Polislerin Reina saldırısında “görevi ihmal” davası

İSTANBUL (AA) – Ortaköy'deki eğlence merkezi Reina'ya 2017 yılbaşı gecesi düzenlenen ve 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısında, fail Abdulkadir Masharipov'u durdurdukları halde üst araması ve kimlik kontrolü yapmadan bıraktıkları iddia edilen iki polis memurunun, “görevi ihmal ” suçundan yargılanmasına başlandı.

İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, saldırı olduğu dönem Beşiktaş Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memurları tutuksuz sanıklar A.A. ve S.G. katıldı.

Savunmasını yapan A.A, olay tarihinde görevli olmadığını ve arkadaşıyla Ortaköy'de gezmeye çıktıklarını anlatarak, birinci köprünün altındaki Olay Yeri İnceleme Büro Amirliğinin yanına geldikleri sırada saldırıyı öğrendiklerini ifade etti.

Aracını da gördüğü emniyet müdürünün Reina önünde mevzilendiğini ve kapısı açık aracın bagajından bir çelik yelek alarak müdürüne yardımcı olmaya gittiğini anlatan sanık A.A, “Dışarıda polisler vardı ve henüz Reina'nın içine girilmemişti. Yerde yatan bir polis memuru vardı. Ambulans çağrıldı, özel güvenlikçiler içeriden bir telsiz çıkardı, 'Arapça konuşuluyor, Arapça bilen var mı?' diye sordu. Çevreden aramaya başladım, bulamadım. Reina'nın kapısının yan tarafında bulunan diğer kapıdan özel harekat görevlileri içeri girdi. Beşiktaş Emniyet Müdürümüz ve diğer yetkililer de içeri geçip kamera güvenlik odasına girdiler, güvenlik kamera kayıtlarını izlediler. ” diye konuştu.

Eylemi yapan şahsın kıyafetlerini değiştirip çıkmış olabileceğinin söylendiğini ve Reina içindeki kişilerin bir kısmının ilk etapta kapılardan çıkarıldığını aktaran sanık A.A, “Kalan kişiler de yaralı dahi olsa üstleri aranarak kontrol edildikten sonra çıkarıldı ve memurlar eşliğinde Olay Yeri İnceleme Büro Amirliğinin önünde toplandı. Hiç kimsenin ayrılmasına izin verilmedi. Kulüp bu şekilde boşaltıldı. ” dedi.

Eylemi yapan şahsı durdurduğu, kimlik kontrolü ve üst araması yapmadan serbest bıraktığının iddia edildiğini hatırlatan polis memuru A.A, “Bununla ilgili görüntüler olduğu söyleniyor. Görüntüleri izledim. Görüntülerdeki kişinin ben olup olmadığını da bilmiyorum, net değil. Olay günü olayı gerçekleştiren kişiyi durdurup durdurmadığımı, üst araması ve kimlik kontrolü yapıp yapmadığımı da hiç hatırlamıyorum. Atılı suçu kabul etmiyorum. ” savunmasını yaptı.

– “Reina'dan bize doğru koşup gelenler vardı ”

Savunması sorulan sanık S.G. de olay günü gözaltı aracında 4 arkadaşıyla birlikte görevli olduğunu ve birinci köprünün altındaki Olay Yeri İnceleme Büro Amirliğinin önünde beklediklerini anlatarak, “Reina'dan bize doğru koşup gelenler vardı. Biz araçtan indik, ne olduğunu anlamaya çalıştık. Arka tarafımızda özel harekattan polis memurları vardı. Gelen kişiler, 'Reina'yı tarıyorlar.' dediler. Yanımıza kadar gelen yaralı bir şahıs yere düştü, sivil bir araçla hastaneye gönderdik. Özel harekat polisleri Reina'ya doğru giderken biz olduğumuz yerde beklemeye başladık. ” dedi.

Çevredeki karakollardan da ekipler geldiğini ve telsizlerden failin denize atladığının söylendiğini kaydeden S.G, “Failin üzerinde açık renk bir gömlek olduğu, beyaz tenli, 25 yaşlarında olduğu söyleniyordu. Sesi duyan herkes kaçışmıştı, ambulanslar zırhlı araçlar geçiyordu. Ben hiç kimseyi durdurduğumu hatırlamıyorum. Telsizden yapılan tarife göre o çevrede görüp şüphelendiğimiz hiç kimse olmadı. Telsizden denize atladığı söylenince de bizim tarafımızdan geçme olasılığı kalmadığını düşündük. ” şeklinde konuştu.

  • “Bulunduğum yerde olayları takip ettim “

Bu sırada yaralıların tahliye edildiğini ve kendisinin Reina'nın önüne ya da içine gitmediğini söyleyen S.G, şunları dile getirdi:

“Bulunduğum yerde kaldım ve oradan izledim. Olayları takip ettim. Yaralıların ve diğer kişilerin tahliye işlemi yapıldı. Yarım saat sonra telsizden tekrar anons geldi. Reina'dan çıkan kişilerin polis evinde ve Olay Yeri İnceleme Büro Amirliğinde toplanması emri geldi. Biz de bu anonstan sonra gelen şahısları bırakmadık, içeri aldık. Atılı suçu kabul etmiyorum. ”

S.G'nin avukatı Faruk Emre Akı, dosyada bulunan kamera görüntülerinin yeniden bilirkişiye gönderilerek, kayıtlardaki kişilerin sanıklar olup olmadığının tespit edilmesini talep etti.

  • “Tahliye emri, fail ayrıldıktan sonra verildi “

Olayın saat 01.18'de gerçekleştiğini, failin saat 01.24'de mekandan ayrıldığını ve saat 01.43'de telsizden Reina'dan çıkarılan şahısların ekipler amirliğine gönderilmesi talimatı verildiğini belirten avukat Akı, “Bu emir fail olay yerinden ayrıldıktan sonra veriliyor. Fail kaçtığı için müvekkilimin verilen emri uygulaması ve faili yakalaması mümkün değildir, emir geç veriliyor. Zaten ilk telsiz anonsunda da failin denizden atlayıp kaçtığı söyleniyor. Failin beyaz gömlekli ve siyah pantolonlu olduğu söyleniyor. Görüntülerde ise kıyafetler ve eşkal farklı. Sanıkların kendilerine verilen bilgi doğrultusunda failin o kişi olduğunu bilme ihtimalleri ve görevi ihmal pozisyonları yoktur. ” dedi.

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme, dosyanın bilirkişiye gönderilmesine ve görüntülerdeki kişilerin sanıklar olup olmadığının tespit edilmesine karar verdi.

Polis memuru olan sanıkların duruşmaya katılma zorunluluklarını kaldıran mahkeme, duruşmayı erteledi.

  • İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede sanıkların, olayın olay günü Reina saldırısının gerçekleşmesi sırasında fail olduğunu bilmedikleri Abdulkadir Masharipov'u durdurdukları halde, üst araması ve kimlik kontrolü yapmadan bıraktıklarının görüntülere yansıdığı belirtiliyor.

İddianamede sanıkların “görevi ihmal ” suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?