“Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırması

İSTANBUL (AA) – İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin 500 büyük sanayi şirketlerinin üretimden net satışlarının 2015’te yüzde 7 artarak 450,5 milyar lira olduğunu söyledi.

Bahçıvan, İSO’nun Odakule binasında düzenlenen basın toplantısında “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” 2015 yılı araştırmasının sonuçlarını gazetecilerle paylaştı.

Burada bir konuşma yapan Bahçıvan, araştırmanın bu yıl 48’incisinin yapıldığını dile getirerek, İSO 500’den siyasi yönetim, bürokratlar, akademisyenler, sanayiciler, bankacılar, şirketler ve medya mensuplarının veri haritası çıkardığını söyledi.

Bahçıvan, İSO 500’ün reel ekonominin bir anlamda check-up sonuçlarını gösterdiğini belirterek, ekonominin hangi alanlarının sağlıklı olduğunu, hangi alanlarında tedaviye ihtiyaç duyulduğunu, kılcal damarlara kadar inceleme yapıldığını anlattı.

2015’te ekonominin yüzde 4, imalat sanayisinin yüzde 3,8 büyüdüğünü anımsatan Bahçıvan, son dört yıldır imalat sanayisinin ekonominin altında büyüdüğünü aktardı.

Bahçıvan, sanayi sektörünün tüm ülkeler için ekonomik büyümenin ve teknolojik gelişmenin temelini oluşturmaya devam ettiğini kaydederek, bu sektörün ülkelerin ekonomisinin büyümesine yaptığı katkıların öneminden bahsetti.

– “Sanayicinin kazandığının 3’te 2’si finansman giderine gidiyor”

Bahçıvan, 2015 yılında İSO 500’ü oluşturan sanayi şirketlerinin 2014 yılında 421,2 milyar lira olan üretimden net satışlarının 2015 yılında yüzde 7 artarak 450,5 milyar lira olarak gerçekleştiğini söyledi.

Sanayicinin esas faaliyetlerinden elde ettiği karın 2014 yılına göre ciddi şekilde arttığını dile getiren Bahçıvan, “Faaliyet karının net satışlara oranı son yılların en yüksek düzeyi olan yüzde 8,7’ye ulaşmış. 2014’te 30 milyar 457 milyon lira olan faaliyet karı yüzde 44,9’luk bir artışla 44 milyar 144 milyon liraya çıkarılmış.” diye konuştu.

Bahçıvan, sanayicinin finansman giderlerinin 2015 yılında anormal yükseldiğine dikkati çekerek, “Sanayicilerimizin bin bir emekle oluşturduğu faaliyet karının büyük bir bölümü finansman giderine gidiyor. Burada finansman giderlerinin bir önceki yıla göre yüzde 75,1 arttığına dikkatinizi çekmek istiyorum. Yani sanayici elde ettiği 44 milyar lira karın 28 milyar lirasını, bir başka ifadeyle yüzde 63,4’ünü, finansman gideri olarak kaybediyor.” ifadelerini kullandı.

Sanayicinin finansman giderinin son 4 yılda sürekli arttığını, yüzde 35, yüzde 50 derken geçen yıl yüzde 63’e yükseldiğini ifade eden Bahçıvan, sanayicinin kazandığının yüzde 63’ünü finansmana harcadığını bildirdi.

Bahçıvan, “Bir başka deyişle, sanayicinin dişiyle tırnağıyla, AR-GE yaparak, yatırım yaparak, istihdam yaratarak, risk alarak kazandığı paranın neredeyse üçte ikisi finansmana gidiyor. Bu kabul edilebilir, sürdürülebilir bir durum değil. Türk sanayi kuruluşlarının finansman giderlerinin faaliyet karına oranı dünya ortalamalarına göre oldukça yüksek.” dedi.

“Bu da gösteriyor ki; Türkiye’deki finans sisteminin bu şekilde yürümesi imkansız. İşin ilginç tarafı sanayici böylesine yüksek bir finansman yükü ile mücadele ederken finans dünyasının en önemli kurumları olan bankalar da mutsuz.” diyen Bahçıvan, burada bankaları suçlamak istemediğini, ancak böyle bir modelle sanayinin çarklarının sağlıklı olarak dönmesinin çok kolay görünmediğini vurguladı.

Bahçıvan, sanayicilerin önemli oranda artırdığı esas faaliyet karının finansman gideriyle eridiğini bildirdi.

– “Borçlanma oranı yüzde 63’e yükseldi”

Bahçıvan, 2015’te 500 Büyük Sanayi Kuruluşunda FAVÖK (Faiz,amortisman ve vergi öncesi kar) mutlak büyüklüğünün yüzde 23 artarak 62 milyar lira olduğunu belirterek, sanayicilerin FAVÖK oranlarındaki iyileşmeye ağırlık verdiğini aktardı.

2009 yılında yüzde 50,9’a ulaştıktan sonra gerileme eğilimine giren öz kaynakların toplam varlıklar içindeki payının 2015 yılında yüzde 60,1’e yükseldiği bilgisini veren Bahçıvan, 2015 yılında özel kuruluşların öz kaynak oranının yüzde 37’ye inerken, borçlanma oranının yüzde 63’e yükseldiğini kaydetti.

Bahçıvan şunları söyledi:

“İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşunun üretimden satışlarından söz ederken bu verinin 2014 yılında yüzde 7 artarken, vergi öncesi kar ve zarar toplamının ise sadece yüzde 4,5 arttığı bilgisini paylaşmıştım. Bu veri, toplam varlıklar içindeki borç/öz kaynak ilişkisindeki bozulma ile birlikte değerlendirildiğinde, sanayi şirketlerinin 2015 yılında öz kaynak artışları için sınırlı bir iç kaynak sağlanabildiğini göstermektedir.

Karlardaki yavaşlama ve bin bir güçlükle yaratılan karların finansman giderleriyle erimesiyle sınırlanan iç kaynak, öz kaynakların payının azalmasına, buna karşın borçlanma ihtiyacının da artmasına yol açmaktadır. Bu durum 2015 yılında sanayi kuruluşlarının büyümelerini yine borçlanma ile ve görece olarak daha sağlıksız bir şekilde finanse etmiş olduklarını göstermektedir.”

Bahçıvan, İSO 500’ün kar rasyosu ve borçluluk oranlarının dünya ortalamalarıyla karşılaştırıldığında benzer olduğunu ifade ederek, buna karşılık finansman giderlerinin faaliyet karına oranına bakıldığında dünyada yüzde 16 olan oranın İSO 500’de yüzde 63’lere ulaştığını anlattı.

Kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlara oranının dünya genelinde yüzde 25 olmasına karşılık İSO 500’de yüzde 39 olduğu bilgisini vere Bahçıvan, dünya özel sektörün kullandığı kredilerin daha çok yatırımlara, yani duran varlıklara gittiğini, Türkiye’de ise alacak ve stok ağırlıklı işletme sermayesine harcandığını söyledi.

– “İSO 500’de 400 şirket kar etti”

Bahçıvan, İSO 500’de 2014’te 417 olan karlı şirket sayısının 2015 yılında 400’e indiğini, zarar eden kuruluş sayısının ise 100 olduğunu söyledi.

Başkan Bahçıvan, “FAVÖK bazında da karlı şirket sayısında az da olsa bir azalma trendi görülmektedir. Faiz, amortisman ve vergi öncesi kar oranına göre 2014 yılında 481 olan karlı şirket sayısının 2015 yılında 476 şirkete indiğini görüyoruz. Burada bir kez daha şunu vurgulamak gerekir ki; finansal giderler devreye girdiğinde kar eden şirketlerin sayısı düşmektedir.” dedi.

İSO 500’de 2015 yılında yaratılan katma değer içinde orta-düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payının yüzde 39’a çıktığını dile getiren Bahçıvan, düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payının ise 38,9’a indiğini, orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payının 18,9’a düştüğünü, yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payının değişmeyerek yüzde 3,2’de kaldığını aktardı.

Bahçıvan, “Dünyada nesnelerin interneti konuşulurken, üretim, sanayi 4.0 ile bambaşka bir evrim yaşarken, Türkiye’nin bu tabloyu mutlaka değiştirmesi gerekiyor. Eğer bundan sonraki süreçte orta gelir tuzağından kurtulmak ve yeniden üretim ekonomisine dönerek bir başarı hikayesi yazmak istiyorsak, yukarıdaki tabloyu değiştirerek ekonomik büyümemizin niteliğini geliştirmek durumundayız” diye konuştu.

İSO 500’ün Ar-Ge harcamalarının 2015’te yüzde 7 artarak 3,35 milyar lira olarak gerçekleştiğini dile getiren Bahçıvan, bu rakamın çok düşük olduğunu bildirdi.

– İstihdam yüzde 3,8, maaşlar yüzde 13,7 arttı

Bahçıvan, üretimden satışların enflasyon ile kıyaslandığında reel bir artış yaşanmamasına rağmen sanayicilerin toplumsal ve sosyal sorumluluğunu yerine getirdiğini, istihdamı artırdığını, çalışanlarına zam yaptığını kaydetti.

Başkan Bahçıvan, “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında yer alan 491 özel kuruluştaki istihdam ve ücret hareketlerine baktığımızda 2014 yılındaki 579 bin 664 olan istihdam rakamı yüzde 3,8 artarak 601 bin 696’ya çıkmış. Ücretlerde gerçekleşen yüzde 13,7’lik artış da enflasyonun üzerinde.” ifadesini kullandı.

İSO 500 içindeki yabancı sermayeli kuruluşların sayılarının gerilediğine dikkati çeken Bahçıvan, 2009’da 153 olan yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısının 2015’te 125’e kadar gerilediği yorumunu yaptı.

– 2015’te en fazla ihracat yapan 10 kuruluş

Bahçıvan, İSO 500’ün en çok ihracat yapan ilk 10 şirketinin Ford, Tüpraş, Oyak Renault, Tofaş, Arçelik, İstanbul Altın, Toyota, Bosch ve BSH Ev Aletleri olarak sıralandığını, 6’ncı sırada yer alan şirketin isminin açıklanmasını istemediğini ifade etti.

Bütün bu verilerin Türkiye’nin ekonomisinin lokomotifine nitelikli üretimi koyarak yeni bir büyüme hikayesi yazmasının zamanının geldiğini gösterdiğini kaydeden Bahçıvan, şu ifadeleri kullandı:

“Bu yeni büyüme hikayesinin verimli AR-GE çalışmalarıyla desteklenmesi, yüksek teknolojik ürünlere, tasarıma, markalaşmaya yönelik olması gerekmektedir. Bu konulardaki kapasitemizi artırdığımızda büyüme niteliksel olarak da rakamsal olarak da anlam kazanacak ve gerçek anlamda Türkiye’ye katkı sağlayacaktır. Oluşturulacak yeni ekonomik kalkınma modelinde Türkiye’nin KOBİ gerçeği de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. KOBİ’lerimizi yüksek teknolojili ve katma değeri yüksek ürün üretmeye teşvik edebilirsek, KOBİ’lerimiz dinamizmleriyle Türkiye’nin nitelikli büyümesine önemli katkı yapacaktır.

Çünkü orta gelir tuzağına yakalanmadan yüksek gelirli ülkeler arasına katılan ülkelerin deneyimlerine baktığımızda; imalat sanayinin kalkınma sürecindeki merkezi rolünü açıkça görürüz. Üretim odaklı bir vizyon, ekonomik yapının dönüşümünü sağlayan sürükleyici en güçlü faktör olmanın yanında, yüksek oranlı yatırımlar ile hızlı bir sermaye birikim sürecine de imkan sağlayacaktır.”

Bahçıvan, finansman kullanımının nitelikli bir şekilde değerlendirilmesinin ülke için çok önemli olduğuna vurgu yaparak, yeni hükümetin ekonomide önceliğinin “üretim ekonomisi” olacağının açıklanmasının kendilerini umutlandırdığını aktardı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?