“Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde Kadının Rolü Zirvesi”

İSTANBUL (AA) – Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, “Hiç kimse endişe etmesin. Hiç kimse yanılgıya düşmesin. Hükümet olarak attığımız adımlar kadının statüsünü zayıflatan değil, güçlendiren hamlelerdir ve emin olun ki zaman bizleri haklı çıkaracaktır. ” dedi.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) BM Kadın Birimi ve BM Kalkınma Programı iş birliğiyle Swissotel'de düzenlenen “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde Kadının Rolü Zirvesinde ” konuşan Kaya, kadın sorunları konusunda devlet, millet ve sivil toplumun el ele olduğunu söyledi.

“Sacın bir ayağı olur, birbirine güç olur, biri kırılırsa hiç olur ” Türkmen atasözünü hatırlatan Kaya, TÜRKONFED'in buradaki heyecanına ve sorumluluğuna bakıldığı zaman sac ayağın bütün ayaklarının da sapasağlam olduğunu görmenin gelecek adına ümit verdiğini belirtti.

Kaya, “Bu sacın üç ayağını devlet, millet ve sivil toplum olarak düşündüğümüzde de burada bu üç ayağın da temsil edildiğini görüyor, bundan dolayı da mutluluk duyuyoruz. Günümüz dünyasında, ekonomik büyüme tüm ülkeler için önemli bir hedeftir. Ancak bu hedef, tek başına anlamlı ve yeterli değildir. Bunun yanında, bir ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedefine de sahip olması önemlidir. Sürdürülebilir kalkınma hedefinde, kadınlarımızın toplum hayatının her alanında yer almalarını sağlamak; bir anlamda kadının statüsünü güçlendirmek, temel unsurlardan biridir. ” diye konuştu.

Türkiye olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 15 yılda devrim niteliğinde anayasal ve yasal düzenlemeler yaparak önemli adımlar atıldığını vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:

“Hükümetimizin temel politikalarını oluştururken, kadının toplumsal statüsünün güçlendirilmesi, kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi ve kadına yönelik şiddet ve istismarın ortadan kaldırılması hedeflerini esas aldık. Hükümetlerimizin politika belgeleri çerçevesinde başlattığımız uygulamalarda, kadının aile kurumu içindeki vazgeçilmez rolü ile eğitim ve istihdam süreçlerini birlikte değerlendirdik. Bu yöndeki ortak çabalarımız kadınların başta eğitim ve istihdam olmak üzere toplumsal hayatın her alanında etkin ve güçlü bir kimlikle yer almalarını hedeflemektedir. Kadınla ilgili pek çok sorunun temelinde eğitim konusu doğrudan ya da dolaylı biçimde yer almaktadır. Türkiye olarak son 15 yılda, özellikle kız çocuklarının okullaşma oranında önemli bir başarıya imza attık. ”

– Kız çocukların okullaşma oranı

Hükümetin pek çok sosyal sorumluluk projesine öncülük ettiğinin altını çizen Kaya, “Ülkemizde kız çocukları için ortaöğretim kademesinde net okullaşma oranı 2002-2003 öğretim yılında yüzde 45,2 iken, bu oran 2016-2017 öğretim yılında yüzde 82,4'e yükselmiştir. Yüksek öğrenim öğrencisi kızlarımızın oranında da benzer biçimde çarpıcı bir artış söz konusudur. 2002-2003’te yüzde 13,5 olan oran 2015-2016 döneminde yüzde 42,6'ye yüskeldi. Tabii bu oranlardaki artışı memnuniyetle karşılıyoruz ama asla yeterli görmüyoruz. Bunları yüzde 100'e çıkarana kadar çalışmaya devam edeceğiz. Bakanlık olarak, geleceğimize ışık tutan çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimli bir birey olarak yetişmesini güçlü aile ve toplum yapısı için en öncelikli konularımızdan biri olarak görüyoruz. ” ifadelerini kullandı.

Bakan Kaya, çocukların okula devam oranlarının artırılması, okul terklerinin önlenmesi ve 12 yıllık zorunlu eğitim sürecini tamamlayabilmeleri için Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte çalıştıklarını kaydederek, kız çocuklarının okullaşma oranındaki anlamlı yükselişin, erken yaşta evlilikle mücadeleye olumlu katkı sunduğunu belirtti.

Eldeki istatistiki verilere göre erken yaşta evliliklerin yıllar itibarıyla azaldığının görüldüğünü aktaran Kaya, “16-17 yaşta evlenen kız çocuklarının toplam evlilikler içindeki oranı 2002 yılında yüzde 7,3 iken, bu oran 2016'da yüzde 4,6'ya gerilemiştir. Ancak bu orandaki düşüşü de yeterli bulmadığımızı ve ülke ortalaması üzerinde orana sahip 8 ilde özel bir çalışma yürüttüğümüzü de belirtmek isterim. ” dedi.

– Kadın istihdamındaki artış

Kadın istihdamının artırılması gerektiğine değinen Kaya, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin temel önceliklerinden birinin bu olduğunu vurguladı. Kadın istihdamının, ekonomik büyüme ile birlikte amaçlanan sosyal gelişim açısından da önemli bir güç olduğunu dile getiren Kaya şöyle konuştu:

“Nüfusun yarısını oluşturan kadınların istihdama katılımı göz ardı edilerek başarı elde edilmesi mümkün değildir. Kadınların kalkınmadaki rollerinin ileri bir düzeye taşınması için Bakanlığımız pek çok alanda öncü olmaktadır. 2002 yılından günümüze elde edilen ilerleme bu yöndeki çabaların somut bir ifadesidir. 2005 yılında kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 23,3 iken, 2017 Temmuz ayı itibarıyla bu oran yüzde 34,3'e yükselmiştir. Aynı dönem için yüzde 20,7 olan kadın istihdamı oranı yüzde 29,3’e yükselmiştir. Ulusal İstihdam Stratejisi’ne (2014-2023) göre, 2023 yılında, kadınların iş gücüne katılım oranında hedefimiz, yüzde 41'e ulaşmaktır. Kadınların istihdam oranında yakaladığımız artışın bir dizi tedbirin sonucu olduğunu biliyorsunuz. ”

Aile hayatı ile iş hayatı arasında bir seçime zorlanan kadını bu çatışmadan kurtarmak için önemli adımlar attıklarına dikkati çeken Kaya, çalışan kadınların anneliğini teşvik için çok önemli düzenlemelerin hayata geçirildiğini örneklerle anlattı.

Hamilelik, doğum ve süt izinlerinden esnek çalışmaya, iş yerlerinde kreş zorunluluğuna kadar kadınların anneliğini kolaylaştıracak pek çok uygulamanın hayata geçirldiğini söyleyen Kaya, bu bağlamda Aile Sosyal ve Politikalar Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Borusan Holding arasında imzalanan iş birliği protokolü kapsamında Organize Sanayi Bölgelerinde kreşlerin kurulması için “Annemin İşi Benim Geleceğim ” projesini geliştirildiğini ve bununla 2019 yılı sonuna kadar toplam 10 OSB'de kreş açmayı hedeflediklerini kaydetti.

Kadın ve yoksulluk kavramlarının, yan yana gelmesini istemedikleri kavramlar olduğunun dile getiren Kaya, “Bu nedenle kadının istihdamı ve girişimci olmasına yönelik her adımı destekliyoruz. Çünkü millet olarak sahip olduğumuz beşeri sermayenin yarısını oluşturan kadınlarımızın bilgi, yetenek, sezgi gücü ve tecrübelerinden faydalanmamak bizim için büyük bir kayıp olacaktır. Bakınız, ülkemizde işveren olan ve kendi adına çalışanların toplamı içinde kadınların oranı yüzde 14,6'dır. Bu oranı da hiç yeterli bulmuyoruz. 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almayı hedefleyen ülkemiz için, kadın girişimciliğinin artması olmazsa olmaz bir hedeftir. Türkiye’nin sosyal ve ekonomik gelişmesine katkıda bulunmak için ekonomik değer yaratan kadın girişimci sayısını artırmak, var olan kadın girişimcileri güçlendirmek ve onları dünya ile bütünleştirmek adına herkese önemli görevler düşüyor. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kadın girişimcilerin karşılaştığı sorunların başında, finansal kaynak bulma güçlüğü ve sermaye yetersizliği geliyor. ” değerlendirmesinde bulundu.

– Parlamentodaki temsil oranı

Bakan Kaya, 2002 yılında parlamentodaki kadın temsil oranı 24 kadın milletvekili ile yüzde 4,4 iken, 1 Kasım 2015 seçimlerinde bu oranın 81 kadın milletvekili ile yüzde 14,7'ye yükseldiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belediye meclis üyeleri arasında kadınların oranı 2004’te yüzde 2,3 iken, bu oran 2014’te yüzde 10,7'ye yükselmiştir. Benzer şekilde iş hayatında, sivil toplum kuruluşlarında ve bilim dünyasında kadınların toplam içindeki oranında anlamlı bir artış söz konusudur. Bu artışlar hem kadının statüsünün güçlenmesi, hem de ülkemizin gelecek hedefleri açısından çok önemli kazanımlardır, ancak yeterli değildir. Bu kazanımlarımızı daha da artırmak için Bakanlık olarak, Hükümet olarak sivil toplum kuruluşlarımızla ve ilgili tüm taraflarla yakın iş birliğimizi devam ettireceğiz. Konuşmamın başında da belirttiğim gibi kadına yönelik çalışmaların bütünlük içinde ele alınması zorunludur. Eğitim, sağlık, istihdam, çalışma hayatı, sosyal yardımlar ve ekonomik hayatı bir bütün olarak görmek zorundayız. ”

Kadınların kendi aralarındaki ayrışmalar ve kadın hareketinin içine düştüğü ideolojik kavgalar, kısır tartışmaların herkesten önce yine Türk kadınına zarar verdiğini vurgulayan Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yakın geçmişte bu tartışmaların acı örneklerini hep birlikte izledik, yaşayarak tecrübe ettik. Kadının güçlendirilmesine yönelik hangi adım atılsa, kadınlarımızın özgürlüğünü tıkayan meseleleri aşmak için ne zaman bir fikir ortaya atılsa, daha bu fikir icraata geçmeden hemen ayrışmalar, kutuplaşmalar başlıyor. Birileri dışarıdan bıyık altından bizlere gülerken, maalesef bizler de var gücümüzle birbirimize giriyoruz. Maalesef son dönemde gündeme gelen meselelerde de bunun örneklerini görüyoruz. Hiç kimse endişe etmesin. Hiç kimse yanılgıya düşmesin. Hükümet olarak attığımız adımlar kadının statüsünü zayıflatan değil, güçlendiren hamlelerdir ve emin olun ki zaman bizleri haklı çıkaracaktır. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?