WİNDHOEK (AA) – ÖMER KILIÇ/HÜSEYİN ERDOĞAN – Namibya Üniversitesinden Prof. Dr. Joseph Diescho, Türkiye’nin Avrupa ülkeleri gibi Afrika’ya karşı ön yargılı olmadığını belirterek, “Türkiye’nin Almanya ile ilişkilerinin buraya da yansımaları oluyor ama bunu bir kenara bırakıp kendi Namibya-Türkiye ilişkilerimizi belirlemeliyiz.” dedi.
Diescho, AA muhabirine, Namibya’nın sömürü tarihi ile ilgili bilgi vererek ülkenin ikili ilişkileri hakkında değerlendirmede bulundu.
Türkiye ile Namibya ilişkilerinin artmasında Türk Hava Yollarının önemine işaret eden Diescho, Namibya gibi Birleşmiş Milletler (BM) üyesi Afrika ülkelerinin Türkiye ile ilişkilerini geliştirerek Afrika ülkelerinin BM’deki gücünü artırabileceğini söyledi.
Diescho, Avrupalıların ön yargılı olduklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ön yargılar geçmişten günümüze büyüyerek geliyor. Namibyalılar olarak gelen bu önyargıları biliyoruz ve ilişkilerimizi ona göre şekillendirmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin Almanya ile ilişkilerinin buraya da yansımaları oluyor ama bunu bir kenara bırakıp kendi Namibya-Türkiye ilişkilerimizi belirlemeliyiz. Türkiye, ön yargıları olmayan bir ülke. Türkiye, ülkesine daha iyi hizmet edenlerin yönettiği yeni dünya düzenini tanımlayan ve eşitlik üzerinde çok güçlü vurgu yapan bir ülke.”
– “Afrika’nın tarihi soykırımlarla dolu”
Diescho, kıta tarihinin soykırımlarla dolu olduğunu dile getirerek, Almanya’nın Namibya’da 1904-1908 yıllarında yaklaşık 100 bin kişiyi öldürmesinin bu soykırımlara örnek teşkil ettiğini anlattı.
Namibya’nın dünya siyasetine Almanların 1900’lerde sömürüsüyle girdiğini kaydeden Diescho, İkinci Dünya Savaşı’nda Namibyalıların Almanların İngilizlerle yakınlaşmasından dolayı İngilizlerin safında savaşmak zorunda kaldığını aktardı.
Diescho, ülkenin 1994’te bağımsızlığını kazandığını anımsatarak, “1994’ten günümüze kadar Namibya sömürge dönemini atlatmaya çalışıyor. BM’deki bağımsız temsil hakkı nedeniyle kendi kaderini çizmek için uğraşıyor.” ifadelerini kullandı.
Afrika topraklarının 1884’te Berlin Konferansı’nda Avrupa ülkeleri tarafından paylaşıldığını hatırlatan Diescho, Almanya’nın da Namibya, Tanzanya ve Kamerun gibi ülkeleri sömürgesi haline getirdiğini söyledi.
Diescho, Namibya’nın yeraltı kaynaklarını ilk dönemde keşfedemediklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Namibya’da hayvancılık, tarım faaliyetleri yürütüldü ve yerlileri önce ülkede çalıştırıp ardından Avrupa’ya götürüp işçi olarak çalıştırdılar. Avrupalıların kıtadaki iş ve hayat tecrübelerinin artmasının ardından değerli yeraltı kaynaklarını keşfettiler. Ardından Namibya’da elmas ve altın madenlerini buldular.”
Ülkedeki ilk üniversitenin 1992’de kurulduğunu dile getiren Diescho, sömürü döneminde yönetimin, yerli halkın üniversite eğitimi almasına karşı olduğunu ve dolayısıyla Namibyalıların Güney Afrika’da eğitim almak zorunda kaldıklarını kaydetti.
