Türkiye'nin Çin ile dış ticaret açığına formül arayışı

ANKARA (AA) – BAHATTİN GÖNÜLTAŞ – ABD'nin Çin ile olan ticaret açığını 350 milyar dolardan 100 milyar dolara düşürmeye yönelik adımları, Türkiye'nin geçen yıl Çin'e karşı yaklaşık 20,4 milyar doları bulan açığını gündeme getirdi.

Bazı akademisyenler, söz konusu ticaret açığının kapatılmasında Çin yönetiminin tavrının önemli olduğunu, bu açığın sermaye tarafında dengelenebileceğini belirtiyor. Çinli sermayedarların Türkiye'ye yatırımlarını artırmasının önem taşıdığını vurgulayan akademisyenler, bu sayede daha çok Türk ürününün Çin'e satılabileceğinin altını çiziyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'nin Çin ile ticaret hacmi 2007 yılında 14 milyar 274 milyon dolar iken, geçen yıl itibarıyla yüzde 84 artarak 26 milyar 307 milyon dolara yükseldi. Bu artışta ithalat etkili oldu. Türkiye'nin, geçen yıl Çin'den yaptığı ithalat 23 milyar 371 milyon doları aştı, ihracatı ise 2 milyar 936 milyon dolarda kaldı. Böylece, Türkiye'nin Çin'e yönelik ticaret açığı 20 milyar 435 milyon doları buldu.

Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Altay Atlı, AA muhabirine, Türkiye'nin Çin'e karşı ticaret açığını kapatmak için atması gereken adımları anlattı.

Türkiye'nin odaklanması gereken iki konu bulunduğunu belirten Atlı, “Birincisi, bu açığı bugünden yarına kapatmamız mümkün olmasa da ihracatımızı mümkün olduğunca artırabiliriz. İkincisi, devam eden ticaret açığını sermaye tarafında dengeleyebilir, başka bir deyişle ülkemize daha fazla Çin yatırımı çekebiliriz. ” dedi.

Atlı, ihracatı artırmak için Çin'e, “Bizden daha fazla mal alın. ” demenin gerçekçi olmadığına işaret ederek, “Biz öncelikle hangi ürünlerin Çin pazarında potansiyelinin bulunduğunu tespit etmeli ve bu ürünlere yönelik planlı, stratejik çalışmalar yapmalıyız. Ayrıca, sadece mal ticareti değil, hizmet ticaretine de bakmalı ve burada özellikle turizm konusuna ağırlık vermeliyiz. ” diye konuştu.

Çin'den daha fazla yatırım çekmede “Kuşak ve Yol Projesi “nin önem taşıdığına dikkati çeken Atlı, şöyle konuştu:

“Türkiye'ye özellikle altyapı alanında yatırım yapmak Çin'in de çıkarlarına uyan bir konu. Ortak fayda çerçevesinde yatırımlar artırılabilir. Çin zaten yeşil ışığı yakmış durumda. Önemli olan yatırımlar için uygun ve cazip bir zemin yaratmak. Tabii ki Çin ile olan ticaret açığımızı azaltmak bize yarar sağlayacaktır ancak bu ülkeden yapılan ithalat aslında ekonomimize zarar vermiyor. Tam tersine Çin ile rekabet, Türkiye'de birçok sektörün kendisini yenilemesini, katma değerini artırmasını sağladı. Örneğin tekstil sektörü. Yakın geçmişe kadar düşük maliyetle fason üretim yapan bu sektörümüz, Çin ile rekabet nedeniyle kendisini yeniledi, tasarım ve markalaşma üzerinden katma değerini artırarak dış pazarlarda konumlandı, konumlanıyor. ”

– “Ara mallarda dışa bağımlılık azaltılmalı ”

Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevim Akdemir de Türkiye'nin özellikle sanayi ürünleri ve ara mallarda Çin'den ithalatının yoğun olduğunu belirterek, “Özellikle ithal ara mallarında dışa bağımlılığın azaltılması gerekiyor. ” ifadesini kullandı.

Türkiye'nin dış ticaret açığını azaltması için Endüstri 4.0 dönüşümünün önem taşıdığına dikkati çeken Akdemir, şunları kaydetti:

“Dünyanın gelişmiş ülkeleri yeni bir üretim ve verimlilik artışı sağlayacak, rekabet gücünü artıracak bir üretim sürecinin içine girmişlerdir. Çin de bu ülkelerden biri. Akıllı üretim teknolojisi sürecine doğru bir evrimleşmeyi 4. Sanayi Devrimi sağlayacaktır. Gelecekte üretim ve verimlilik artışı, rekabet üstünlüğü bu teknolojik gelişmeyi uygulamaya bağlıdır. Üretim, dağılım, pazarlama ve yönetimde bu teknoloji yoğun olarak kullanılacaktır. Bu bağlamda, yapay zeka sistemlerini geliştirecek ve bunların bilgi aktarımını sağlayacak internet araçları ve akıllı sistemlerle çalışabilecek tasarımcı, yazılımcı, uygulayıcı uzmanlara ihtiyaç vardır. Bu nedenle eğitim sisteminin bu alanlara odaklanması gerekmektedir. Geçen yıl itibarıyla 70'ten fazla Çin-Alman komisyonu bu teknolojik devrim üzerinde ortak proje yürütmektedir. ABD ise Microsoft, Apple, Amazon gibi şirketler ve Silikon Vadisi çalışanlarıyla 4. Sanayi Devrimi çalışmalarını sürdürmektedir. Bu amaçla ülkemizin bir yol haritası oluşturarak, seçilecek alanlarda ortak projeler geliştirmesi, bu devrimin dışında kalmaması önem arz etmektedir. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?