TBMM Alt Komisyonu “devre mülk mağduriyeti” raporunu hazırladı

TBMM (AA) – SİNAN USLU – TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde, oluşturulan "devre mülk ve devre tatil sektöründe yaşanan mağduriyet" iddialarının araştırılması amacıyla kurulan alt komisyon, 2,5 yıldır sürdürdüğü çalışmalarını tamamlayarak raporunu hazırladı.

Devre Mülk ve Devre Tatil Sektöründe Yaşanan Mağduriyet İddialarının Araştırılması ve Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonu, raporunda, mağdurların şikayet dilekçeleri doğrultusunda incelemelerini sonuçlandırarak çözüm önerilerini sundu.

Raporda, devre mülk ve devre tatil sektörlerinde faaliyet gösteren bazı satıcı-sağlayıcı şirketler tarafından Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmeliklerdeki düzenlemelere aykırı şekilde sözleşme ve ön bilgilendirme formunun örneğinin tüketicilere verilmemesi veya eksik verilmesi, devre tatile konu taşınmazların sözleşmedeki teslim sürelerinin aşılması, tüketicilere devre mülk tapularının verilmemesi, yapıların tamamlanamaması gerekçesiyle hak sahiplerine mülklerin teslim edilmemesi, tüketicinin haklarının kullanımında muhatap bulunamaması ve bu durumların ciddi maddi kayıplara neden olduğunu içeren dilekçelerin Alt Komisyonca değerlendirildiği ifade edildi.

Raporda, devre mülk ve devre tatil sektöründe, satış öncesi aşamada tüketicilerin bilgi ve tecrübe noksanlıklarının istismar edilerek saldırgan satış yöntemleri ile mağdur edildikleri belirtildi.

Tüketicilerin, saldırgan satış yöntemleri kullanılarak alışveriş merkezleri ya da şehirlerin ana caddelerinde yapılan anketler vasıtasıyla iletişim bilgilerine ulaşılarak telefonla arandığı ve "hediye tatil", "bedava yemek" veya "ücretsiz yat gezisi" gibi vaatlerle tesise davet edildiği aktarılan raporda, tüketicilerin, kendilerine vaat edilen imkanlardan yararlanmak amacıyla tesis, otel ya da tekneye gittiklerinde hiç beklemedikleri şekilde devre tatil tanıtımına katılmaya mecbur bırakıldığı, hazırlıksız yakalanan tüketicilerin yüksek müzik altında, profesyonel satış ekiplerince farklı pazarlama yöntemleri kullanılarak ve cezbedici vaatler verilerek sözleşme kurmaya zorlandığı bildirildi.

Tespit ve değerlendirmeler ışığında, devre mülk ve devre tatil sektörlerine ilişkin meri mevzuatın her ne kadar tüketici lehine koruyucu tedbirler içerdiği görülmüşse de yaygın mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik müstakil bir kanuni düzenleme yapılmasının aciliyet arz ettiği ifade edilen raporda, Ticaret Bakanlığı uhdesinde ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla eş güdüm halinde hem tüketici hem de iyi niyetli yatırımcıya dost bütüncül takip mekanizması öngören bir kurulun oluşturulması önerisinde bulunuldu.

Böylesi bir yapı altında, tüm sözleşmelerinin kayıt altına alınabileceği, bu suretle yatırımcıların satışlardan elde ettikleri gelirlerden doğan verginin zayi olmayacağının belirtildiği raporda, kurumsal yapılanma altında, yatırımcı şirketlerin ortaklarının ticari geçmişlerinin şeffaf şekilde kayıt altına alınmasının, ortaklardan birinin payını devretmek istemesi halinde ilgili kurumdan izin alındıktan sonra devir işleminin gerçekleştirilmesinin gerektiği görüşüne yer verildi.

Raporda, saldırgan satış yöntemlerinin önüne geçmek amacıyla Ticaret Bakanlığı bünyesinde bulunan Reklam Kurulu aracılığıyla haksız ticari uygulamalara ilişkin mevzuat kapsamında yapılan denetimler ve uygulanan idari yaptırımlara ağırlık verildiği bildirildi.

Bazı bakanlıklar ile kurum ve kuruluşlardan, mağduriyetlerin çözümüne yönelik bazı taleplerin de yer aldığı raporda, ön ödemeli devre tatil inşaatı yapacak müteahhitlerin sınıflandırılması, iş bitirme, sermaye yeterliliği gibi nitelikleri taşımayan ve ön ödemeli satış için yerine getirilmesi zorunlu teminat türlerinden birini sağlamayan şirketlere yapı ruhsatı verilmemesi istendi.

Raporda, ön ödemeli devre tatile ilişkin satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline otomatik şerh edilmesi amacıyla bir mekanizmanın kurulması ile teminat usullerinden bina tamamlama sigortasının tabana yayılarak maliyetinin düşürülmesi için zorunlu sigorta haline getirilmesine ilişkin somut çalışma için ilgili kurumlarca çalışma yapılması talep edildi.

Devre tatil sektöründe inşaat, satış veya hizmet alanlarında faaliyet gösteren firmaların sektöre girişini ve uygulamalarını mesleki açıdan düzenleyen ve mesleki özen içinde hareket etmelerini sağlayacak ve sektörün öz denetimini yapacak yarı kamusal çatı bir meslek kuruluşunun kurulması yönünde çalışmalar yürütülmesi ve söz konusu yapıya ilişkin yazılı ve altına imza atılmış etik değerler manzumesi hazırlaması gerektiği kaydedildi.

Raporda, özellikle devre mülk ve devre tatil pazarlama ve satış faaliyetinin yoğun olarak yürütüldüğü illerdeki tesislerin çevresinde, mülki idare amirince yeterli sayıda yetkili kolluk kuvveti görevlendirilmesinin, kötü niyetli şirketlerin haksız ticari faaliyetlerinin önlenmesi konusunda caydırıcı olabileceği düşüncesiyle ilgili valilik ve kaymakamlıkların desteğinin sağlanması önerildi.

Alt Komisyon raporunda, devre mülk yatırımlarının yoğunlaştığı Afyonkarahisar, Ankara, Bolu, Balıkesir ve Yalova gibi illerde, İmar Kanunu uyarınca satıcı/sağlayıcı şirketlerin yapı ruhsatiyesi başvurusunun veya onaylanan başvurusunun bulunup bulunmadığının, tapuda söz konusu arazinin şirkete ait olmadığının ve ruhsatiyenin devre mülk yapılmak üzere alınıp alınmadığının tüketici tarafından araştırılmasına yönelik yoğun bilinçlendirme faaliyetinin başlatılması tavsiye edildi.

Bilhassa saldırgan satışlarda, yapı ruhsatı şartının yerine getirilip getirilmediğinin denetlenmesinde belediyelerin de etkin görev alması istenen raporda, bina tamamlama sigortasının zorunlu sigorta hale getirilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda çalışılması gerektiği ifade edildi.

Raporda, satıcıların ve tüketicilerin, resmi şekil şartına uymaktan imtina etmelerinin önlenmesi için devre mülk hakkının, mülkiyetin nakli ile tesis edilmesi halinde alınacak tapu harçları ile satış vaadi sözleşmelerinin resmi şekilde yapılması durumunda alınan noter harçlarının düşürülmesi yönünde çalışılması da talep edildi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?