“Türkiye’nin sineması güller açıyor”

SARAYBOSNA (AA) – MUSA ALCAN – Bosna Hersekli oyuncu Ermin Bravo, Türkiye'ye birçok defa geldiğini ve Türk sinemasını yakından takip ettiğini vurgulayarak, “Son 10-15 senedir Türkiye'nin sineması güller açıyor, gerçekten çok beğeniyorum. Semih Kaplanoğlu, Nuri Bilge Ceylan gibi yönetmenler göz dolduruyor. Onlarla tekrar tekrar çalışmaktan çok memnun kalırdım. Çünkü bu yönetmenler dünya çapında tanınan isimler. ” dedi.

Yönetmen Semih Kaplanoğlu'nun son filmi “Buğday “ın başrollerini Jean-Marc Barr'la paylaşan Bravo, filmde profesörlük kariyerini terk eden ve “doğal “ın peşinde bir yolculuğa çıkan “Cemil Akman ” karakterini canlandırıyor.

Bravo, “Kan ve Aşk “, “Erkekler Ağlamaz ” ve “Güzel Bir Hayat Düşlerken ” gibi birçok filmde rol alırken, oyunculuğun yanı sıra Saraybosna Performans Sanatları Akademisi'nde yaklaşık 15 yıldır eğitim veriyor.

Birçok uluslararası festivalden ödülle dönen Bravo, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akademide ders verdiği için, maddi kaygıyla hareket etmediğini ve istemediği bir filmde rol almadığını söyledi.

Bravo, gelen projelerde seçici davrandığını aktararak, “Buğday ” filminin çekim sürecinin çok farklı geçtiğini ve Kaplanoğlu'nun çok ilgili bir yönetmen olduğunu dile getirdi.

Canlandırdığı karakterin çok özel ve gizemli olduğuna işaret eden Bravo, “O yüzden yönetmen ve oyuncular çok fazla önem verdi role. İlk başta kimse o rolü kimin oynayacağını bilmiyordu. 'Cemil' karakterini almayı çok istedim ve bunun için çok emek verdim. Çünkü Kaplanoğlu'nun 'Bal', 'Süt', 'Yumurta' üçlemesi çok hoşuma gitmişti. Sadece rol yapıyormuş gibi olsun istemedim. Sanki kendi hayatımdan, kendi gerçek duygularımdan bir parçaymış gibi hissederek oynadım. Rolü ilk oynadığımda da bu işin altından kalkabileceğimi gördüler. ” ifadelerini kullandı.

– “Büyük ve zor bir proje ”

Barr'ın canlandırdığı “Prof. Dr. Erol Erin ” karakteriyle “Cemil “in, ilk kez filmin ortalarında karşılaştıklarını anlatan Bravo, şöyle devam etti:

“Semih Kaplanoğlu ilk başta Jean-Marc Barr'la bizi tanıştırmadı, konuşmamız yasaktı. Jean-Marc kendini daha iyi hissetsin ve rolünü daha iyi yapabilsin diye bu istendi yönetmen tarafından. Biz Jean-Marc'la karşılaşma sahnemizin olduğu gün tanıştık ilk kez. Birbirini tanımayan iki insanı canlandırabilmemiz için birbirimizi gerçekten tanımamamızın daha doğru olacağını düşündü yönetmen. “

Bravo, “Buğday “ın çok büyük ve zor bir proje olduğuna dikkati çekerek, “Genel olarak, fiziksel açıdan çok zorlandık, dayanamıyorduk. Benim rolüm çok spesifikti, çok zordu, çok emek gerektiriyordu. Hiçbir zaman tam olarak nerede olduğumuzu anlamadık. Verdiğimiz emeklerin sonuçlarını görünce mükemmel oldu. Genel olarak filmi izledikten sonra, filmi yapan sanatçının filmden ve ruhun dilinden anladığını görüyoruz. ” diye konuştu.

Çekimlerden önce filmin konusuyla alakalı çok araştırma yaptığının altını çizen Bravo, “Cemil ” bir genetik mühendisi olduğu için genetik alanında da incelemelerde bulunduğunu ifade etti.

– “Kendimi yapım aşamasında görüyorum ”

Ermin Bravo, kendisinin de ruhsal bir yolculuğa çıktığını belirterek, şunları kaydetti:

“Benimki öğrenmek ve hissetmek için çıkılan bir yolculuk. Henüz aradığımı bulamadım ve sanıyorum yolculuğun sonuna henüz gelmedim. Her gün farklı şeyler buluyorum, her gün bir şey öğreniyorum. Kendimi yapım aşamasında görüyorum. Bende olan potansiyelleri kullanmak ve genişletmek istiyorum aynı zamanda ve kendi sorularım üzerinde çalışmak istiyorum. Amacım şu an bulunduğum durumdan daha iyi bir yerde olmak. 'Benim çıktığım yolculuğa siz de çıkın' diyemem ama herkes kendince içsel bir yolculuğa çıkmalı. Gerçek anlamı bulmaya ve ahlaki olanla olmayı ayırmaya odaklanmak gerekiyor. ”

Zamanla farklı nedenlere bağlı olarak dürüst insanların azaldığı yorumunu yapan Bravo, dürüst insanlarla karşılaşmanın mutluluk verici olduğunu söyledi.

Ermin Bravo, Türk sinemasını yakından takip ettiğine vurgu yaparak, “Son 10-15 senedir Türkiye'nin sineması güller açıyor, gerçekten çok beğeniyorum. Semih Kaplanoğlu, Nuri Bilge Ceylan gibi yönetmenler göz dolduruyor. Onlarla tekrar tekrar çalışmaktan çok memnun kalırdım. Çünkü bu yönetmenler dünya çapında tanınan isimler. Bir Türk akademisinde de hocalık yapmak, çalışmak isterdim. Türkiye'ye birçok defa geldim. Kafa yapınızı çok beğendim çünkü enerji ve anlayışınız bize çok yakın. ” şeklinde konuştu.

Türkiye, Almanya, Fransa, İsveç ve Katar ortak yapımı “Buğday “ın başrollerinde Barr ve Bravo'nun yanı sıra Grigory Dobrygin ve Cristina Flutur yer alıyor.

Birçok sembol ve metaforla zenginleşen, orijinal dili İngilizce olan filmin çekimleri, Türkiye, ABD ve Almanya'nın farklı şehirlerinde siyah beyaz olarak gerçekleştirildi.

Dünya prömiyeri 23. Saraybosna Film Festivali'nde yapılan, ulusal ve uluslararası farklı festivallerde ödül alan “Buğday “, belirsiz bir gelecekteki savaşlar, iklimsel felaketler, mültecilere karşı inşa edilen ölümcül sınırlar, GDO'lu tohumlarda yaşanan kaos ve insanlığın bütün bu sorunlarla baş etme yolunu arayışını konu ediniyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?