Home Politika Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (3)

Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (3)

TBMM (AA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu kadar çürüme hiç olmadı ama temizleyeceğiz, demokratik yollarla temizleyeceğiz. Temizliğin sihirli anahtarı seçim. Hemen seçim, erken seçim gelsin, Türkiye'yi aydınlığa kavuşturacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, geçen salı günkü grupta, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a yönelik çok ağır konuştuğunu söyledi.

Kimsenin, milletvekillerini töhmet altında tutamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, Şentop'un, "Mektup gönderdim, siyasetçinin ismini istiyorum." dediğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, "Gönderecek mi İçişleri Bakanı; asla göndermez. Peki göndermediği zaman, atanmış bir Bakan, seçilmiş bir TBMM Başkanı'nın, sorduğu soruya cevap vermeyerek, aşağılamasını nasıl karşılayacak? 'Cevap vermiyorum, istediğin kadar yaz' diyecek, göreceksiniz." ifadesini kullandı.

"Sayın Başkan'a teşekkür ederim, mektup yazığı için. Haklıya hakkını teslim edeceğiz. Ama takipçisi olması lazım. O açıklamıyorsa Erdoğan'a gitmesi lazım." diyen Kılıçdaroğlu, siyasetçinin kim olduğunun, açık ve net ortaya çıkması gerektiğini kaydetti.

Kendilerinin bu ismi bildiklerini, herkesin de bildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"O kişide acaba yüz, ahlak var mı? O kişi, 'Ben siyaset kurumunun dışına çıkayım' diye bir düşünceyi hafızasında tutuyor mu? Tutmaz. Kirliliğe bulaşmış insanlar yaşamları boyunca kirli gezmekten hoşlanırlar. Onlar için temizlik diye bir kavram yoktur. Bir hükümeti düşürecek kadar onlarca olay ortaya konduğu halde adamlarda tık yok. Rüşvet alan siyasetçilerden söz ediliyor, tık yok. Uyuşturucu kaçakçılığı yapanlar var ve siyasi otoritenin desteğiyle uyuşturucu kaçakçılığı yapıyorlar. Bu da söyleniyor. Kara para aklayanları, bizzat talimatla önce serbest bırakıyorlar, mal varlıklarının üzerindeki tedbiri kaldırıyorlar, 'yurt dışına çıkabilirsin' diyorlar. Bunu yapan kim, siyasetçiler, talimat veriyorlar. 'İvedilikle tedbirleri kaldırın' diye talimat veren savcı yardımcısını da Adalet Bakanlığına, bakan yardımcısı yapıyorlar. Şu Allah'ın işine bak? Nasıl bir aymazlıktır?"

– "Nerede toplumun huzuru?"

Anayasa'nın 2. maddesini okuyan Kılıçdaroğlu, "Her vatandaşa soruyorum, hangi bölgede yaşarsa yaşasın, Allah aşkına bu memlekette huzur kaldı mı? Anayasa ne diyor, 'toplumun huzuru'. En baştaki adam bir konuşuyor, millete hakaretler, millet bölünmüş, ayrışmış, herkes birbirine düşman kesilmiş. Nerede toplumun huzuru?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, Anayasa'nın 2. maddesindeki, "milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde" ifadelerine işaret ederek, "İnebolu Şeref ve Kahramanlık Günü'nü 9 Haziran'da kutlayacaktı. Her yıl 9 Haziran'da, 1924'ten beri kutluyor. Bakan diyor ki; 'Ne millisi, nereden çıkardın? Benim programım uygun değil, bunu 8 Haziran'a alın. Milli dayanışma bu mudur? Milli tarihine saygı bu mudur?" sorularını yöneltti.

Milli bayramların kutlanmaz hale geldiğini savunan Kılıçdaroğu, "Milli Kurtuluş Savaşı'na ihanet edenler baş tacı edildi. Milli Kurtuluş Savaşı'na saygı duy kardeşim. 'Keşke Yunan galip gelseydi' diye bir meczup bir şeyler söyledi. Devlet ricali gitti, adamı ziyaret etti. Akıl alacak şey değil. Ne diyor, 'milli dayanışma'. Hangi milli dayanışma? Kendi tarihine ihanet eden adama sen milli dayanışma mı diyeceksin, onun ayağına giderek?" ifadelerini kullandı.

Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan "adalet anlayışı içinde" ifadesinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Hülle ile Anayasa Mahkemesine hakim tayin edildiğinde, o mahkeme adaleti mi sağlayacak? Bir partinin genel başkanı, mahkemeye hakim tayin ettiğinde, o hakim tarafsız ve bağımsız mı olacak? İçişleri Bakanı çıkıp da 'Bir siyasetçi her ay 10 bin dolar rüşvet alıyor' dediğinde, bir tek savcı kalem bile oynatamıyorsa orada adalet mi olur?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, mafya liderlerinin, siyasiler aracılığıyla yargıyı kontrol ettiğini iddia ederek, "Adam yurt dışında aranıyor, Türkiye'ye gelmiş. Kara paradan aranıyor. Önce tutuklanıyor. MASAK iki rapor veriyor. Önce 'Suçludur, mal varlığına el koyun' diyor. Sonra aynı MASAK, 'Suçlu değil, mal varlığını serbest bırakın' diyor. Ne oldu da böyle oldu? Saray ve şürekası devreye girmese bunların hiçbirisi olmaz." görüşünü savundu.

– "Hangi insan haklarına saygıdan söz edeceğiz?"

Borçlarını zamanında ödemeyen çiftçiye, esnafa haciz uygulandığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Ziraat Bankasını soyan, milyon dolarlık krediler alan, hem faizini hem anaparasını ödemeyen ve iktidar tarafından da el üstünde tutulan bir zat varken bu ülkede adalet var diyebilir misiniz? Mafya bozuntuları için özel af kanunu çıkarırsın, harp okulu öğrencileri, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, avukatlar içeride. Niye, bu çifte standart neden? Bu mudur adalet?" dedi.

Anayasa'nın 2. maddesinde, "insan haklarına saygılı" ibaresinin yer aldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Düşüncesini açıkladı diye çok kişi tutuklanmadı mı, gözaltına alınmadı mı, hapse atılmadı mı? Hangi insan haklarına saygıdan söz edeceğiz?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, yine aynı maddede, "Atatürk milliyetçiliği" ifadesinin kullanıldığını kaydederek, "Ben, her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım" diyen bir kişiye, milliyetçilik kavramının sorulmayacağını söyledi.

Atatürk'e hakaretin meşrulaştırıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye Barolar Birliği Başkanı, Danıştayın kuruluş yıl dönümünde Danıştayda bir konuşma yapıyor. Uzattı diye Erdoğan çıktı tepki verdi, salonu terk etti. Ama aynı Erdoğan bir ibadet mekanında, bir camide, Ayasofya'da, Atatürk'e hakaret edilirken, o kişiyi huşu içinde dinliyordu. Bu toplumun değerlerine saygı duymak lazım. Atatürk, Fatih Sultan Mehmet ortak değerlerimiz. Ortak değerlerimizi, eğer siz tümüyle hakaret edilecek insanlar boyutuna ulaştırırsanız, bu kabul edilemez." yorumunu yaptı.

– "Biz, kendi ülkemize sahip çıkmak zorundayız"

Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan, "Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir" ifadesine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik, laik, sosyal hukuk devleti mi? Çöp konteynırlarından beslenen 100 binler var. Hangi sosyal devletten söz ediyorlar? Biz, kendi ülkemize sahip çıkmak zorundayız. Birileri gelip bu ülkede demokrasiyi kurmayacak. Birileri gelip bu ülkede Atatürk'ün ilkelerini bize anlatmayacak. Birileri gelip bu ülkede 'herkese iş bulalım, aş bulalım' demeyecek. Bunu yapacak olanlar bizleriz. Bizler bunu yapmak zorundayız. Bizler, bunu yaparken alınan her kuruşun hesabını millete vermek zorundayız. Temiz siyaset, temiz toplum, ahlaklı siyaset, kirlilikten arınmış bir siyaset istiyoruz. Beraber huzur içinde yaşamak istiyoruz. Devletimiz güçlü olsun istiyoruz, birileri tarafından tehdit edilmesini istemiyoruz."

– "Temizliğin sihirli anahtarı seçim"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Beylerbeyi'ndeki bir dondurmacıda vatandaşlarla bir araya geldiği ziyareti değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Bir genç kız ayak ayak üstüne atmış orada. Herkes, 'Nasıl ayak ayak üstüne atar' diyor. Hemen müdahaleler, 'Ayağını indireceksin'. Neden? 'Makama saygısızlık olmasın' açıklamasını yapıyorlar. Kişiler zorla saygı sahibi olamazlar. Karşıdaki kişi sana saygı gösterir. 'Sen bana saygı göster' diyemezsin." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Ben her istediğimi yaparım. Mafyayı korurum, rüşvet alan siyasetçi varmış, az bile almış. Arabanın bagajına ne 10 bin doları, biz daha çok para bıraktık.' diyor. Herkes korkudan susmuş vaziyette, kim acaba bana da söyler mi diye. Bu kadar çürüme hiç olmadı ama temizleyeceğiz, demokratik yollarla temizleyeceğiz. Temizliğin sihirli anahtarı seçim. Hemen seçim, erken seçim gelsin, Türkiye'yi aydınlığa kavuşturacağız." değerlendirmesinde bulundu.

(Bitti)

NO COMMENTS

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?Cevabı iptal et

Exit mobile version