TBMM Genel Kurulu

TBMM (AA) – AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, "Recep Tayyip Erdoğan, 18 yıldan beri bu ülkede milletin kendi eliyle, teveccühüyle kendisine giydirdiği iktidar hırkasının sorumluluğunu, gereğini yerine getiriyor. Millet giydirir o hırkayı, millet çıkarır." dedi.

Genel Kurulda, partilerin grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, 14-20 Nisan Şehitler Haftası dolasıyla başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, aziz şehitleri rahmet ve minnetle andı, öte yandan Ağrı'nın düşman işgalinden kurtuluşunu tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın salgın nedeniyle kısmi kapanmaya gidildiğini duyurduğunu anımsatan Dervişoğlu, 5 yıldızlı otellerdeki restoran ve kafeler ile AVM'ler kapatılmazken, restoran, kafe ve kahvehaneler kapatılarak, bu esnafın cezalandırıldığını savundu.

Dervişoğlu, "Salgın sürecinde cezalandırılan bir başka kesim ise 65 yaş ve üstü vatandaşlarımızdır. Aşısızken de aşılıyken de bu vatandaşlarımız yasaklarla karşılaşmaya devam ediyor. Aşı olmalarına rağmen sokağa çıkmalarına ve ulaşım araçlarına binmelerine yasak getiriliyor. Alınan önlemler her şeye rağmen yetersizdir ve adil değildir. Vaka sayıları 60 bine dayanmışken, hatta geçmişken tam kapanmadan başka bir tedbir de yeterli olmayacaktır." ifadesini kullandı.

İktidarın, devlet kurumlarını önce işlevsizleştirip ardından özelleştirmeye çalıştığını, bunun zarar bahanesiyle Çaykur ve TCDD Genel Müdürlüğünde görüleceğini savunan Dervişoğlu, "Kamu kurum ve kuruluşları liyakatsizlik ve israfla yönetilmeye devam ediliyor. Satılan her bir devlet malı, hükümetin vebali altındadır. Tarih ve aziz milletimiz, yeri geldiğinde bu yaptıklarınızın hesabını mutlaka soracaktır." diye konuştu.

– "Vatandaşlarımızın tedbirler doğrultusunda biraz daha sabır göstermelerini diliyoruz"

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül ise Şehitler Haftası dolayısıyla bugüne kadar din, vatan, millet, memleket uğruna canlarını feda eden şehitleri ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle ve minnetle andı.

Eski Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş'ın vefatının seneyi devriyesinin yaşandığını anımsatan ve kendisini rahmetle anan Bülbül, ailesine, sevenlerine ve BTP'lilere başsağlığı diledi.

Salgın dolasıyla alınan yeni tedbirlerin bu akşam itibarıyla hayata geçirileceğini anlatan Bülbül, "Vatandaşlarımızın ve ülkemizin yaz aylarına daha rahat şekilde girebilmesi, salgının etkilerinin bir an önce azaltılabilmesi için herkesin bu kısıtlamalara harfiyen uyması çok önemli. Ramazan ayını idrak ettiğimiz şu günlerde vatandaşlarımızın alınan tedbirler doğrultusunda biraz daha sabır göstermelerini diliyoruz." görüşünü paylaştı.

Türkiye'nin kendi aşısını üretmemiş olmasına rağmen uyguladığı 19 milyon aşıyla dünyada 6. sırada yer aldığına işaret eden Bülbül, Türkiye'nin, ülke dışından aşı temin edip uygulayan ülkeler arasında da ilk sırayı aldığını aktardı.

Aşının, Kovid-19'un ilerleme seyrini etkilediğine dikkati çeken Bülbül, şunları kaydetti:

"Sırası geldiği halde aşı olmayanların oranının yüzde 20 civarında olduğu ifade ediliyor. Bu son derece sıkıntılı bir durum. Vatandaşlarımızın sırası geldiğinde aşılarını yaptırmaları hem kendi sağlıkları hem de toplum sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir. Ayrıca randevusu olduğu halde aşı olmaya gitmeyen vatandaşlarımız için hazırlanan aşıların kullanılamaz hale geldiği de ifade ediliyor. Bu açıdan vatandaşlarımızın aşı randevularına riayet etmesi yaşanan israfın önüne geçebilecektir."

Bülbül, Hollandalı siyasetçi Geert Wilders'in sosyal medya hesabından "İslam'ı durdurun, Ramazan'ı durdurun" diyerek, ırkçı ve nefret dolu söylemlerine bir yenisini eklediğini vurguladı.

MHP Grup Başkanvekili Bülbül, "Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi kavramların doğduğu coğrafya olarak kendini pazarlayan Batı ülkelerinin bu tehlikeli gidişata 'dur' dememesi halinde, mesele küresel ölçekte dünyayı kasıp kavuran bir çatışmaya, düzensizliğe sebep olacaktır, mevcut durumda zaten büyük sıkıntılar içerisinde olan dünya coğrafyası çok daha büyük düşmanlıklara gebedir." değerlendirmesinde bulundu.

– "Pazarlık usulüyle ihale uygulaması artık rutine dönüştü"

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da Irak'ta Saddam Hüseyin döneminde Kürt halkına yönelik "Enfal Katliamı" yapıldığını hatırlatarak, seneyi devriyesinde bu insanlık suçunu lanetlediğini söyledi.

Karayolları Genel Müdürlüğünün yol ve köprülü kavşak ihalesini, Rönesans Holding'in içinde yer aldığı iş ortaklığının aldığını anlatan Beştaş, "Milyonlarca liralık ihale, kullanılması tartışmalı olan pazarlık usulüyle yapıldı. Bu uygulama artık rutine dönüştü. Tanıdık isimlere ihale vermek için her yerde usulsüzlükle işlem yapılıyor." sözlerini sarf etti.

Son 5 yılda 3 bin 12 öğrencinin hak ihlaline uğradığını savunan Beştaş, rektörlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atandığını anımsatarak, rektörler tarafından 2018 yılında 10 bin öğrenci hakkında soruşturma açıldığına da dikkati çekti.

– "Kapıda alacaklı varken pencereden sadaka verilmez"

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise Türkiye'nin, bir dünya ve bir Avrupa şampiyonluğunun bulunduğunu vurgulayarak, "Buna şükür mü edelim, dövünelim mi bilemiyorum. Enflasyonu en yüksek birinci ülke olduk. Maşallah, lebalep enflasyon, dolu dizgin gidiyor. Avrupa şampiyonluğumuz vaka sayısında. Ne hazin bir çelişki, aşı konusunda başka ülkelere göre bir tık öndeyken, vaka sayısında Avrupa birincisi olmamız herkesin, özellikle bu Meclisin kara kara düşünmesi gereken bir haldir." dedi.

"İktidarın, Kovid-19 ile mücadeleyi, milletin sağlığı ve insan hayatıyla kumar oynamaya dönüştürdüğünü" iddia eden Altay, Erdoğan'ın, muhalefetle inatlaştığını ve "inat siyaseti" izlediğini öne sürdü.

Altay, Türkiye'de bir doz aşının hayati öneminin olduğunu belirterek, "Libya'ya 150 bin doz aşı gönderip caka satmayı ben de isterim, ama kapıda alacaklı varken pencereden sadaka verilmez." diye konuştu.

CHP'li Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bilime ve doğru önerilere kulaklarını tıkadığını öne sürerek, "Fatura 84 milyona çıktı. Vallahi de billahi de vaka sayılarında Avrupa birincisi olmamızın, yoğun bakımlarda yatak bulunamamasının, hastanelerde yatmak için siyasilerden torpil istenmesinin ve bunca insanın ölmesinin birinci derece sorumlusu Sayın Erdoğan'dır. İkinci derecede, Bilim Kurulu, hükümete önerilerini açıklamadığı sürece odur. Orada raf elması mısınız? Hükümete öneriyorsunuz, dörtte birini yapıyor, dörtte üçünü siyasi tasarruflarla yapmıyor, siz çalışmaya devam ediyorsunuz? Bırakın çalışmayı." ifadesini kullandı.

Merkez Bankasının 128 milyar dolarlık rezervine ilişkin çoktan seçmeli bir soru yönelteceğini söyleyen Altay, "Türkiye'ye '128 milyar dolarla ilgili Erdoğan'ın söylediklerinden hangisi doğrudur? A şıkkı 'Para yerinde duruyor.', B şıkkı 'Salgında harcadık.', C şıkkı 'TL'nin itibarını korumak için döviz işlemlerinde kullandık.' D şıkkı 'Hiçbiri.' Ben D şıkkını işaretler ve kazanırım." değerlendirmesinde bulundu.

Hz. Süleyman'ın, bir dervişin kanadını kırdığı kuşa, neden kaçmadığını sorduğunu anlatan Altay, kuşun, "Üzerinde derviş hırkası vardı. Bir derviş, garip bir kuşa zarar vermez diye düşündüm" dediğini aktardı. Altay, "Bunun üzerine Hz. Süleyman dervişin kolunun kırılmasını emreder. Kuş 'Kolunu kırmayın, hırkasını çıkarın yeter.' der. Bu millet, Erdoğan'ın hırkasını, ilk sandıkta çıkaracaktır." görüşünü dile getirdi.

– "Bu ülkede seçim kaybetmenin hiçbir bedeli yok"

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da Türkiye'nin maalesef sivil toplum görünümlü bir terör örgütünün yaptıklarının bedelini çok ağır ödediğine işaret etti.

Ünal, "O dervişi karıştırmayın, o derviş hırkası giyenler başkaydı, hamdolsun 15 Temmuz gecesi de bu millet o dervişlerin hırkasını çıkardı ve gereğini yaptı. Kimisi polis üniforması, kimisi asker üniforması altına saklanmış o teröristlere bu millet gereğini yaptı. Recep Tayyip Erdoğan'a gelince 18 yıldan beri bu ülkede milletin kendi eliyle, teveccühüyle kendisine giydirdiği iktidar hırkasının sorumluluğunu, gereğini yerine getiriyor. Millet giydirir o hırkayı, millet çıkarır. O hırka başka bir hırka. Derviş hırkası giyenlerin kimler olduğunu karıştırmayalım." dedi.

Türkiye'de muhalefet olmanın muhteşem bir konforunun bulunduğunu belirten Ünal, "Çünkü bu ülkede seçim kaybetmenin hiçbir bedeli yok, size yüklediği bir sorumluluk yok. 18 yıldan beri seçim kaybeden fakat kendisiyle ilgili hiçbir sorumluluk üstlenmeyen ve oturduğu yerden son derece konforlu şekilde konuşan, iddia ettiği her şeye cevap isteyen, müddeinin iddiasını ispat gerekliliğinin adeta unutulduğu bir iklimdeyiz." diye konuştu.

Muhalefetin dile getirdiği sorunların birçoğuna iktidarın cevap vermesi gerektiğini vurgulayan Ünal, "Sizleri tenzih ederim, bir söz vardır kültürümüzde, bazen zırva da tevil götürmez. Bizim hakikati konuşmamız, aramamız gerekiyor." ifadesini kullandı.

Engin Altay da yeniden söz alarak, "Erdoğan'a hırkayı millet giydirdi, sandıkta millet çıkaracak. Ama FETÖ'ye hırkayı Tayyip Erdoğan giydirdi, millet çıkardı. FETÖ'ye devletin kozmik odasını millet değil, Erdoğan teslim etti." açıklamasında bulundu.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?