İSTANBUL (AA) – Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), 2011 yılının başından bu yana devam eden iç savaşta yaklaşık 23 bin kadının hayatını kaybettiğini açıkladı.
SNHR’nin Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü münasebetiyle yayımladığı raporda, Suriye’de çocuk yaştakilerin de aralarında bulunduğu, binlerce kadının, ölüm, gözaltı, alıkonulma ve işkenceye maruz kaldığı belirtildi.
Raporda, “Suriye’de beş seneden fazla süredir devam eden iç savaşta çoğunluğu rejim güçlerinin düzenlediği saldırılarda olmak üzere 22 bin 823 kadın hayatını kaybetti.” denildi.
Rejim güçlerinin düzenlediği saldırılarda 9 bin 425’i kız çocuğu (reşit olmayan) 20 bin 287 kadın, Rusya’nın düzenlediği saldırılarda 328’i kız çocuğu 668 kadının yaşamını yitirdiği belirtilen raporda, Suriyeli kadınların 798’inin muhalif grupların, 358’inin terör örgütü DEAŞ’ın, 144’ünün uluslararası koalisyon güçlerinin, 74’ünün Fethu’ş-Şam (eski Nusra Cephesi), 59’unun PYD, 435’inin de henüz belirlenememiş grupların saldırılarında öldüğü ifade edildi.
– 8 bin 413 kadın gözaltına alındı
Raporda ayrıca rejim güçleri tarafından son beş yılda gözaltına alınan kadınların sayısının 302’si kız çocuğu 8 bin 413 olduğu, bunlardan 2 bin 418’inin zorla kaybedilme vakalarına maruz kaldığına işaret edilerek, 93 kadının ise rejim güçleri tarafından uygulanan işkence sonucu yaşamını yitirdiği bildirildi.
Terör örgütü PYD’nin ise 208’i kız çocuğu, bin 819 kadını rehin aldığı ve aralarından birinin sağlık ihmali yüzünden yaşamını yitirdiği belirtilen raporda, DEAŞ’ın ise 205’i zorla kaybetme vakası 714 kadını rehin aldığı bunlardan 13’ünün maruz kaldığı işkence sonucu yaşamını yitirdiği kaydedildi. Raporda, silahlı muhalif grupların ise 798 kadını alıkoyduğu aktarıldı.
Kimliği henüz tespit edilemeyen gruplarca, 419’u kız çocuğu 2 bin 143 kadının kaçırma ve zorla kaybedilme eylemine maruz kaldığı vurgulanan raporda, ayrıca kadınların, DEAŞ’ın denetimi altındaki bölgelerde belirli bir elbise giymeye mecbur bırakılarak, gözaltı, işkence, cinsel istismara maruz kaldığı ve herhangi bir saldırıyla karşılaşma endişesiyle hareketlerini kısıtlamak zorunda olduğu kaydedildi.
