Parlamenterlerarası Kudüs Platformu İkinci Konferansı

İSTANBUL (AA) – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Her gün 5 defa aynı kıbleye yöneldiği, aynı mukaddes Kitaba, Peygambere inandığı kişilere husumet beslemenin İslam'da yeri yoktur. İkili münasebetlerimizde beliren bu fay hatları, Müslümanlar arasındaki gerilimden beslenen çevrelere zemin hazırlıyor, fırsat veriyor. Bu çevreler komşuyu komşuya, kardeşi kardeşe kırdırarak sömürge politikalarını rahatlıkla sürdürüyor. ” dedi.

Erdoğan, Pullman İstanbul Airport Hotel And Convention Center'da düzenlenen Parlamenterlerarası Kudüs Platformu İkinci Konferansı'ndaki konuşmasında, Aliya İzzetbegoviç'in “İslam güçlü ama Müslümanlar zayıf ” ifadesini hatırlatarak, sıkıntının bu olduğunu söyledi.

Filistin meselesi başta olmak üzere Müslümanların ortak dertlerine deva aranmasının kimi zaman bizzat kendi kardeşlerinde endişe oluşturduğunu anlatan Erdoğan, Libya'dan Yemen'e, Suriye'den Irak'a kadar İslam dünyasındaki çatışmaların dindirilmesine maalesef kimi politika ve eylemleriyle diğer Müslüman ülkelerin mani olduğunu vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'den kaçan teröristlerin, senelerce Batılı ülkelerle beraber kimi komşularında da himaye bulmasının bunun en çarpıcı örneğini oluşturduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

“15 Temmuz'da 251 vatandaşımızı şehit eden FETÖ'cülerin ülkemiz aleyhine yürüttüğü karalama kampanyalarına kimi dost görünen devletlerin de maddi, manevi destek vermesi, gerçekten düşündürücüdür. Peygamber Efendimiz, bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini tanımlarken, 'El Müslimü men selimel-Müslimune min lisanihi ve yedihi ” buyuruyor. Müslüman, diğer Müslümanların dilinden ve elinden selametli olduğu kişidir. Mesele bu, gerçek bu. Yaşadıklarımızın Müslümanlıkla, İslam kardeşliğiyle, hayırda yarışmakla hiçbir bağının olmadığı açıktır. Her gün 5 defa aynı kıbleye yöneldiği, aynı mukaddes Kitaba, Peygambere inandığı kişilere husumet beslemenin İslam'da yeri yoktur. İkili münasebetlerimizde beliren bu fay hatları, Müslümanlar arasındaki gerilimden beslenen çevrelere zemin hazırlıyor, fırsat veriyor. Bu çevreler komşuyu komşuya, kardeşi kardeşe kırdırarak sömürge politikalarını rahatlıkla sürdürüyor. ”

İslam dünyasında gerilim yükseldikçe Batılı şirketlerin karlarının da yükseldiğine dikkati çeken Erdoğan, “Türkiye'ye karşı oynadıkları oyun bu. Son zamanlarda yaptıkları hepinizin malumudur. Biz Müslüman kardeşlerimize o dönemde Gazze'nin 'İşte bak imkanların var, haydi gelin biz sizden sadaka, diyet, zekat istemiyoruz ama gelip en azından bir borç takviyesinde bulunabilirsiniz.' İnanır mısınız hemen hemen hiçbirinden ses yok, gık yok. Gene biz kendi göbeğimizi kendimiz kestik ve kendi ayaklarımız üzerinde tekrar yeniden ayağa kalktık. ” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Doğu'da çatışmalar arttıkça Batılı devletlerin silah satışlarının da arttığına işaret ederek, Müslüman Müslümanla uğraştıkça Filistin'de işgal, Arakan'da zulüm, Somali'de açlığın katlanarak devam ettiğini vurguladı.

Somali'de neredeyse Türkiye'den başka kimsenin olmadığını anımsatan Erdoğan, “Oradaki kardeşlerimizin yanında biz varız. Bir büyükelçilik var orada sadece, Türkiye. ABD konteyner içinde büyükelçilik kurmuş. İngiltere konteyner içinde büyükelçilik kurmuş. Bizden başka yok. Dünyada en büyük büyükelçiliğimiz Somali'de. 80 bin metrekare üzerinde muhteşem bir büyükelçiliğimiz var hamdolsun. ” ifadelerini kullandı.

  • “Farklılıklarımızı kaşıyorlar “

Erdoğan, bir süredir Şii, Sunni ayrımı üzerinden alevlendirilmeye çalışılan bölgesel çatışmaların kazananının asla Müslümanlar olmayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Böyle bir tabloda ceplerini dolduracak olanlar yine Batılı silah şirketleridir, petrol firmalarıdır. Bir asır önce coğrafyamızda cetveli eline alıp çıkarlarına göre harita çizenler, bugün de aynı amaç uğruna farklılıklarımızı kaşıyorlar. Hiçbirimizin böyle bir oyuna düşmemesi gerekiyor. Meselelere ön yargılardan önce Müslüman'a yakışan bir basiretle bakarak kurulmaya çalışılan tuzağı göreceğimize ve bozacağımıza inanıyorum. ”

Erdoğan, 2017 ve 2018'in Kudüs'e yönelik saldırıların yoğunlaştığı bir dönem olduğunu dile getirerek, Amerikan yönetiminin uluslararası hukuku ve teamülleri hiçe sayarak Tel Aviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı almasının, Müslümanların haklarını gasbetmeye yönelik son derece provokatif bir adım olduğunu söyledi.

Kendileri için yeni bir imtihan teşkil eden bu gelişme karşısında İslam İşbirliği Teşkilatı'nı zirve dönem başkanı sıfatıyla süratle harekete geçirdiklerini aktaran Erdoğan, “13 Aralık 2017 tarihinde İstanbul'da ev sahipliği yaptığımız Olağanüstü Kudüs Zirvesi, gerek katılım ve aldığı kararlar, gerekse sergilenen dayanışma itibariyle gerçekten tarihi bir toplantıydı. Çok kısa ürede toplanan bu zirve, Müslümanların Kudüs konusundaki hassasiyetini de en üst seviyede ortaya koymuştur. ” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birlemiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin veto sistemi nedeniyle bir kez daha işlevsiz kalması üzerine Genel Kurulu acil toplantıya çağırdıklarını hatırlatarak, Katolik dünyasının ruhani lideri Sayın Papa'nın Bağlantısızlar Hareketi dönem başkanı Venezuela'nın ve diğer kardeş ülkelerin desteğiyle BM Genel Kurulu'nda önemli bir karara imza attıklarını kaydetti.

BM Genel Kurulu'nun ezici çoğunlukla aldığı kararla üye ülkelere büyükelçiliklerini işgal altında tutulan Kudüs'e taşımaması çağrısında bulunduğunu ifade eden Erdoğan, söz konusu kararda ayrıca Kudüs'ün statüsüne yönelik tek taraflı adımların hukuken yok hükmünde olduğunun da belirtildiğini vurguladı.

Erdoğan, buranın çok önemli olduğunu dile getirerek, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak mayıs ayında Filistinli sivillere uygulanan katliama da seyirci kalmayarak uluslararası kamuoyunu harekete geçirecek adımları da attıklarını anımsattı.

Yine İstanbul'da 18 Mayıs'dta toplanan olağanüstü zirvede İsrail'in işlediği suçların hesabını vermesini sağlamak amacıyla girişimlerde bulunduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:

“BM Genel Kurulu'nda Filistinlilere koruma sağlanmasına ilişkin tarihi bir kararın alınmasına öncülük ettik. Amerika'nın katkısını azaltması sebebiyle mali güçlükler yaşayan Filistinli mülteciler için yardım ve bayındırlık ajansına desteğin artırılması için çalışmalar yürüttük. Bu çabaların meyvelerini görmekten de büyük bir memnuniyet duyuyoruz, elhamdülillah. Ajansın mali sıkıntılarını bu sene için aşmış olması önemlidir ancak asla yeterli değildir. İslam dünyasının ajansa verdiği desteğin önümüzdeki dönemde de devam etmesi gerekiyor. ”

  • “Filistinliler, aralarındaki tefrikaya son vermeli ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Doğu Kudüs'ün tarihi kimliğinin korunması için TİKA başta olmak üzere kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarıyla faaliyetlerini sürdüreceğini belirterek, “Dostlarının gösterdiği çabanın netice verebilmesi için Filistinlilerin de kendi aralarındaki tefrikaya son vermesi gerekiyor. Filistinli kardeşlerime özellikle sesleniyorum: Aranızdaki ayrılığa son vermeniz gerekiyor. ” dedi.

Müslümanların aralarında parçalanıp bölünmesinin yanlışlığına dikkati çekerek, Al-i İmran Suresi 103. Ayeti hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu ayeti sürekli okumak yetmiyor, ayetin gereğini yerine getirmek gerekiyor. Bunu yapmamız lazım. Öbür tarafta hep söylüyoruz, 'İnnemel mü’minüne ihvetun'… 'Müminler muhakkak kardeştir' diyor. Nerede kardeşlik? Var mı kardeşlik? Kardeşliğimizin gereği var mı? Yok. Kardeşliğimizin gereğini yerine getirmemiz lazım. Bunu yapacağız ki o zaman güç bulalım. O zaman kuvvet bulalım. Yapmazsak Rabbimiz ne buyuruyor? 'O zaman gücünüz gider, zayıf düşersiniz' ve ondan sonra da sizi bitirirler. Mesele bu. Filistinli gruplar arasında yaşanan gerilimler en çok İsrail yönetimini sevindirmektedir. Onlar seviniyor. Hatta İsrail, işgal ve zulüm politikalarına rahatça devam edebilmek için bu ayrılıkları körüklemekte daha da derinleştirmektedir. Önümüzdeki dönemde Filistinli kardeşlerimizin birlik, beraberlik ve dayanışmalarını perçinlemesini temenni ediyoruz. Kirli pazarlıklarla Filistin davasının altını oymaya çalışanlara öncelikle Filistin halkının izin vermeyeceğine inanıyorum. ”

Türkiye olarak meselenin takipçisi olmayı sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlığının sağladığı imkanları sonuna kadar kullanarak Kudüs'e ve Filistin davasına sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, “İnşallah Kudüs, Filistinli kardeşlerimizin mücadeleleri, Müslümanların dirayeti, işte burada bugün toplanan sizin gibi Kudüs sevdalısı parlamenterlerin gayretiyle barış ve huzura yeniden kavuşacaktır. Ne kadar ağır, ne kadar şedit, ne kadar insanlık dışı olursa olsun hiçbir baskı ve zulüm Küdüs'ün kurtuluşuna mani olamayacaktır. “

Konferansta yapılacak istişarelerin Kudüs'ün kurtuluşuna vesile olmasını dileyen Erdoğan, konferansın düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik etti.

Erdoğan, “Sizlerden ülkelerinizdeki kardeşlerime Türk milletinin selam ve muhabbetlerini iletmenizi istirham ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. ” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Notlar

Parlamenterlerarası Kudüs Platformu Başkanı Hamid El-Ahmar ve Parlamenterler Arası Kudüs Platformu Türkiye Başkanı ve Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a üzerinde Selahaddin Eyyübi'nin miğferi ve 16 Türk devletinin simgelerinin bulunduğu bir hediye takdim etti.

Daha sonra Erdoğan, konuk meclis başkanları ve platform üyelerinin yer aldığı aile fotoğrafı çekildi.

TBMM himayelerinde, Ümmetin Temsilcileri Vakfı desteğiyle düzenlenen “Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 2. Konferansı “na ayrıca, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın özel temsilcisi Azam el Ahmad, Endonezya Meclis Başkanı Zulkifli Hassan ve 74 ülkeden milletvekilleri katıldı.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?