Yaşadıklarını iki parmağıyla satırlara döküyor

ORDU (AA) – EYÜP ELEVÜLÜ – Ordu’da doğuştan bedensel ve konuşma engelli Erdinç Yılmaz, kullanabildiği iki parmağıyla dizüstü bilgisayarında yazmaya başladığı kitabında yaşam hikayesini anlatıyor.

Anadolu Ajansı’nın, “Fenerbahçe aşkını iki parmağından çıkan notalarla anlatıyor” başlıklı haberiyle gündeme getirdiği 21 yaşındaki Yılmaz, başarılı çalışmalarıyla takdir toplamaya devam ediyor.

Altınordu ilçesinde ailesiyle yaşayan Yılmaz, lise 1. sınıfı yarıda bırakarak eve kapandı. Daha sonra ailesinin desteğiyle kültürel ve sosyal etkinliklere katılan Yılmaz, piyano kursuna giderek tutkunu olduğu Fenerbahçe’nin 100. yıl marşını çalmaya başladı.

Sadece sol baş ve sağ orta parmaklarını kullanabilen Yılmaz, kurs bitiminde kitap okumaya yoğunlaştı. Günde ortalama 150 sayfa kitap okuyan Yılmaz, sosyal medyadan tanıştığı Fenerbahçeli arkadaşlarının hediye ettiği kitapları, okuduktan sonra başkalarına hediye ediyor.

Dizüstü bilgisayarında “Yeniden Doğuş” adlı kitap yazmaya başlayan Yılmaz, hayatında yaşadığı zorlukları ve tutkunu olduğu Fenerbahçe’yi satırlara döküyor.

Yazarak iletişim kuran Erdinç Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kız arkadaşının tavsiyesi üzerine kitap okumaya yönlendiğini belirtti.

Kitabın kendi hayatına güzellikler kattığını dile getiren Yılmaz, “Kitap okuyunca her şey daha güzel oluyor. İki günde 308 sayfa kitap okuyorum. Bir ağabeyimin tavsiyesi üzerine de kitap yazmaya başladım. Şu ana kadar 63 sayfa yazdım. Kitabımda hastalığımı, kitap okumaya başlamadan öncesini ve sonrasını, Fenerbahçe’yi yazıyorum. Bundan sonra 50-60 sayfa daha yazabilirim.” dedi.

Yılmaz, kendisine okumak için kitap gönderen herkese teşekkür ederek, “Arkadaşlarım bana okumam için kitap gönderiyor. Ben de okuduğum kitapları başkalarıyla paylaşıyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

– ” Erdinç ile yazışarak iletişim kuruyoruz”

Anne Hacer Yılmaz ise Erdinç’in, okul döneminde farklı zorluklar yaşadıklarını belirterek, kendindeki farklılığı hissetmeye başlayınca okula gitmek istemediğini anlattı.

Okul hayatının ardından oğlunun eve kapandığını kaydeden Yılmaz, “Kendisini sosyal faaliyetlere götürmeye başladık. Daha sonra kitap okumaya başladı. Bir arkadaşının tavsiyesi üzerine de kitap yazmaya başladı. Erdinç’in kitap okumadan önceki haliyle okumaya başladıktan sonrası arasında fark var. Herkes bunu fark ediyor. Gittiği yerlerde Erdinç’e, ‘kitap okumaya başladığından beri çok değiştin, çok olgunlaştın’ diyorlar.” ifadesini kullandı.

Oğlunun kitap yazmasına aile olarak destek verdiklerini vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazen sorması gereken yerler oluyor. Biz de sorularına cevap veriyoruz. Sessiz bir ortam istiyor. Kitap yazmaya başladığı zaman onu evde yalnız bırakıyorum. Birkaç saat eşe, dosta giderek onun bana mesaj atmasını bekliyorum. Konuşma sıkıntısı olduğu için Erdinç ile telefonda mesajlaşarak, yazışarak iletişim kuruyoruz. Ona her türlü destek olmaya çalışıyoruz. O bizim evladımız, canımız, ciğerimiz. Sonuna kadar da yanındayız.”

– “Kitabında engelindeki yaşantısını anlatıyor”

Hacer Yılmaz, oğlunun kitap çıkaracak olmasının kendilerini çok sevindirdiğini dile getirerek, “Yazarken bize göstermiyor ve sürpriz olacağını söylüyor. Ufak, tefek takıldığı yerlerde göz gezdirdiğim kadarıyla mükemmel cümleler kurduğunu gördüm. Hayatını anlatıyor. Okuduğum cümlelere çok şaşırdım çünkü kendini çok güzel ifade ediyor. Engelini, yaşantısını ve çevresindekileri anlatıyor.”

Kitap okumaya başladıktan sonra Erdinç’in öz güveninin yerine geldiğine dikkati çeken Yılmaz, “(Artık ben de bir şeyler yapıyorum, yıllardan beri nasıl oturmuşum, her engelli de yapabilirmiş) diyor. Erdinç yürüyemiyor, konuşamıyor, parmaklarından sadece ikisiyle yazıyor. Elleri de tutmuyor. Yavaş yavaş kendi odasında akşama kadar okuyor ve yazıyor. Sabah saat 07.00’de okumaya başlıyor. Bizden boş zaman istiyor ve kitabını yazmaya başlıyor. Zamanla elindeki kaslar yoruluyor ve yazması daha zor oluyor.”

Kitabın bitiminde yayımı için bazı yetkililerden söz aldıklarını aktaran Yılmaz, kitap bitiminde bir yazarın son rötuşları yapmak için Erdinç’le bir araya geleceğini söyledi.

– “Onların da dışarıda bir nefes almaya ihtiyacı var”

Anne Yılmaz, engelli annesi olarak hiçbir zaman eksiklik hissetmediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Tam tersine gurur duydum. Başarılı olduğumuza da inanıyorum. Bazı aileler engelli çocuklarını toplumdan uzak tutuyor. Erdinç bu konulardan kitabında da bahsediyor. İnşallah zamanı gelince göreceğiz. Erdinç’i biz hiç eve kapatmadık. Erdinç’i istese de istemese de hep gezdirdik. Dolmuşa bindiğimizde bile bize ‘sizi takdir ediyoruz, bu kadar eziyet çektiğiniz halde engelli çocuğunuzu eve kapatmadınız ve hep yanınızda götürdünüz’ diyorlar. Sonuna kadar arkasındayız. Allah’ın bize verdiği bir evlat. Biz oğlumuzu seviyoruz. Diğer engelli aileleri de bizler gibi yapsın ve çocuklarını eve kapatmasın. Onların da dışarıda bir nefes almaya ihtiyacı var.”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?