Şehit diplomat Yergüz için Cenevre'de anma töreni düzenlendi

CENEVRE (AA) – İsviçre'nin Cenevre kentinde, ASALA terör örgütü üyesinin 9 Haziran 1981'deki silahlı saldırısı sonucu şehit olan Başkonsolosluk Sekreteri Mehmet Savaş Yergüz anıldı.

Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosu Mehmet Sait Uyanık'ın ev sahipliğindeki törene, Türkiye'nin Bern Büyükelçisi Emine Ece Özbayoğlu Acarsoy, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Sadık Arslan ve Türkiye'nin Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Alparslan Acarsoy katıldı.

Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı.

Bern Büyükelçisi Acarsoy burada yaptığı konuşmada, "Şehitlik, en yüksek mertebelerdendir. Bizde şehitlerin yeri, belki hiçbir millette olmadığı kadar kıymetlidir. Bu minvalde, tıpkı aziz milletimiz nezdinde olduğu gibi, mensubu olmaktan gurur duyduğumuz, 40 şehidini toprağa vermiş olan Dışişleri camiası için de şehitlerimizin yeri apayrıdır ve unutulmazdır. Şehitlerimizin adlarını Bakanlığımızın girişindeki anı tablosuna kazıdığımız gibi, yüreklerimize de kazımış bulunmaktayız." dedi.

– Cenevre'deki sözde "soykırım" anıtına tepki

Ermeni terör örgütlerinin saldırıları başta olmak üzere, terör eylemlerine merhum Yergüz gibi mesai arkadaşlarını, dostlarını, meslek büyüklerini kurban verdiklerini dile getiren Acarsoy, şöyle konuştu:

"Bizler de ülkemizin İsviçre’deki temsilcileri olarak, Yergüz'ün hatırasını Cenevre şehrinde gerek her yıl düzenlediğimiz anma törenlerimizle gerek daha da somut biçimde yaşatmak için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Tabiatıyla, 2018 yılının nisan ayında, hukuki süreç devam ederken, bazı yerel siyasetçilerin göz yummasıyla ve bir oldubittiyle Cenevre şehrindeki bir parkta açılışı yapılan sözde 'soykırım' anıtının şehitlerimizin hatıraları bakımından yol açtığı tahribatı da unutmayacağız."

Acarsoy, 1915 olayları gibi tarih ve hukuk önünde Türkiye'nin haklı olduğu bir konuda suikastler, tehditler, karalama kampanyaları, sözde anıtlar ve anma günleri veya çeşitli ülke hükümetleri veya parlamentolarınca kısır oy hesapları biçiminde atılan adımların Türkiye'yi yolundan yıldıramayacağının altını çizdi.

– Türkiye tarihle yüzleşmekten korkmamaktadır"

"Bir kez daha vurgulamak gerekir ki, 1915 olayları konusunda Türkiye tarihle yüzleşmekten korkmamaktadır." diyen Acarsoy, Türkiye'nin, konunun mahiyetini araştırmak amacıyla bağımsız tarihçilerden oluşan bir komisyon kurulması önerisinin 2005 yılından bu yana masada olduğunu anımsattı.

Büyükelçi Acarsoy, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de "soykırım" söyleminin mutlak gerçeği yansıtmadığını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.

– "Sözde soykırım lekesi Türk milletinde tutmaz"

AİHM kararına göre, 1915 olaylarının meşru bir tartışma konusu olduğuna ve sözde "soykırım" iddiaları etrafında genel bir uzlaşı mevcut olmadığına vurgu yapan Acarsoy, şunları kaydetti:

"Bu konuyla ilgili Türk anlatısının dillendirilmesi, demokratik bir haktır ve ifade özgürlüğünün koruması altındadır. Bu konudaki haklılığımızı her platformda savunmaya devam etmekteyiz. Sözde soykırım lekesi Türk milletinde tutmaz. Bizim mayamızda bu yok. Geçmişinde olduğu gibi bugününde de düşküne, zor durumda olana el uzatanın, imkanlarını paylaşanın, bu hususta halen uluslararası alanda örnek gösterilenin ülkemiz olduğu asla unutulmamalıdır. İnsani dış politikamızla hemen her coğrafyada yolumuza ve bizden çok daha müreffeh olan ülkelere bile örnek olmaya devam etmekteyiz. Bununla gururlanmaktayız."

– "Yergüz, haince ve kalleşçe şehit edildi"

Başkonsolos Uyanık da yaptığı konuşmada, şehit Yergüz'ün başkonsolosluktaki mesaisini tamamladıktan sonra ailesine kavuşmak üzere evine giderken 9 Haziran 1981'de terör örgütü ASALA mensubu tarafından sokak ortasında haince, kalleşçe şehit edildiğini söyledi.

Uyanık, "Yergüz'e sıkılan kurşun, ülkemize ve vatandaşlarımıza hizmet dışında gayesi bulunmayan, henüz 39 yaşındaki masum insanı değil, aynı zamanda temsil etmekte olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni hedef almıştır. Ermeni terör örgütünün şehit ettiği mesai arkadaşlarımızı unutmadık, asla da unutmayacağız. Bizlere düşen görev şehitlerimizin aziz hatıralarını her daim yaşatmak ve onların her takdirin ötesindeki isimlerini ve miraslarını yükselmektir." ifadelerini kullandı.

Şehit Yergüz'ün, İsviçre polisince yakalanan ve daha sonra yargılanarak, hapis cezası verilen eli kanlı katilinin serbest bırakılması için ASALA terör örgütünün 19-22 Temmuz 1981 arasında İsviçre'de dört bombalı saldırı gerçekleştirdiğini anımsatan Uyanık, bu saldırılarda onlarca İsviçrelinin yaralandığını ve bir kişinin de hayatını kaybettiğini aktardı.

Uyanık, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca hazırlanan ve bu yıl İstanbul'da Sirkeci Garı'nda ve ABD'nin birçok şehrinde eşzamanlı olarak düzenlenen Şehit Diplomatlar Sergisi'nde 1973 ile 1984 yılları arasında Ermeni terör örgütlerinin şehit ettiği diplomatların hayat hikayelerinin sunulduğunu, Yergüz'ün kendisine ayrılan panonun bir örneğinin de Başkonsolosluk binasında sergilendiğini sözlerine ekledi.

– Yergüz'ün şehit edildiği alana çelenk ve karanfiller bırakıldı

Başkonsolosluktaki anmanın ardından katılımcılar şehit Yergüz'ün Cenevre'de şehit edildiği bölgeyi ziyaret etti. Yergüz'ün şehit olduğu caddenin bitişindeki bir parka Büyükelçi Acarsoy ve Başkonsolos Uyanık birlikte Yergüz'ün fotoğrafının olduğu bir çelenk bıraktı.

Törene katılan diplomatlar ve İsviçre'deki Türk sivil toplum kuruluşlarının başkanları da Yergüz'ün çelenk alanına karanfiller bıraktı.

– Yergüz'ün katili tahliye edilmişti

Cenevre Başkonsolosluğu Sekreteri Mehmet Savaş Yergüz, 9 Haziran 1981'de mesai bitiminde başkonsolosluktan çıkıp evine yürürken ASALA mensubu terörist Mardiros Jamkochyan tarafından sokak ortasında vurularak şehit edilmişti.

Jamkochyan, İsviçre'de Aralık 1981'de 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmış, 12 yıl sonunda şartlı tahliye edilmişti. Terörist Jamkochyan'ın serbest bırakılmasını sağlamak için ASALA tarafından kurulan 9 Haziran Grubu'nun 19-22 Temmuz 1981 arasında Zürih, Bern, Lozan ve Cenevre'de gerçekleştirdiği bombalı saldırılarda 1 kişi ölmüş, 30 kişi yaralanmıştı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?