“Türkiye ve Japonya arasında bu filmle köprü kuracağız”

İSTANBUL (AA) – MUSA ALCAN – Gazeteci, yazar ve yapımcı Erdal Güven, çekimlerine başladıkları “Yuvaya Dönüş ” filmini, Japonya'yı Türkiye'ye yakınlaştırmak için yaptıklarını belirterek, “Japonya ve Türkiye arasında iki mihenk taşı var. Bunlardan biri Ertuğrul Fırkateyni kazası, diğeri de 1985'te Tahran'da mahsur Kalan 215 Japon'un kurtarılması ama bu iki konu da yüzeysel biliniyor. Türkiye ve Japonya arasında bu filmle köprü kuracağız. ” dedi.

İran-Irak Savaşı'nın sürdüğü 1985'te, 215 Japonya vatandaşının mahsur kaldıkları Tahran'dan Türkiye'ye getiriliş öyküsünü anlatan “Yuvaya Dönüş ” adlı sinema filminin çekimleri devam ediyor.

Senaryosu Fatih Özcan ve Şeyda Delibaşı tarafından kaleme alınan filmin yönetmen koltuğunda ise Hakan Kurşun oturuyor.

Macmedya adına filmin yapımcılığını da üstlenen Erdal Güven, kendisinin yazdığı “Tahran'dan Kaçış ” adlı kitaptan uyarlanan filmi AA muhabirine değerlendirdi.

Gazetecilik kariyerine, Eskişehir'de üniversite okuduğu yıllarda başladığını aktaran Güven, kariyerinin büyük kısmını Hürriyet gazetesinde oluşturduğunu söyledi.

Güven, farklı gazetelerde de köşe yazıları kaleme aldığını ve 1993-2000 yılları arasında Hürriyet gazetesinin temsilcisi olarak Japonya'da bulunduğunu dile getirdi.

Japonya'da çok yakın dostluklar kurduğuna dikkati çeken Güven, Japonya ile olan ilişkilerin daha ileriye götürülebileceğini o dönemde fark ettiğini belirtti.

  • Japonya ile ilk ilişkiler 2. Abdülhamid Han zamanında

Güven, kendisinin bir diplomat olmadığının altını çizerek, “Ben sokaktan haber toplarım. Sokaktan ayrıldığın zaman hiçbir şey yapamazsın. Plazalarda hiçbir şey yapamazsın. Bir film yönetmeni dar bir pencereden bakıp yorum yapmaya kalkıyorsa başarısız olur. ” diye konuştu.

Japonya'nın kültürünü öğrenmenin önemine değinen Güven, şöyle devam etti:

“Bir Japon filozof verdiği bir röportajda, 'Ben 90 yaşındayım, Japonya'da doğdum, muhtemelen burada öleceğim. Hayatım sosyal psikolojiyle geçti. Japon halkını tanımaya çalıştım. Hala tanıdığımı söyleyemiyorum ama bir yabancı 2 gün Japonya'da kalıp 3. gün burası hakkında kitaplar yazabiliyor. Ben bunu anlamıyorum.' diyor. Gerçek olarak bakıldığında, Japonya tanındığı zaman çok fazla iş ilişkisinin doğabileceği bir ülke. Japonya'yı tanımanın temel noktası da kültür. Önce Japonya'nın temel kültürünü tanımanız lazım. Bunun için de Japonya'nın kültürünü buraya getirmemiz lazım. ”

Erdal Güven, Japonya'nın yemekleri ve arabaları dışında Türkiye'de pek bilinmediğini vurgulayarak, “Aslında iki ülke arasındaki ilişkiler 1800'lerin sonuna dayanıyor. 2. Abdülhamid Han Japonya'yı fark etmiş ve Japon İmparatoru'yla iletişime geçmiş. Japonya ve Türkiye arasında iki mihenk taşı var. Bunlardan biri Ertuğrul Fırkateyni kazası, diğeri de 1985'te Tahran'da mahsur Kalan 215 Japon'un kurtarılması ama bu iki konu da yüzeysel biliniyor. Bu filmi yapmamın temel nedeni Japonya'yı Türkiye'ye yakınlaştırmak. Türkiye ve Japonya arasında bu filmle köprü kuracağız. ” ifadelerini kullandı.

  • Gerçeklere odaklanıldı

Ertuğrul Fırkateyni'nde yüzlerce şehit verildiğini anımsatan Güven, geride kalan yaklaşık 70 yaralıya da Japonların sahip çıktığını ve onlara çok iyi baktığını aktardı.

Güven, “Yuvaya Dönüş ” filminde gerçeklere odaklandıklarının altını çizerek, şunları kaydetti:

“1985'te 430'dan fazla üst düzey Japon Tahran'da bulunuyor. Savaşın en hararetli zamanları. Saddam Hüseyin iyice baş kaldırmış, ABD yönetimi ona açıkça destek veriyor. Saddam dünyaya '72 saat içerisinde Tahran'da bulunan bütün vatandaşlarınızı tahliye edin. Havaalanı da dahil olmak üzere Tahranı vuracağım.' diye ilan ediyor. 72 saat, o yıllarda Japonya'nın harekete geçmesi için çok kısa bir süre. O zaman, Japonya ile özel ilişkileri olan rahmetli Turgut Özal bu konuya el atıyor. Türk Hava Yolları, gönüllülük esasıyla mürettebatını seçiyor ve bombalamanın 3 saat öncesinde Tahran'da havaalanına iniş yapıyor. ”

Filmin konusuna göre uçağın aynı zamanda bir aşk hikayesinin ortasına indiği bilgisini veren Güven, “Aslında Türkiye'nin Japonlar için ne kadar ulvi bir şey yaptığını Japonya'ya anlatmak istiyoruz. Bunu yaparken de Japonya'nın bütün hassasiyetlerini dikkate aldığımız için, 'Operasyon: Argo' filmi gibi kaçış filmi yapmayacağız. Çok iyi bir senarist grubuyla çalıştık ve çok iyi bir oyuncu kadrosu oluşturduk. Furkan Palalı'nın Japon halkının seveceği, çok aydınlık bir yüzü var. Çekimlerde Türkiye'den görsel anlamda zengin kareler göreceğiz. Bu film her sahnesiyle konuşulacak. O yüzden her sahnesini özel olarak çekiyoruz. Seyircinin kalbini yakalamak istiyoruz. En büyük reklamın, izleyicinin filmi arkadaşına anlatması olduğunu düşünüyoruz. ” değerlendirmesinde bulundu.

Güven, Macmedya’nın Japon çizgi filmlerini Türkiye’ye getirdiğini ve 20 yıldır Japonya ile yürüttüğü çalışmaları bu filmle taçlandıracaklarını ifade etti.

Japonya üzerine 12 kitap yazan ve belgesel çalışmalarına imza atan Erdal Güven, sürpriz bir sonu olan filmin ilk gösterimini nisan 2019'da Japonya'da yapmayı planladıklarını sözlerine ekledi.

  • Japonya'nın ardından Türkiye'de gösterime girecek

Bir Japon kızın 30 yıl sonra öğrendiği Türk babasının izini sürme hikayesini de barındıran filmin başrollerini Furkan Palalı'nın yanı sıra Burhan Öcal ve Megumi Masaki paylaşıyor.

Çekimleri Kapadokya'nın yanı sıra İstanbul ve Japonya'nın başkenti Tokyo'da gerçekleştirilecek filmin, 2019'un “Türkiye Yılı ” ilan edildiği Japonya'nın ardından Türkiye’de gösterime girmesi hedefleniyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen filmin konusu özetle şöyle:

“İran'ın başkenti Tahran'dan büyük bir operasyonla Türkiye'ye getirilmek için uçağa bindirilen 215 Japon yolcu arasında olan Keiko adlı genç kız ile Türk Büyükelçiliğinde görevli, özel kuvvetlerden Üsteğmen Zafer arasında büyük bir aşk vardır. Keiko'yu uçağa son anda yetiştiren Zafer'in bilmediği ise Keiko'nun hamile olduğudur. 30 yıl sonra ölen Keiko, ardında kızı Yumi'ye tüm gerçekleri anlatan bir mektup bırakır. Yumi, hayal kırıklıklarıyla birlikte babasının izini sürmek ve hesap sormak için Türkiye'ye gelmeye karar verir. “

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?