istismar edilmesinin önlenmesini bekliyoruz.” ifadesine yer verdi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?