“Türk dizileri artık küresel pazarlarda yarışıyor”

ANTALYA (AA) – AYŞE YILDIZ – Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Eylem Yanardağoğlu, Türkiye’nin dizi ihracatında ABD’den sonra ikinci sıraya yükseldiğini belirterek, “Türkiye’nin dizilerinin senaryoları, ele aldığı konular çok çekici geliyor, izleyiciyi bağlıyor.” dedi.

Yeni Medya Bölümü Öğretim Üyesi de olan Yanardağoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yurt dışında Türk dizilerin cazibesinin her geçen yıl arttığını ve dizi ihracatından elde edilen gelirin de katlandığını söyledi. Bunun farklı nedenleri olduğunu anlatan Yanardağoğlu, dizi izleyicilerinin çoğunluğunu kadınlar oluşturduğunu ve işlenen konuların, bunun işleyiş biçiminin etkileyici olduğunu belirtti.

Türkiye’de de uluslararası pazarda da kadın izleyicinin dizilere ilgi gösterdiğine dikkati çeken Yanardağoğlu, “Türkiye’nin dizilerinin senaryoları, ele aldığı konular çok çekici geliyor, izleyiciyi bağlıyor. Ülkemizde diziler neredeyse bir film kalitesinde çekiliyor. Yüksek prodüksiyon bütçeleriyle çok kaliteli çekimlerle yapıldığı için bu da yurt dışında ilgiyi artırıyor.” diye konuştu.

Türk dizilerine bakıldığı zaman daha çok kültürel ve coğrafi olarak yakın olduğu ülkelere yoğun ihraç olduğuna değinen Yanardağoğlu, dizi ihracatında Ortadoğu ve Arap ülkelerinin ilk sıralarda yer aldığını ifade etti.

– “Güney Amerika’da da Türk dizileri rağbette”

Yanardağoğlu, Balkan ülkeleri ve Türk Cumhuriyetlerine de yoğun dizi ihraç edildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Son iki yılda Rusya gibi, Uzakdoğu gibi ülkeler de yavaş yavaş Türk dizilerine açılmış durumda. Aynı şekilde Güney Amerika ülkelerindeki pazarlarda da Türk dizilerinin rağbet gördüğünü görüyoruz, bunlar da yeni gelişmeler. Son sayılara göre 102 ülkeye şu anda dizi ihraç ediyoruz, dünya çapında. 70 farklı dizi ihraç ediyoruz. İhraç edilen dizilerden elde edilen gelir yıllar içerisinde çok büyük farklılık göstermiş. Bunun artık çok yükseldiğini görüyoruz, yani son 10 yıl içerisinde ilk başlarda 10 bin dolarken, artık milyon dolarlarla ölçülüyor.”

Türk dizileri üzerine bilimsel çalışmaları olduğunu belirten Yanardağoğlu, Arap ülkelerinde izleyicilerin “Türk dizilerini neden izledikleri ve nasıl bir algı oluşturduğu” üzerine çalışma yaptığını anlattı.

Çalışmasında ilginç detaylara ulaştığını ifade eden Yanardağoğlu, “Özellikle kadınlar diziyi izledikten sonra kendi hayatlarını değerlendiriyorlar. Benim hayatımda şunlar eksik ya da eşim bana böyle davranmıyor gibi şikayetlerde bulunabiliyorlar. Kadınların kendi yaşamlarını, ortamlarını sorguladıkları bir ortam yaratıyor diziler.” dedi.

– Dizilerle Türk kültürü de satılıyor

Yanardağoğlu, ihraç edilen dizilerle Türk kültürünün de satıldığı yönünde pek çok araştırma ve tartışma olduğunu belirterek, yönetmen ve yapımcıların bunu bilinçli olarak yapmasa da dizilerde Türk kültürünün, yaşam tarzının, kullanılan eşyaların, mahalle ve sokakların, şehirlerin gösterildiğini söyledi.

Çok farklı içerikte farklı konuları ele alan diziler olduğuna dikkati çeken Yanardağoğlu, “Bunlardan bazıları daha sinematik diyebileceğimiz epik konuları ele alıyor. Örneğin TRT’de gördüğümüz Ertuğrul dizisi gibi tarihi bir dönemi ele alıyor, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğuşunu ele alıyor. Bu tip diziler de var. Bunun dışında daha polisiye, daha romantik ilişkilere odaklanan diziler de var. Bu çeşitliliğin iyi bir şey olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

Yanardağoğlu, Türk dizilerine yönelik pozitif bir trend olduğunu ifade ederek, yeni açılan pazarlarla artık Güney Amerika’daki ülkelere kadar ulaşıldığını vurguladı.

Küresel bir rekabet olduğuna değinen Yanardağoğlu, “Türkiye dünyada dizi ihraç eden ülkeler arasında, içerik üretimi açısından ABD’den sonra ikinci ülke konumunda. Türk dizileri artık küresel pazarlarda yarışıyor. Bu trendin yükselerek devam etmesini tabii ki yapımcılar istiyor ama bunu biraz da pazar şartları belirleyecek.” dedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?