“Türkiye İnovasyon Haftası” Adana etkinliği

ADANA (AA) – Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, tehdit neredeyse kendileri için sınırın oradan başlayacağını belirterek, “Kimse bize, ‘Musul’dan size ne, El-Bab’dan size ne, Rakka’dan size ne, aklınıza gelebilen diğer coğrafyalardan size ne?’ demesin. Biz tehditi nerede görürsek, savunmamızı oradan başlatırız.” dedi.

Zeybekci, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Adana Sanayi Odası (ADASO) ve Akdeniz İhracatçı Birliklerinin (AKİB) ev sahipliğinde, Ekonomi Bakanlığı, Adana Büyükşehir Belediyesi, Çukurova Kalkınma Ajansı desteğiyle kent merkezindeki otelde düzenlenen “Türkiye İnovasyon Haftası” Adana etkinliğinin ikinci gününün açılışında konuştu.

Uçakla kente gelirken MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoy ile inovasyon konusunda görüştüklerini anlatan Zeybekci, “Ruhi Ersoy, ‘Buzdolapları yapıyoruz ama hala nüfusun yüzde 25’i kırsalda yaşayan, hala köyden gelen tarhanayı, bulguru, konserveyi, diğer bütün gıda maddelerini köyden şehre taşıyan… Milli-manevi yaşam dünyamızla ev dünyamızı bağdaştıramayan, birilerinden kopya ettiğimiz tasarımlarla hayatımızı dizayn ediyoruz. Ondan sonra neyi nereye koyacağımızı bilemiyoruz. Gerçek hayatımızla, şu anda geleceği planladığımız hayat arasındaki bağlantıyı kurmak lazım.’ dedi. ‘Geçmişini iyi bilmeyenler geleceğini planlayamaz’ derler. Bilim dünyasıyla gerçek hayatın iç içe geçebileceğinin de tespiti anlamında hocama teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

“Sanat sanat için midir, sanat insan için midir?” tartışmasını, “Bilim bilim için midir, bilim insan için midir?” tartışması haline dönüştürülmesi gerektiğini belirten Zeybekci, “Bazen bilim dünyası ve bilim insanlarıyla, gerçek insanlar arasında bir kopukluk görürsünüz. Ne zaman ki ‘üniversite-gerçek hayat, üniversite-sanayi, üniversite-uygulama birlikteliği’ diye bahsettiğimiz zaman, gerçek hayattan ve üretimden korkanlar, ‘teoriyle gerçeği bir araya getirmek’ dendiğinde dizleri titreyenler, gerçek hayat insanlarına karşı farklı yakıştırmalarla bazen sövdüklerini görürsünüz.” diye konuştu.

Zeybekci, ülkenin ekonomisinde, kalkınmasında yer almayan “faydasız” bilime, milletin ihtiyaç duymadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Faydasız üretilmiş teorik teknolojilere bu milletin ihtiyacı yok. Ülke olarak ihtiyacımız ve gitmemiz gereken yer belli. 29 Ekim’in arifesindeyiz, Gazi Mustafa Kemal’in, cumhuriyeti kurarken hedef olarak koyduğu o ‘muasır medeniyet’ hedefi her anlamda bu ülkenin bilimiyle, sanayisiyle, teknolojisiyle, demokrasisiyle, hukukun üstünlüğüyle, siyasetiyle, tarımıyla her alanda ‘muasır medeniyet’ hedefiydi. Muasır medeniyete gidebilmek için de yapmamız gereken şeyler belli. Mevlana, ‘Dün söylenenler dünle gitti cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım’ demiyor mu? İnsanlık tarihi bu dönüşümle geldi. Bunu yapabilenler başardı, yapamayanlar başaramadı.”

– “Bu millet zor zamanlarda neler yapabileceğini gösterdi”

Zeybekci, insanlık tarihi boyunca birçok kendini geliştiremeyen milletin tarihten silinip gittiğini dile getirdi.

İnovasyonun sadece ekonomiyle alakalı olmadığını belirten Zeybekci, inovasyonun her alanda, siyasette, dış ekonomik ilişkilerde, medeniyette, sinemada, sosyolojide olduğunu ifade etti.

Zeybekci, gerektiğinde inanılmaz inovasyonlar yapabilen bir millet olduklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Seyit Onbaşı’ya bakarsanız o müthiş bir inovasyondur ama sadece o anlık ve iman gücüyle olan bir şeydir. 15 Temmuz’da evinden çıkarken inşaat işçisi bakmış sağına, soluna, eline ilk gelen şey kazma olmuş. Bir tanesi yanında çocuğuyla çıkmış, çocuk da biraz yaramaz, elinde sprey boyalar var. Onları almış yanına. Çankaya’nın 5 nolu kapısına aşağıdan gelen tankları ilk gördüklerinde, çocuk babasına ‘Bunlar hiç görünmüyorlar, dışarıyı nasıl görüyorlar?’ Baba, ‘Ön tarafta pencereleri var.’ demiş. Çocuk, tankın üzerine tırmanarak pencereleri boyayınca tank göremez hale geliyor. O kazmayı alanın da ilk aklına gelen şey, o kapanın kapakları açılmasıyla ilgili o kazmayı kullanmak oluyor. Bunları tabii ki inovasyonun içinde anlatmıyorum ama bu millet şöyle bir rahatladığı zaman neler yapabileceğini bu zor zamanlarda gösterdi.

‘Darbe girişimi’ diye artık demeyelim olur mu? 15 Temmuz gecesi bu millet, insanlığın demokrasi tarihine altın harflerle yazılacak sivil demokrasi devrimini gerçekleştirdi. Bu millet, o hainlerin TRT’de okuttuğu ‘Yönetime el konmuştur’ bildirgesini onların kafasında parçalayarak hem devlete hem demokrasiye hem ekonomiye hem ülkeye hem de bu ülkenin geleceğiyle ilgili aklınıza gelebilen her şeye el koydu.”

– “Tehdit neredeyse bizim için sınır oradan başlar”

Zeybekci, “Hiç kimse bu millete, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını, sınır boylarında savun, biz bu coğrafyayı dizayn ederken, yeniden yapılandırırken sakın bu alana karışma’ demesin. Türkiye Cumhuriyeti’ni, bu mübarek ülkeyi savunmak bizim için sınır, tehdit neredeyse bizim için sınır oradan başlar. Kimse bize, ‘Musul’dan size ne, El-Bab’dan size ne, Rakka’dan size ne, aklınıza gelebilen diğer coğrafyalardan size ne?’ demesin. Biz tehdidi nerede görürsek, savunmamızı oradan başlatırız.” değerlendirmesinde bulundu.

Bugüne kadar Türkiye olarak bir mucize gerçekleştirdiklerini dile getiren Bakan Nihat Zeybekci, şunları kaydetti:

“Rahmetli Özal’la başlayan ihracata dayalı büyüme politikaları doğru bir politikaydı. Türkiye olarak açmazlarımız var. Bu açmazlarımızdan bir tanesi, sermayemizin yetersizliğiydi. Aşkımız, sevdamız, şevkimiz, girişimiciliğimiz var. Eline imkan versek dünyaları üretecek genç neslimiz var ve bu anlamda dünyada bir numarayız ama paramız yok. Yeterli tasarruflarımız olmadığı için büyümeye aktaracak finans imkan ve kaynaklarımız da yok. Onun için rahmetli Özal’ın bu tespiti ile ihracat seferberliği başlattı. Adana’nın, Gaziantep’in, Denizli’nin, Çorum’un, İzmir’in, Ankara’nın ‘kavruk tüccarı’nı o dönemde, hakkında bütün hakaretlere rağmen, uçağına doldurdu, dünyaya götürdü.

Bu, inovasyondur. O kabiliyetleri önce dünyayla tanıştırarak, ‘Evet, bunları biz de yapabiliriz. Bu ne ki bunları biz de gerçekleştirebiliriz.’ diye öz güven aşıladı. O öz güvenden sonra da bizim insanlarımız ihracat seferberliğini başlattı.”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?