Uzmanından “geleceğin eğitim sistemine adapte olun” önerisi

ESKİŞEHİR (AA) – SELÇUK KIZILDAĞ – Anadolu Üniversitesi (AÜ) Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) Müdürü Doç. Dr. Levent Eraslan, uzaktan eğitim sisteminin geleceğin eğitsel modeli olduğunu belirterek, öğretmenlerin, öğrencilerin ve ailelerin gelişmelere adapte olması önerisinde bulundu.

Eraslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu Üniversitesinin 1970 yılından bu yana uzaktan eğitim modellerini denediğini belirterek, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) dünya genelinde etkili olması sebebiyle üniversite olarak açık kaynak kodlu video konferans aracını kullandıklarını söyledi.

Çevrimiçi eğitim sisteminin yaygınlaşması sonrası birçok video konferans programının insanlar tarafından denendiğini anlatan Eraslan, üniversitelerin yerli olmayan ticari yazılımlara meyil ettiğini, bu durumun yalnızca yerli sermayenin yurt dışına aktarılmasına değil, aynı zamanda Türkiye'nin verisinin de ülke dışına aktarılmasına yol açtığına dikkati çekti.

Eraslan, vatandaşların bir süre önce altyapısında problemler olan programlarla da karşı karşıya kaldığını ifade ederek, "Bunlardan birisi Zoom olarak bilinen ve 40 dakika boyunca anlık 100 kişiyle ücretsiz video konferans gerçekleştirebilen bir yazılım. Belki duymuşsunuzdur. New York'ta yaklaşık bir milyon öğrencinin kullanacağı bu program yasaklandı. Bu yasaklamanın başlıca nedeni güvenlik açıkları ve verilerin izinsiz paylaşılmasıydı." dedi.

– Öğretmenlere uzaktan eğitim tavsiyeleri

Uzaktan eğitim modelinin gelecekte de kullanılacağını belirten Eraslan, şöyle devam etti:

"Toplumsal dönüşümler her zaman savaşlarla olmaz. Bazen böyle doğal durumlarla ortaya çıkar. Öğretmenlerimiz en uygun uygulamayı seçsin. Çünkü her uygulamanın farklı avantaj ya da dezavantajları var. Doğru ortamı iyi kurgulamalıyız. Arka fonu beyaz olarak belirlemek çok önemli. Öğrencinin konsantrasyonunu dağıtmayacak fiziki ortamdan yayın yapılmalı. Öğretmenin derse geldiği gibi giyinmesi gerekiyor. Ev ortamı rahatlığını yansıtmaması lazım. Göz teması çok önemli. Ders süresine uyum sağlamak lazım."

Çocuğun motivasyon süresinin okuldaki gibi olmasının mümkün olmadığına dikkati çeken Eraslan, sürekli ekrana bakmanın ve etkileşim kurmaya çalışmanın zor olduğunu ifade etti.

Eraslan, "O yüzden büyük yaş gurupları için 30 dakika uygun bir zaman dilimidir. Etkileşime önem verilmeli. Öğrenciye soru sorup cevap almaya çalışılmalı. Ders sonrası aktiviteler verilmeli. Araştırmalara dönük ödevler verilebilir. En önemlisi de pozitif olmak gerekiyor. Asık bir yüzle anlatılan dersin verimli olmayacağını biliyoruz. Geleceğin yeni eğitsel dili bu. Uzaktan eğitim sistemine virüs nedeniyle zorunlu bir geçiş yaptığımızı düşünmek yerine, 'geleceğin eğitim ve öğretim sistemine alışmaya çalışıyoruz' diyerek pozitif düşünebiliriz." diye konuştu.

Doç. Dr. Eraslan, ailelerin de yeni eğitim sistemine adapte olması gerektiğini ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:

"Öğrencilerimiz ders materyallerini muhakkak yanında bulundursun. Çünkü temin etmek için ekrandan uzaklaştığında dersi kaçırıyor. Ders kaydını öneriyorum. Kaydederek tekrar tekrar izlenebilmeli. Mutlaka soru sorun ve not alın. Konuşurken de mümkünse kamera merceğine bakın. Bu göz teması kurmanızı sağlayacak. Anne ve babalara büyük görev düşüyor. Uzaktan eğitim disiplin, kontrol ve motivasyon gerektirir. Çocuğun ekranda kalabilmesinin ve dersi dinleyebilmesinin en önemli faktörü öğretmenin çekiciliğidir. Bu sebeple arka fon, kılık kıyafet, ses tonu gibi özelliklerin üst seviyede olması gerekiyor."

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?