“Türkiye'nin kendine özgü bir potansiyeli olduğunun farkındayız”

İSTANBUL (AA) – İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Luigi Mattiolo, “Son aylarda Türkiye zor bir dönemden geçmiş olabilir ancak biz Türkiye'nin kendine özgü bir potansiyeli olduğunun farkındayız. ” dedi.

İtalyan Ticaret Odası'nın düzenlediği “Türkiye-İtalya Güven Zinciri Işığında 2019 Ekonomisine Bakış ” panelinin açılışında konuşan Mattiolo, Türkiye'deki İtalyan Ticaret Odası'nın dünyadaki en büyük 10 İtalyan Ticaret Odası arasında yer aldığını belirtti.

Mattiolo, “Akdeniz Bölgesi'nde Türkiye ile kurduğumuz ilişkiden daha önemli bir ilişki yoktur. Biz Türkiye'yi her zaman bir ticaret ortağı olarak gördük ve görmeye devam ediyoruz. ” değerlendirmesini yaptı.

İtalya ve Türkiye arasındaki ticari ilişkinin olgunlaşmış bir ilişki olduğunu dile getiren Mattiolo, “Son aylarda Türkiye zor bir dönemden geçmiş olabilir ancak biz Türkiye'nin kendine özgü bir potansiyeli olduğunun farkındayız. ” ifadesini kullandı.

Mattiolo, Türkiye'de genç, yeniliğe ve iş birliğine açık, becerisi kuvvetli bir insan kaynağı olduğunu aktardı. Türk toplumunun zor zamanlarda mücadele etme konusunda yüce gönüllüğünü gösterdiğini vurgulayan Mattiolo, “Türk toplumunu düşündüğümde dirençli, dirayetli bir toplumdan söz edebiliriz. Türkiye, bu dirayetli toplum ve kamuoyu sayesinde kuvvetli, dirençli, dirayetli bir ekonomi sürdürülebildi. ” dedi.

Türkiye'de son derece büyük fırsatların var olmaya devam ettiğini ve İtalya-Türkiye iş birliği ile Avrupa Birliği (AB) – Türkiye iş birliğinin kuvvetlenmesinin taraf ülkeler için önemli olduğunu aktaran Mattiolo, AB sürecinin pek çok ayağı olduğunu ancak yapılacak her bir çalışmanın bütün ilişkilerin kuvvetlenmesinde faydalı olacağını söyledi.

– “Türkiye ve İtalya, Akdeniz havzasında ortak çıkarları bulunan iki bölgesel güç ”

İtalyan Ticaret Odası Başkanı ve Bell Holding Üst Yöneticisi (CEO) Livio Manzini de Türkiye ve İtalya'nın Akdeniz' havzasında ortak çıkarları bulunan, ortak tarih ve değerleri paylaşan iki bölgesel güç olduğunu belirtti.

İtalya'nın Türkiye'yi AB üyelik sürecinde destekleyen ülkelerin başında geldiğini ifade eden Manzini, her iki ülkenin de tarihsel olarak sosyal, kültürel ve ekonomik birlikteliğin ortak menfaat için gerekli olduğu bilinciyle hareket ettiğini aktardı.

Bu tarihsel iş birliğinin 1960'lı yıllardan itibaren ciddi bir ekonomik iş birliğine dönüştüğünü ve uluslararası İtalyan sermayesinin Türkiye'ye olan ilgi ve güvenini ortaya koyduğunu söyleyen Manzini, bunun en bilinen örneğinin otomotiv sektöründe dünya liderleri arasında yer alan Fiat firması olduğunu ifade etti.

İtalya ve Türkiye arasında doğal bir iş birliğinin gerçekleştiğini ve bu işbirliğinin uluslararası ortak başarıların hikayesini meydana getirdiğini kaydeden Manzini, İtalya'da Türkiye piyasalarının gücünü, potansiyelini bilen çok sayıda iş insanı olduğunu ifade etti.

İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı (ITA) İstanbul Müdürü Aniello Musella ise “Türkiye fırtınalı sularda hareket edebilen bir ülke. 2002 yılından itibaren Türk ekonomisi, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde müthiş bir performans gösterdi. ” ifadelerini kullandı.

– “Türkiye Avrupasız, Avrupa Türkiyesiz olmaz ”

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İcra Kurulu Üyesi ve DEİK AB İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Zeynep Bodur Okyay da “Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkilerden bahsederken ilk akla gelen kelimenin güven olduğunu düşünüyorum. İki ülkenin derin bir ilişkisi var. ” dedi.

Son dönemlerde hem siyasi hem de ekonomik anlamda küreselleşmenin temellerinin sarsıldığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Okyay, küreselleşmeyi bir gemiye benzetirse mevcut politikalarla geminin biraz su aldığını söyleyebileceğini anlattı.

Okyay, hem Türkiye'nin hem de İtalya'nın sık sık zorluklarla sınanan ülkeler olduğunu belirtti. İtalya ve Türkiye arasındaki ilişkinin 2000'li yıllardan sonra değiştiğini dile getiren Okyay, bu ilişkinin stratejik iş birliği seviyesine dönüştüğünü kaydetti.

İtalya'yla İslam coğrafyasında ve Afrika'da iş birliği yapabileceğini, Türkiye'nin bu bölgelerde yaptığı yatırımlarla elde ettiği ciddi deneyimler olduğunu anlatan Okyay, Çin ve diğer ülkelere karşı da ortak strateji geliştirerek daha rekabetçi bir konum elde etmenin mümkün olduğunu söyledi.

AB Türkiye ilişkilerine de değinen Okyay, “Türkiye Avrupasız olmaz. Avrupa Türkiyesiz olmaz. ” dedi. Okyay, AB'nin bir çıpanın ötesinde önemli bir iş birliği projesi olduğunu bildirdi.

Pirelli Otomobil Lastikleri Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Gian Paolo Gatti Comini de Türkiye'nin Pirelli için stratejik bir ülke olduğunu belirtti.

Comini, Türkiye'nin yatırımcı çekme açısından çok önemli özellikleri olduğunu dile getirdi. Sadece İtalyan yatırımcıların değil başka ülkelerdeki yatırımcıların da Türkiye'ye gelmesinin onlar için iyi olacağını söyleyen Comini, otomotiv sektörünün Türkiye'nin başarı hikayesinin çok önemli bir parçası olduğunu vurguladı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve AFS Boru Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Poyraz da Türkiye'nin İtalyan şirketlerinin bir üretim üssüne geleceği konusundaki inancının tam olduğunu söyledi. Poyraz, Türkiye'nin AB üyeliğini hak ettiğini belirterek, bunun gerçekleşmesinin AB'ye katkı sunacağının altını çizdi.

Yapı Kredi Genel Müdür Vekili Niccolo Ubertalli ise Türkiye için ciddi bir potansiyelin söz konusu olduğunu aktararak, Türkiye ekonomisinin eski gücüne döneceğini dile getirdi.

Ferrero Çikolataları Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Azmi Gümüşlüoğlu da Türkiye ve İtalya'nın birbirini çok iyi anladığını, iki ülkenin de benzer ortak değerleri olduğunu belirtti.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?