Sağlık Bakanı Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu: (5)

ANKARA (AA) – Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Şu an sokağa çıkma gibi bir yasağın söz konusu olmadığını ve Bilim Kurulu'nun da şu an öyle bir önerisinin olmadığını söyleyebilirim." dedi.

Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Bakan Koca, Bilim Kurulu'nun vaka sayılarının artmasına bağlı olarak sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili bir önerisinin olup olmadığı ve bu hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasının yaşanıp yaşanmayacağının sorulması üzerine, dünyada sokağa çıkma yasağına benzer kısıtlamalardan uzak kalındığını, bu uygulamaların tercih edilmediğini söyledi.

Koca, şöyle devam etti:

"Türkiye için de şu an sokağa çıkma gibi bir yasağın söz konusu olmadığını ve Bilim Kurulu'nun da şu an öyle bir önerisinin olmadığını söyleyebilirim. İnsandan insana geçen bu virüsün yakın temasla geçtiğini bildiğimiz için maske ve mesafeyi çok söylüyoruz ve hep de tekrara düşüyoruz ama bu bulaşın önlenmesinin en kestirme yolu, mesafe ve mesafeyi koruyamadığımız noktada maske."

Mesafe ve maskenin çok pratik ve basit iki uygulama olduğunu, bunlarla da sonuç alındığının bilindiğini aktaran Fahrettin Koca, bu nedenle İl Hıfzıssıhha Kurullarının daha çok haraketliliği azaltan, yoğunlaşmanın olduğu durumlar için esnek mesai uygulamaları ve ulaşımla ilgili düzenlemeler gibi birtakım kararlar aldığını söyledi.

Koca, "Bu esnek mesai saat uygulamalarıyla ilgili sadece kamu değil, Bilim Kurulu özel sektörün de benzer şekilde bu uygulamanın içinde olmasını zaten öneriyor. Burada özellikle İl Hıfzıssıhha Kurullarının sadece kamu değil, özel için de benzer şekilde kararların ilin durumuna, salgının seyrine göre alabileceğini söylemek istiyorum." diye konuştu.

Son dönemde vakalardaki yaş ortalamasının düşüşü ve ağır hasta ile ölüm oranlarındaki artışın sebebinin sorulması üzerine Bakan Koca, şunları kaydetti:

"Özellikle son dönem hareketliliğin artmasıyla birlikte gençlerde bu salgının taşıyıcılığının daha yoğun olduğunu görmeye başladık, yani hareketlilikle bu daha çok arttı ama gençlerde giderek hayatını kaybedenlerin sayısının aynı oranda olmadığını, düşük olduğunu, hiç olmadığını söylemiyorum, son dönem genç yaşta kaybettiğimiz vatandaşlarımız oldu ama genç yaşta kaybettiklerimizin genelde ağırlıkla altta yatan bir kronik rahatsızlığı ya da immün yetmezliği söz konusuydu. En son hayatını kaybeden öğrencimizin de yakınlarına buradan başsağlığı ve Allah'tan rahmet diliyorum, primer immün yetmezliği olan bir öğrencimizdi. 42 gün gibi bir zaman diliminde epey bu anlamda arkadaşlar yoğun bir çaba içinde oldular, maalesef hayatını kaybetmiş oldu ama gençlerin bulaştırıcılığının yüksek olduğunu ve özellikle de kronik rahatsızlığı olan ve yaşlı büyüklerimize bulaştırma noktasında çok ciddi bir sorun oluşturduğunu, o nedenle herkesin virüs taşıyormuş gibi maske ve mesafe kuralına uyması gerektiğini düşünüyoruz."

Koca, gençlerin kendilerini ve yaşlılar ile kronik rahatsızlıkları olan kişileri korumaları ve onlara hastalığı bulaştırma noktasında son derece hassas davranmaları gerektiğini hatırlattı.

– Okulların açılması

Fahrettin Koca, okulların gelecek hafta açılacağının hatırlatılması ve bununla ilgili yeni tedbirlerin alınıp alınmadığının sorulması üzerine, hazırlık ve 1'inci sınıflarla ilgili okulların ayın 21'inde açılması şeklinde bir karar alındığını hatırlattı.

Millli Eğitim Bakanlığı ile Bilim Kurulunun ilgili komisyonunun okulların nasıl açılması gerektiğiyle ilgili bir çalışma yaptığını aktaran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu dönemde 2+5 gün şeklinde, yani ortalama 5.6 günde kendisini gösterdiği için belirti verebilir düşüncesiyle hazırlık ve 1'inci sınıflarla ilgili 2+5 gün şeklinde bir uygulamaya geçilecek. Salgının çok yoğun olduğu illerde ise gerektiğinde İl Hıfzıssıhha Kurulları biliyorsunuz başlatmama noktasında karar alabilir. Şu an öyle bir durum yok. Bütün Türkiye'de hazırlık ve 1'inci sınıflar. 3 hafta sonrası için de salgının seyri, bölgesel durumu tekrar değerlendirilip ona göre kademeli geçiş olup olmayacağı veya nasıl olacağı tekrar değerlendirilmiş olacak."

– Grip ve zatürre aşıları

Grip ve zatürre aşıları için Aile Sağlığı Merkezlerinin arandığı, bunun için yaklaşık 2 hafta sonrasına gün verildiği gibi bazı duyumların alındığının ve bunun doğru olup olmadığının sorulması üzerine Bakan Koca, şu an pnömokok aşısının yaygın olarak piyasaya verildiğini, pnömokok aşısının kimlere yapılması gerektiğiyle ilgili de bir sorun olmadığını söyledi.

Koca, bu aşının kronik hastalığı olan ve 65 yaş üzeri kişilere yapılması gerektiğini, bunun da zaten ücretsiz yapıldığını aktararak, herhangi bir sorunun söz konusu olmadığını ifade etti.

Pnömokok aşısının her yıl değil 5 yılda bir yapılan bir aşı olduğuna dikkati çeken Fahrettin Koca, şunları kaydetti:

"Bu süreçte yaptırmış olanlar zaten bir daha yaptırmamış oluyor. Grip aşısı daha Türkiye'ye gelmiş değil, dünyada da daha uygulaması başlamadı. Grip aşısının geçen de bahsetmiştim, dünyada arzının artışı yüzde 20'yi geçmedi ama grip aşısının uygulamasıyla ilgili sanki koronaya karşı koruyan bir korona aşısıymış gibi bir algı oluşuyor, 'Herkes mutlaka bu aşıyı yaptırmalı' gibi bir yaklaşım söz konusu. Bu doğru değil yani dünyada herkese grip aşısı yaptırabilecek bir kapasite de yok, bu doğru da değil. O nedenle biz, geçen yıla göre daha fazla aşıyı tedarik etme noktasında, yüzde 20 artış değil, katlarla ifade edilen oranda temin etme durumundayız. Bu aşıyı daha da fazla temin etmek için gayret içindeyiz.

Yani grip aşısını zorunlu yapmamız gereken kişilere özellikle yapılmasını istiyoruz. Bilim Kurulu da bunla ilgili zorunluluk kimlere ve ücret almadan, ücretsiz yapılmalı konusunu gündemine almış durumda. Onunla ilgili kimlere yapılması gerektiği tespit edildiğinde de yeterince elimizde olan aşımızla yapmış olacağız. Bu anlamda sorun yaşanmayacağını ama bu yıl için yaygın grip aşısı kullanımıyla ilgili yanlış bir algı var. Bunun doğru olmadığını, zorunlu aşı yapılması gerekenler için de zaten sorun olmadığını söylemek istiyorum."

– "Virüs daha mutasyona uğramadı"

Uyarılara rağmen vatandaşlarda tedbirsizliklerin görüldüğünün, çağrıların eskisi kadar etkili olmadığının iddia edildiği ve buna yönelik yeni bir stratejilerinin olup olmayacağının sorulması üzerine Koca, hassasiyet gösteren çok vatandaşın olduğunu, ancak yer yer hassasiyet gösterilmediğinin de görüldüğünü söyledi.

Bakan Koca, salgının bittiği, yaz dönemi olduğu için etkisinin az olacağı ve giderek virüsün mutasyona uğrayarak etkisinin azalacağı, "Nasıl olsa hafif geçiriyoruz, çok ciddi bir etkisi olmuyor" yönünde bir yanlış algı olduğuna değinerek, "Virüs daha mutasyona uğramadı. Laboratuvar ortamında oldu ama daha ciddi anlamda insan bünyesinde etkisini, virülansını azaltacak bir mutasyon söz konusu değil. Virüsün etkisi devam ediyor. Yaz da kış da devam ediyor." şeklinde konuştu.

Temas ve yakınlık söz konusuysa yazın da kışın da virüsün insandan insana geçtiğini, bu nedenle herkesin çok hassas davranması gerektiğini aktaran Koca, her gün 1 ay öncesine göre vefat eden hasta sayısının 4 katını geçtiğini, 1 ay öncesine göre ağır hasta sayısının da yüzde 100'ü geçtini dile getirdi.

Genç yaşta hayatını kaybeden birçok hasta olduğunu aktaran Fahrettin Koca, şunları kaydetti:

"Teması önlememiz gerekiyor. İnsandan insana geçtiği için maskeyi son derece önemsiyoruz. Mesafeyi son derece önemsiyoruz. Şöyle bir yaklaşım da söz konusu, 'Bilim Kurulu bir dönem maske önermemişti, şimdi niye maskeyi öneriyor?' Bilim Kurulu baştan da maskeyi önerdi. Daha salgının ilk günlerinde, daha yoğun görülmediği dönemde, daha sayının 10'larla, 100'lerle ifade edildiği dönemde herkese maske uygulamasını zorunlu kılmanın bir anlamı yoktu. Çünkü sayı çok azdı. O dönemde şüpheli, temaslı veya pozitif olan kişilerin maske takmasını özellikle önemsedi ama devamında yaygınlaşınca, bu salgın giderek sayılarla artınca, o durumda da artık bunun yaygın olduğunu, herkesin kendisini pozitif, bu virüsü taşıyormuş gibi düşünmesini, artık herkesin bu virüsü potansiyel taşıyarak bulaştırabileceğini, o nedenle herkesin maskeyi takması gerektiğine karar verdi. Baştan da doğruydu, devamında da doğruydu. Şu an bütün dünyada da buna hiç itiraz eden kimse yok. Yaygın bir şekilde maskenin kullanılması gerekiyor. Mesafeleri de mutlaka bizim düzenlememiz gerekiyor. Yoğun, kalabalık ortamlara asla girmememiz gerekiyor ve bu kalabalıkları oluşturmamamız gerekiyor. Bu herkesin üzerine düşen bir sorumluluktur. Milletvekili, yönetici, bürokrat, vali ve herkesin üzerine düşen bir sorumluluk."

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?