Türk Savunma Sanayii Zirvesi

ANKARA (AA) – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye'de artık DEAŞ diye bir tehdit yoktur. Bu, bizim için bir masaldır. Güya bu örgütün hala etkinlik gösterdiği 150 kilometrekarelik bir alandan söz ediliyor. Eğer bütün mesele buysa biz Türkiye olarak bu bölgedeki DEAŞ unsurlarını derhal etkisiz hale getirmeye hazırız. ” dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Türk Savunma Sanayii Zirvesi'nde, Amerika ve Türk birliklerinin Münbiç ve Tel Abyad hatları üzerinden, iki koldan Rakka'yı DEAŞ'tan kurtarması üzerinde mutabık kalınmasına rağmen, bölücü terör örgütünün sahaya sürülerek tüm sözlerin havada bırakıldığını söyledi.

Münbiç'te de inkarı mümkün olmayan oyalama taktiği uygulandığını, şu anda halen uygulanmanın sürdürüldüğünü dile getiren Erdoğan, DEAŞ'ın bu bölgeden uzaklaştırılmasının ardından terör örgütü unsurlarının çekileceğinin, şahsına, bakanlara, askeri ve istihbarat yetkililerine defalarca ifade edilmesine rağmen böyle bir gelişmenin olmadığını anlattı.

“Terör örgütünün isminin sürekli değiştirilmesi, deve kuşu misali, Münbiç'teki hakikati ortadan kaldırmaya yetmiyor. ” ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Diyorlar ki, 'O terör örgütü değil.' Neymiş? Suriye Demokratik Güçleriymiş. Kimi uyutuyorsunuz? Biz kimin kim olduğunu biliyoruz. Onlar işte Kürtler değil, onlar Araplarmış. Biz Arap'ı da terörist Kürtleri de iyi biliriz. Benim şu anda Kürt kardeşlerimle aramıza herhangi bir nifak sokmanıza gerek yok. Eğer, Kürt kardeşlerimizin arasından teröristler varsa kusura bakmasınlar onlara da gereğini yaparız. Niye? Ülkemize karşı, ihanet içinde olanlara karşı asla elimiz yumuşak olamaz, kim olursa olsun. Bu başka bir etnik unsurdan da olabilir. Tüm görüşmelerimizde DEAŞ'ın bölgeden temizlenmesinin ardından PYD'ye verilen desteğin geri çekileceği, silahların toplanacağı, bölgenin asli unsurları tarafından yönetilmesinin sağlanacağı ifade edildi. Neticeye baktığımızda ise PYD'ye verilen desteğin neredeyse 20 bin tırı aştığını görüyoruz, 3 binin üzerinde kargo uçağı silah, malzemenin bölgeye geldiğini görüyoruz. 22 tane üs var bölgede, buraya bunlar geliyor. ”

Terör örgütünün kontrol ettiği yerlerdeki Arap ve Türkmen unsurların, baskıyla şiddetle sindirildiğini vurgulayan Erdoğan, karşı koyanların yerlerinden edildiğini, tapu, arşiv kayıtları yakılarak insanların mülkiyet haklarına tecavüz edildiğini bildirdi.

  • “Türkiye'den korumak olduğu aşikardır “

Suriye'nin DEAŞ'ın ardından PYD/YPG zulmü altında inlemeye başladığına dikkati çeken Erdoğan, “Üstelik tüm bunlar, ABD askerlerinin nezaretinde, belki yönlendirilmesinde yapılmıştır. Türkiye'nin artık bu gidişata tahammül edemeyeceğini belirterek, meşru müdafaa veya müdahale hakkını kullanma ihtimaline karşı da Amerikan askerleri teröristlerin aralarına serpiştirilmiştir, yerleştirilmiştir. Yine Amerikan askerleri tarafından kurulan radar üsleri ve gözlem noktalarının hedefinin de ülkemizi teröristlerden değil, teröristleri Türkiye'den korumak olduğu aşikardır. ” diye konuştu.

Amerikan hava unsurlarının bölgedeki tüm faaliyetlerinin teröristlerin güvenliğini sağlamaya, faaliyetlerini rahatça icra etmelerini temine yönelik olduğuna işaret eden Erdoğan, bu ülkenin toprak bütünlüğünden bahisle Türkiye'nin oluşturduğu güvenli bölgelerden çekilmesini talep edenlerin Suriye'nin neredeyse üçte birini işgal altında tutan terör örgütüne yönelik hiçbir söz ve eylem içinde olmadığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Suriye'de artık DEAŞ diye bir tehdit yoktur. Bu, bizim için bir masaldır. Güya bu örgütün hala etkinlik gösterdiği 150 kilometrekarelik bir alandan söz ediliyor. Eğer bütün mesele buysa biz Türkiye olarak bu bölgedeki DEAŞ unsurlarını derhal etkisiz hale getirmeye hazırız. Biz bunu yaparız. Hiç onlara gerek yok. Elbette bunun Suriye üzerinde uygulanmaya çalışılan asıl planın bir bahanesi, sahte görüntüsü, oyalama taktiği olduğunu biliyoruz. Bölgedeki DEAŞ unsurlarının kimler tarafından beslendiğini, eğitildiğini, ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere hazır halde tutulduğunu da gayet iyi biliyoruz. ”

Amerika'nın Türkiye'ye verdiği sözlerin her birinin tarihinin, kiminle yapıldığının, ne dendiğinin devletin kayıtlarında mevcut olduğunu aktaran Erdoğan, Türkiye sınırlarının dibinde oynanan bu oyuna daha fazla seyirci kalınmayacağının her fırsatta muhataplara söylendiğini hatırlattı.

  • “Hazırlıklarımızı da tamamladık “

“Burada ifade ettiğim hususların hiçbiri bizim için meçhul, sürpriz, oyun bozanlık değildir. ” diyen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

“Fırat'ın doğusu ile ilgili ikazlarımızı yaparken, aynı zamanda hazırlıklarımızı da tamamladık. İşte Deyrizor, işte Münbiç. Deyrizor petrol yataklarını bu terör odakları kullanıyor. Oradan yılda 600-650 milyon dolar ham ve işlenmiş petrol olarak gelir elde ediyorlar. Kaynak neresi demeyin, işte kaynak burası ve onlara göz yumuluyor. Bizim ne Amerikan yönetimine ne de Suriye'deki Amerikan askerlerine yönelik bir husumetimiz bugüne kadar olmadı. Her şeye rağmen Amerika'yı, doğru zeminlerde buluşabilmemiz şartıyla gelecekte de birlikte yol yürüyebileceğimiz stratejik müttefikimiz olarak görüyoruz. Ülkemizin beka meselesi olarak gördüğümüz Suriye politikasındaki derin görüş ayrılıklarımızın gelecekteki daha büyük iş birliklerimizin önünde bir engel oluşturmasına izin vermemeliyiz. Bu anlayışla Fırat'ın doğusunu bölücü terör örgütünden kurtarmaya yönelik harekatımıza birkaç gün içinde başlayacağımızı ifade ettik, ediyoruz. Hedefimiz asla Amerikan askerleri değildir, bölgede faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarıdır. Bunun da altını özellikle çiziyorum. ”

  • “Dostluk gösterenlerle yol yürüyeceğiz “

Erdoğan, Suriye'nin güvenli hale getirilen diğer bölgeleri gibi Fırat'ın doğusunu da asli sahipleri için huzurlu ve yaşanılabilir yerler haline dönüştürmekte kararlı olduklarını ifade etti.

Bu önemli sorunun geride bırakılmasının hem Suriye'nin toprak bütünlüğünün temini ve siyasi çözümün önünün açılmasına hem de Amerika ile bölgede daha sağlıklı iş birliği iklimi oluşturulmasına imkan vereceğini belirten Erdoğan, bunun İdlib'de Rusya ile başarıldığını hatırlattı.

Recep Tayyip Erdoğan, sürecin orada başarılı şekilde yürüdüğünü anımsatarak, “Aynı durumu Fırat'ın doğusunu da Amerika ile yapalım. Münbiç'te yapalım. Münbiç yüzde 80-85'i ile tamamen Araplara ait olduğu halde şu anda orada terör örgütleri bulunuyor ve dürüst davranmıyorlar, oradaki teröristleri oradan hala çıkarmıyorlar. O zaman biz çıkaracağız, iş başa düştü. ” dedi.

Türkiye'de bulunan yaklaşık 4 milyon Suriyelinin kendi evlerine dönüşlerinin, ancak bu şekilde mümkün kılınabileceğini vurgulayan Erdoğan, “Hiçbir siyasi çıkar, bir ülke halkının kendi vatanında huzurlu ve güvenli şekilde yaşamasına katkıda bulunmak kadar önemli olamaz. Türkiye'yi üzerine yüklenen bu büyük yükle baş başa bırakıp üstelik bir de sınırları boyunca sürekli tehdit oluşturacak bir yapı kurmaya çalışmak, açıkça bu millete husumet beslemek demektir. Biz ülkemize ve milletimize tuzak kurmaya çalışanlarla değil, dostluk gösterenlerle yol yürüyeceğiz. ” diye konuştu.

Savunma Sanayii Zirvesi'nin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, yerli ve milli imkanlarla yapılan genel maksat helikopterinin adını açıkladı.

Erdoğan, “T-625 genel maksat helikopterinin adını, uzun istişareler neticesinde, 'Gökbey' olarak belirledik. Gökbey'in ülkemize, milletimize, sektörümüze hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum. Helikopterimizin tasarımında ve üretiminde katkısı olanları şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. ” ifadesini kullandı.

  • Notlar

Türk Savunma Sanayii Zirvesi'ne Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Genelkurmay Bakanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kuvvet Komutanları katıldı.

Savunma Sanayi Başkanlığının hazırladığı kısa film ile başlayan zirve, Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın konuşmalarıyla devam etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından önce, Türkiye'nin savunma sanayi serüvenini anlatan özel bir video klip katılımcılara izletildi.

Zirvede, “Gökbey ” isimli yeni helikopterin tanıtımı da yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gökbey'in Türkiye'ye hayırlı olmasını dileyerek, helikopterin tasarımında ve üretiminde katkısı olanları tebrik etti.

Başarılarla dolu uçuşlar dileyen Erdoğan, “Bizler de bu genel maksat helikopterimizi kullanacağız. İnşallah kendi eserimizle dünyada iftihar etmeye devam edeceğiz. Emeği geçenleri kutluyorum. ” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, İkinci Bayezid devrinde Kemal Reis tarafından yaptırılan Göke Kalyonu'nun bir tasviri olan ve Konya'da ikamet eden tezhip sanatçısı Derda Huca tarafından 2018'de yapılan “Göke Kalyonu ” isimli bir eser de hediye edildi.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?