SBÜ Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl: “Tıbbiyelilerin yaktığı bağımsızlık ateşi bu topraklarda ilelebet yanacak”

İSTANBUL (AA) – HATİCE ŞENSES – Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında hastanelerde görev yapan tüm sağlık personelinin 14 Mart ruhuyla çalışarak ihanet girişiminin akamete uğratılmasında önemli bir rol üstlendiğini belirterek, "Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane öğrencilerinin yaktığı bağımsızlık ateşi, bu aziz topraklarda ilelebet yanacak ve harici-dahili düşmanlarımızın karşısında destan olarak duracaktır, yeter ki milletçe bir ve beraber olalım." dedi.

Prof. Dr. Erdöl, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, bayramın özü itibarıyla İstanbul'un 13 Kasım 1918'de itilaf güçlerince işgal edilmesine karşı Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane öğrencilerinin başlattığı bir direniş hareketi olduğunu aktardı.

Erdöl, 13 Kasım 1918'de 22 İngiliz, 17 İtalyan, 12 Fransız, 4 Yunan gemisi ve 6 denizaltıdan oluşan 61 parçalık İtilaf donanmasının mütareke şartlarının kendilerine verdiği işgal yetkisini gerekçe göstererek, İstanbul önlerine gelip demir atmasını Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane öğrenci ve hocalarının gözyaşlarıyla izlediklerini anlatarak, mütevazi ve bilge bir alim olan Tevfik Salim Sağlam'ın yürek parçalayan bu manzara karşısında öğrenci ve hocalara hitaben, "Efendiler! Ordusu asla mağlup olmamış bir milletin çocuklarısınız. Çanakkale'de aylarca ateş ve ölüm saçan ve büyüklerinizi korkutup yenemeyen, arzuladığı bugüne o yoldan kavuşamayan bu donanmanın bugünkü kuru gürültüsü sizi telaşlandırmasın." ifadelerini kullandığını aktardı.

– "İki saat kulesi arasına asılan Türk bayrağı milli mücadelenin fitilini ateşledi"

İşgalden kısa bir süre sonra İngilizlerin Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane'ye yerleşmek istediğini anımsatan Erdöl, bu direniş hareketini şu sözlerle anlattı:

"Fakat öncü meslektaşlarımızın direnmesi karşısında bu emellerini ancak 3 Şubat 1919'da gerçekleştirebilirler. Öğrenciler, Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane'ye yerleşen İngiliz birliklerinin komutanı tarafından çatı katına sürülür, karyolaları altlarından alınarak, yer döşeklerinde yatmaya mecbur edilirler. Üniformayla bile gezmeleri yasaklanır. Öğrenciler derslere ve laboratuvarlara pijamalarıyla girerek baskıları protesto ederler. Bu protestolar karşısında üç öğrencinin bir araya gelmesi yasaklanır.

İngilizlerin işgalinden ve baskılarından büyük bir rahatsızlık duyan öncü meslektaşlarımız okul yönetimine, 1827'de eğitime başlayan Tıbbiyye'nin, o güne kadar hiç yapılmayan 92. kuruluş yılını kutlama toplantısı düzenleyeceklerini bildirirler. 14 Mart 1919 günü Dar-ül Fünun Konferans Salonunda tertiplenen toplantıya Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane'nin hoca ve öğrencileri, İngiliz-Amerikan-Fransız Kızılhaç temsilcileri, Fransız Sıhhiye Müfettiş-i Umumisi, İnas Darülfünunu (Kız Üniversitesi) öğrencileri ve Osmanlı basını temsilcileri katılır.

Dr. Memduh Necdet burada yaptığı ateşli konuşmada: 'İtiraf ediyoruz ki vatan, bilhassa onun kalbi, beyni olan İstanbul bu dakikada korkunç bir buhran geçiriyor. Ama korkmuyoruz… Buradayız, burada kalacağız… İstanbul bizimdir, çünkü halife ve hakan yatağıdır. İstanbul bizimdir, çünkü şehitler ve tarih buradadır. İstanbul bizimdir, çünkü istiklal buradadır.' cümlelerini bitirdiğinde, salon alkış seslerinden adeta yıkılır. İngiliz bahriyelileri toplantıyı şiddet kullanarak dağıtır, birçok öğrenciyi tutuklar. Payitahtta ay yıldızlı bayrağın dışında başka bir bayrağın dalgalanmasından rahatsız olan öğrenciler toplantıyla eş zamanlı olarak okulun iki saat kulesi arasına büyük bir Türk Bayrağı asarlar. Bu eylem tüm ülkede büyük bir ses getirir ve milli mücadelenin fitilini ateşler."

– "Aynı ruh ve aynı heyecanla ihanete boyun eğmeyeceğimizi haykırdık"

Prof. Dr. Cevdet Erdöl, bugün kutlanılan 14 Mart Tıp Bayramı'nın çıkış noktasının işgale karşı bir direniş hareketi olan bu olay olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane'de şekillenmiş olan Tıbbiyeli ruhu, her daim milli mücadele bilincinin içinde kendine yer bulmuştur. Ya bayrakları bayrak yapmak için dökülmüş kanların sahibi Mehmetlere şifa olanlardan ya da bu toprakları vatan kılmak için şehadet şerbetini içenlerden olmayı seçmişlerdir. Elbette zaman geçmiş, tarih değişmiş olsa da şer odaklarının işgal senaryoları değişmemiştir. Paralel ihanet çetesi tarafından milletimizin üstüne bomba yağdırıldığı 15 Temmuz gecesi, tıpkı 14 Mart 1919'da işgale ilk tepkiyi gösteren öncü tıbbiyeliler gibi, bugünkü tıbbiyeliler olarak Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahanenin iki saat kulesi arasına al bayrağımızı çekerek aynı ruh ve aynı heyecanla ihanete boyun eğmeyeceğimizi haykırdık. O hain gece ve sonrasında hastanelerimizde görev yapan tüm sağlık personelimiz, 14 Mart ruhuyla çalışarak ihanet girişiminin akamete uğratılmasında önemli bir rol üstlendiler. Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane öğrencilerinin yaktığı bağımsızlık ateşi, bu aziz topraklarda ilelebet yanacak ve harici-dahili düşmanlarımızın karşısında destan olarak duracaktır, yeter ki milletçe bir ve beraber olalım."

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?