Sağlık sisteminin çöktüğü Yemen'de halk, Kovid-19'un ikinci dalgasıyla kendi imkanlarıyla mücadele ediyor

ADEN (AA) – MUHAMMED ES-SAMİİ – Uzun yıllardır devam eden iç savaş nedeniyle dünyanın en büyük insani krizinin yaşandığı ve sağlık sisteminin çöktüğü Yemen'de, çaresiz halk yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ikinci dalgasıyla kendi kısıtlı imkanlarıyla mücadele etmeye çalışıyor.

İç karışıklığın hüküm sürdüğü açlık ve önlenebilir salgın hastalık nedeniyle bile binlerce kişinin hayatını kaybettiği Yemen'de Kovid-19 salgınının ikinci dalgası, halkın sıkıntılarına bir yenisini daha ekledi.

Sağlık alanındaki mevcut imkansızlıklar devam ederken, son haftalarda artan vaka sayıları, en kalabalık nüfusa sahip vilayetlerden Taiz başta olmak üzere ülkedeki hastanelerin kapasitesini zorluyor.

Eylül 2014'ten bu yana İran destekli Husiler ile hükümete bağlı güçler arasında çatışmalara sahne olan Yemen'de, açlık ve yoksulluğun yanı sıra sağlık sistemindeki ilaç, ekipman ve çeşitli imkanların yetersizliği nedeniyle hastalığa yakalanan vatandaşlar sağlık kuruluşlarına dahi başvuramıyor.

Yemen'de son haftalarda ölü ve vaka sayısında ciddi bir artış kaydedilirken hükümetin kontrolü altındaki bölgelerde virüs kaynaklı can kaybının 932'ye, vaka sayısının ise 4 bin 697'ye yükseldiği; 1715 kişinin ise iyileştiği ifade ediliyor. Ancak bu rakamların Husilerin kontrolündeki bölgeleri içermediği belirtiliyor.

Husilerin kendi hakimiyeti altındaki bölgelerde salgının seyriyle ilgili bilgi paylaşmaması tepki çekiyor.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisine (OCHA) göre, ülkede açıklanan resmi vaka sayıları, salgının gerçek yayılımını yansıtmıyor. OCHA, 2 Nisan Cuma günü yaptığı açıklamada, salgının daha fazla yayılması ve durumun kötüye gitmesinin önüne geçmek için tedbirlere uyulması çağrısında bulundu.

– "Sağlık sistemi en kötü dönemini yaşıyor"

Taiz Halk Sağlığı ve Nüfus Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Teysir es-Sami, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ülkede nüfusun en yoğun olduğu şehirlerden Taiz ve diğer kentler, koronavirüsün ikinci dalgasıyla karşı karşıya." dedi.

Sami, Husilerin kontrolü altındaki bölgelerde vaka sayılarına ilişkin resmi açıklamaların yapılmadığına işaret ederek, sağlık sisteminin şu ana kadar yaşadığı en kötü dönemden geçtiğini belirtti.

Sağlık sektörünün ikinci dalgayla kısıtlı imkanlar dahilinde mücadele ettiğini söyleyen Sami, "Sağlık ekipleri, salgın karşısında önleyici tedbirlerden ve teçhizattan yoksun olmasına rağmen halkı korumak için azami özen ve özveri ile çalışıyor." dedi.

Sami, koruyucu önlemlerin olmaması nedeniyle sağlık sektöründeki pek çok meslektaşının Kovid-19'a yakalandığını kaydetti.

Sağlık sektörüne yönelik kısıtlı desteğin gölgesindeki Yemen'de salgından korunma konusundaki tek dayanak noktalarının mümkün olduğunca vatandaşların bilinçlendirilmesi ve tedbirlere uyulması olduğuna dikkati çeken Sami, "Birinci dalganın bittiği gibi ikincisinin de bitmesini umut eder olduk." diye konuştu.

– "İkinci dalga daha hızlı yayıldı"

İnsani yardım alanında araştırmalar yapan gazeteci Affaf el-İbare ise "Yemen'de salgının hızla yayılmasıyla insani ve sağlık durumu, her zamankinden daha da kötü ve trajik bir hal aldı." ifadesini kullandı.

"İkinci dalga, geçen yıl bu aylarda başlayan ilk dalgadan daha hızlı yayıldı." diyen İbare, şunları kaydetti:

"Yemenlilerin çoğu virüse yakalandı. Ancak tedavi için hastaneye gidilemediği ya da yetkililerin vakaları inceleme ve izleme konusundaki başarısızlığından ötürü istatistiklere geçmedi. Yetkililerin, açıkladığı rakamlar, felaket haldeki sağlık durumuna kıyasla çok küçük bir oran."

İbare, Yemenlilerin çoğunun yoksulluk nedeniyle koruyucu önlemlerden uzak kaldığına hatta her zaman maske ve eldiven alamadıklarına işaret ederek, böylesi kritik bir dönemde Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarının etkin bir rol alacağının varsayıldığını vurguladı.

İkinci dalganın gelecekteki sürecine dair gelişmelerin hala belirsizliğini koruduğuna dikkati çeken İbare, sözlerine şunları ekledi:

"Ülkedeki sağlık durumu gerçekten trajik bir halde salgınla mücadele konusunda ne yetkililer ne de bağışçılardan etkin bir müdahale var. Böyle bir durumda Yemenliler salgın hastalıkla bir başlarına ve 'virüsten hızlıca kurtulma umudundan ibaret' ellerindeki tek silahlarıyla mücadele ediyor."

– "Ülke büyük bir kabristana dönüşebilir"

Taiz'de ikamet eden Yemenli Muhammed Seyf, tüm kentlerde vaka sayılarında dehşet bir artış olduğunu ve ülkedeki sağlık sisteminin çöktüğünü dile getirdi.

Seyf, "Hastaneler dolup taşıyor. Sağlık imkanları korkunç düzeyde yetersiz diyebilirim. Yoksulluğun pençesindeki halk, kendini salgın hastalıklardan koruyacak tıbbi araç ve gereçlerden tamamen yoksun, ne yazık ki bunları satın alabilecek maddi güçleri yok. Duadan başka elimizden bir şey gelmiyor." dedi.

Bir süre önce eşiyle Kovid-19 belirtileri gösterdiklerini ve iyileşene kadar evde beklediklerini belirten Seyf, şu ifadeleri kullandı:

"Hasta olunca hem kısıtlı maddi durumumuz hem de sağlık alanındaki imkansızlıklar nedeniyle hastaneye bile gidemedik. İyileşene kadar çaresizce evde beklemek zorunda kaldık."

Seyf, salgın nedeniyle zor günler yaşadıklarını ve yakınlarından hayatını kaybedenler olduğunu belirterek, şartların bu şekilde devam etmesi durumunda sağlık sisteminin çökmesi sonucu ülkenin büyük bir kabristana dönüşebileceği uyarısında bulundu.

Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına göre halkının üçte ikisinin sağlık hizmetlerine ulaşmakta sıkıntı yaşadığı, çatışmalar nedeniyle sağlık merkezlerinin yüzde 50 kapasiteyle çalışabildiği bir dönemde Yemen, salgınla mücadele etmeye çalışıyor.

Yemen Sağlık Bakanı Kasım Buheybih, 26 Mart'ta yaptığı açıklamada, Arap ülkelerindeki mevkidaşlarına "Kovid-19 ve diğer salgın hastalıklara karşı Yemen'e destek olmaları" çağrısında bulunmuştu.

BM Sözcü Yardımcısı Ferhan Hak ise Yemen'de mart ayında tespit edilen Kovid-19 vakalarının bir önceki aya göre yüzde 50 arttığını kaydetmişti.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?