Yavuz, canlı yayında soruları yanıtladı

İSTANBUL (AA) – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, “Bir el, bir kısım eller seçimden önce başlayarak, sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürüttüler adeta. ” dedi.

Ali İhsan Yavuz, gazeteci Fatih Altaylı'nın sunduğu “Teke Tek ” programında soruları yanıtladı.

Seçim öncesinde hem kendisinin hem de Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven'in seçimlerin güvenliği olduğu yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Yavuz, Türkiye'de en güvenilir kurumların başında YSK'nin geldiğini bugün de söyleyebileceğini belirtti.

Sistemin ve mevzuatın iyi olduğunu vurgulayan Yavuz, “Burada bir sorun yok ama tamamen bu seçimde gördük ki mesele sistem meselesi değil, mevzuat meselesi değil. O mevzuatta olan hükmü tamamen bertaraf eden, yok eden, yok sayan ve o çerçevenin tamamen dışına çıkarak seçim sürecini işleten birtakım unsurların olduğunu fark ettik. ” ifadelerini kullandı.

Yavuz, şöyle devam etti:

“İstanbul'da 31 bin 280 sandık var. 31 bin 280 sandığın başına birer sandık başkanının yerleştirilmesi gerekiyor ve bir de 31 bin 280 sandığın başına kurul üyesi olarak bir memur üye atanması gerekiyor. 298 sayılı yasanın 22. maddesi ve 23. maddesi çok açık. Diyor ki, 'İlçede bulunan kamu görevlilerinin listesini mülki idare seçim kuruluna teslim eder. Seçim kurulu başkanı, o mülki idarenin teslim ettiği listeden kurayla çeker, sandık çarpı iki kat oranında'. Neden 2 kat çekiyor. Her ne kadar memur olsa bile engeli olanlar olabilir. Hastanede olur, yurt dışında olur, hatta kamu görevlisi olmasına rağmen engel bir hali bulunabilir, mesela polis olmamalı, zabıta olmamalı, asker olmamalı, askeri personel olmamalı vesaire vesaire. Onun için iki kat oranında çeker ve bu iki katı oranında çektiği listeden engeli olanları ayırır ve kalanlarını sandık başkanlığına yerleştirir. Sandık kurulu resmi üyelerini de böyle yapar. Kanun bu kadar açık ve net. Peki ne yapıldı? Mülki idare amiri, bir liste teslim etti, kamu görevlileri listesini. Kamu görevlilerinin listesinin dışına, o listenin dışına çıktı. ”

  • “İlçe seçim kuruluna güvenmeyeceğiz nereye güveneceğiz? ”

Süreçlerin ilçe seçim kurulu nezdinde yürüdüğünü aktaran Yavuz, “İlçe seçim kurulunun yaptığı işlemin kanunun tamamen dışına çıkıp çıkmadığını ne il seçim kurulu biliyordu, bu seçimler yapıldıktan bir süre sonrasına kadar, biz tespit edene kadar ne de biz biliyorduk. Diyeceksiniz ki niye bilmiyorsunuz, niye takip etmiyorsunuz? Bunlar gizli. Bunlar ilan edilmiyor. Biz ilçe seçim kuruluna güvenmeyeceğiz de nereye güveneceğiz. ” şeklinde konuştu.

62 bin 560 görevlinin 19 bin 623'ünün kamu görevlilerinin dışından seçildiğini aktaran Yavuz, “Bunu yapan CHP değil ” şeklinde araya girilmesi üzerine, şöyle konuştu:

“Ben CHP demiyorum, CHP'yi suçlamıyorum burada. Aslında 'Demokrasi olmadan bir şey olmaz, demokrasiyi lekelemeyelim diyor CHP'nin Sayın Genel Yardımcısı Muharrem Bey (Erkek)'. Aynı şeyi söylüyoruz. Demokrasi lekelenmesin, demokrasi şaibelerin gölgesi altında kalmasın. Orayı temizleyelim, arındıralım. Demokrasi bizim en önemli değerimiz. Madem bütün bunlar oldu, daha çok muhalefet partileri bunu takip etmesi gerekir. Dünyada bu böyle. Maalesef Türkiye'de bu böyle olmadı, olmuyor. ”

Görevlendirilen kamu görevlileri arasında da engeli olan çok kişinin bulunduğunu aktaran Yavuz, “Mesela askeri personel var. Aşçı var, şoför var, bahçıvan var, hizmetli var, hademe var ve bunları sandık başkanlıklarına yerleştirmişler. Halbuki bunlar 298 sayılı yasayla olmaya mümkün değil. ” ifadelerini kullandı.

Sandıklarda sandık başkanı ve üyesi olarak görevlendirilenler arasında kanun hükmünde kararnameyle ihraç edilenlerin dahi olduğunu kaydeden Yavuz, “Kanun bu kadar netken bütün bunlar olmuş ise bir kere kanun dışına çıkılmış olduğunu söylememiz mümkün değil midir? Kanunun dışına çıkılmış. ” dedi.

  • “Organize bir çalışma var ”

Yavuz, şöyle konuştu:

“Bu işte organize bir çalışma var. Biz organize usulsüzlük diyoruz onun için. Ben diyorum ki seçimden önce başlayarak birileri, CHP'yi suçlamıyorum, CHP'nin sadece buradaki duruşu anlamında demokrasiyi arındıran, lekeleri ortadan kaldıran, endişeleri ortadan kaldıran, şaibeleri ortadan kaldıran bir duruş sergilemiyor o başka ama ben CHP'yi suçlamıyorum ama bir el, bir kısım eller seçimden önce başlayarak, sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürüttüler adeta. Operasyon ifadesi belki biraz fazla ama… Büyükçekmece olayı bir örnektir. Onun dışında sandık başkanları düşünebiliyor musunuz ihraç edilenler görev yapamayacaklar, kamu görevlisinin dışında olanlar, ilkokul mezunu, sıradan insanlar, kamu görevlisi değil ve birinci derece yakını ihraç edilenlerin sayısı ise acayip fazla. Ben diyorum ki kamu görevlisinin dışına çıkamaz, çıkmış, bir de üstelik böylelerini seçmiş. Burada bir anormallik yok mu? Ben diyorum ki sandık başkanlarından başladı bu iş, seçim kurulu hakiminin çoğu yerde haberi olmayabilir, direkt onları suçlamak istemiyorum, seçim kurulu müdürleri mi, seçim kurulundan birileri mi onu bilmiyoruz. ”

Soru üzerine, Yavuz, “Muhtemelen bu işten sonra birçok soruşturma dosyası açılacak ve bu işlerin içerisinde kimin, kimlerin parmağı olup olmadığı, rol alıp almadığı da ortaya çıkacak ama biz diyoruz ki tam bir kanunsuzluk var. Bunu nasıl izah edebiliriz? Tamamen dışarıya çıkıldı ve sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürütüldü adeta. ” şeklinde konuştu.

“Diyelim ki bunların hepsi doğru. Binali Bey seçimi kazanmış olsaydı, o gece açıkladığı gibi 3-4 bin oyla seçimi kazanmış olsaydı, siz yine bunu gündeme getirecek miydiniz? ” şeklindeki soru üzerine Yavuz, “Ankara'dan örnekler veriliyor, hiç benzemiyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinde, siyasi tarihimizde bu derece şüphenin, İstanbul seçimlerine münhasıran söylüyorum şaibenin ve bu derece seçim yolsuzluğunun ortaya çıktığı başka bir seçim yok. ” ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin seçimlerde iyi organize olmuş bir parti olduğunun belirtilmesi üzerine ise Yavuz, “Bizim görevlimiz her yerde var ama belgeler değiştirilmiş. İmzasız belgeler var. Boş belgeler var. Bunlar sandığın başında boş değildi. Bunlar başka yerde planlandı ve yapıldı. Bu kadar net söylüyorum. ” dedi.

Yavuz, kendilerinin de hatalarının eksiklerinin olabileceğini ancak bir yolunun bulunarak belgelerin değiştirildiğini ifade etti.

  • Seçim akşamı

Seçim akşamı saat 24.00 ile 01.00 arasında İstanbul İl Başkanlığına geldiğini de anlatan Yavuz, şöyle dedi:

“Hemen orada bir merkez oluşturduk ve çalışmaya başladık. Bizim İstanbul İl Teşkilatının elinde sandık sonuç tutanakları var. Bizim kendi tuttuğumuz az önceki çetele şeklinde, sayım döküm çizelgesini parti olarak müşahitlerimize verdik, tutmuşlar. Biz bunların sonucu sisteme girilmesi karşısında il başkanımız eliyle 3 bin 870 oyla biz kazandık dedik. Bakınız işte onların önemli bir kısmını gördük, fark ettik ve o ıslak imzalı tutanak sonucu gittik ve bunları düzelttik. Ne kadar insan düzeltildi, isterseniz onu da söyleyelim, üç türlü bir çalışma yapıldı. Maddi hataların düzeltilmesi, bu maddi hataların düzeltilmesinden 8 binin üzerinde bir düzeltilme yapıldı. Bugün de Ekrem İmamoğlu yüksek görünüyor, o gün de yüksek görünüyor fikri var. Tamam ama biz sadece 8 bin maddi hatayla düzelttik. Geçersiz oylardan 5 bin 594 düzeltildi. Sonra da bütün sandıkların yüzde 10'u sayıldı, düzeltildi ve sonuç olarak geldiğimiz noktada 16 bin 884 oy AK Parti lehine, 2 bin ki bu binlere düştü CHP lehine yazıldı, bu oranlar bu akşam değişti Maltepe'nin sonuçları girince. Yüzde 85 her bir kalemde yüzde 85 AK Parti'nin aleyhine yazıldığını gördük. Hatta bugün Maltepe'nin ve diğerlerinin girişiyle yüzde 89… Yani yüzde 11 hata CHP aleyhine yapılmış, yüzde 89 AK Parti aleyhine. Bunun tesadüfen olması mümkün müdür? ”

Sandıklarda hatalar yapıldığını aktaran Yavuz, “Yer yer eksik pusula verildi, yer yer fazla pusula verildi yer yer fazladan işler yapıldı. Bunu sandık başkanının bilgisi dahilinde olmadığı sürece yapamazsınız. 25 bin diyorum ben, bir iki üç demiyorum. Hiçbir seçimde bu böyle olmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisinin ileri gelenleri şöyle diyor, 'Ankara'da da bizim itirazlarımız vardı'. Aynı şey kesinlikle değil. Aynı delilerle hiçbir zaman Yüksek Seçim Kuruluna gidilmedi. ” diye konuştu.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?