Milli Savunma Bakanı Akar, AA'nın sorularını yanıtladı: (4)

ANTALYA (AA) – Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un söylemlerine ilişkin, "Bu ve benzer söylemler fitne çalışmasıdır. Bu fitne çalışmalarının da asil milletimizin zihninde hiçbir karşılığı yoktur." dedi.

Bakan Akar, Antalya'nın Kaş ilçesinde canlı yayında Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu'nun gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik açıklamaları ve ardından Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin faaliyetleri değerlendirildiğinde Yunanistan'ın yanında olacaklarını belirten konuşmasının hatırlatılması üzerine Akar, "Bu ve benzer söylemler fitne çalışmasıdır. Bu fitne çalışmalarının da asil milletimizin zihninde hiçbir karşılığı yoktur. Bir takım politik ifadelerle, bir takım fitne, fesat ifadelerin bize etkisi olmayacağının herkesin bilmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Macron açısından ticari amaçların, siyasi zafiyetlerin, bazı sıkıntıların, bazı siyasi iflasların örtülmesi için rol kapma çalışması olduğunu kaydeden Akar, o kadar Avrupa Birliği ülkesi varken, o kadar NATO ülkesi varken hiç kimsenin ortaya çıkmadığını, bölge ile alakası olmayan, denize sınırı olmayan, temsil yetkisi olmayan Fransa'nın konuştuğunu belirtti. Bakan Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Avrupa Birliği'nin arkasına sığınıyorlar, Avrupa Birliği'ni kullanıyorlar. Avrupa Birliği'nin böyle bir kararı yok. Daha önceki çalışmalarda, deniz yetki alanları konusunda Slovenya, Hırvatistan arasında yapılan çalışmalar sırasında konular gündeme geldi. Avrupa Birliği bu konuda açıklama da yaptı, yetkisi olmadığı konusunda. Bunlar çok açık, seçik bilinirken, ısrarla Sayın Macron'un bu konularda girişimlerde bulunması bile bile iflas ettiği politikalarını örtbas etmek, hem dünya kamuoyu önünde hem kendi kamuoyu önünde bir takım çalışmalardan ibarettir. Bunların kabulü mümkün değildir. Bir taraftan NATO'nun beyin ölümünden bahsedeceksiniz, ertesi gün NATO'dan medet umacaksınız. NATO sanki size hiçbir yetki vermemişken, Avrupa Birliği'ni kendinize paravan olarak kullanmaya çalışacaksınız. Avrupa Birliği'ni bir takım problemlerin içine sokacaksınız."

"Avrupa Birliği açıklama yapıyor, 'Seville haritasıyla bizim bir alakamız yok.' diyor. Siz o Seville haritasını gerçekmiş gibi, bize dayatacaksınız. Bu köprünün altından çok sular geçti. Eski çamlar bardak oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir bütün halinde bu 83 milyonluk asil milletimizin hakkını, hukukunu, alaka ve menfaatlerini korumak ve kollamak için ne yapmak gerekiyorsa, bugüne kadar yaptı." diyen Akar, bundan sonra da yapmaya devam edeceğini vurguladı.

Akar, "Dolayısıyla istedikleri kadar tahrikte bulunsunlar bir yere varamayacaklar. Bir taraftan Hafter'i destekleyeceksiniz, bir tarafan PKK, YPG'yi destekleyeceksiniz. Nerede kaldı özgürlük, nerede kaldı adalet, nerede kaldı kardeşlik. Bizzat Fransız kültürüne ihanet ediyorlar yaptıkları eylemler, söyledikleri söylemlerle. Bunlar için söyleyeceğim son söz, entellektüel namus. Siz şimdi Manş'ta İngiliz adalarına karşı bir takım ifadelerde bulunacaksınız, oradaki adaların Fransa'ya 15 kilometre, İngiltere'ye 150 kilometre mesafedeki adaların herhangi bir şekilde kara sularından başka, deniz yetki alanı olmayacağını iddia edeceksiniz, aynı kişiler oradan kalkacaklar, buraya geldikleri zaman Meis'e 40 bin kilometrekarelik bir deniz yatağını düşürecekler. Bunu kimse kabul etmez. Bunun akılla, mantıkla hiç alakası yok. Biz akla, mantığa davet ediyoruz bu tarafları, Sayın Macron'u."

– "Müttefiklik ruhuna yakışmaz"

"ABD, Doğu Akdeniz konusunda sessiz bir politika uyguluyor. Son bir hamle ile geçen hafta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yönelik silah ambargosunun kısmen kaldırılması meselesi vardı. Dün de Pompeo, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni ziyaret etti. Amerika'nın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz bu konuda, Türkiye'nin yanında mı, yoksa daha itidalli bir yerde mi duruyor?" sorusu üzerine Akar, şunları kaydetti:

"Biz kendi kendimize yeteriz. Kendi göbeğimizi kesmek için elimizden gelen neyse, Cumhurbaşkanımızın da zaman zaman söylediği gibi, milli ve yerli savunma sanayimizle, asker ve sivil milli birlik ve beraberliğimizle, bir bütün halinde, 83 milyon olarak kendi işlerimizi yapmaya çalışıyoruz. Diğer taraftan da bu gelişmeleri fazla abartmamak lazım. Aynı Pompeo, yine yaptığı açıklamada, politika değişikliği olmadığını ifade ettiler. Zaman zaman konjonktür olarak bazı şeyler yapılabilir, ortada uzun vadede politikanın değişmemesini bekliyoruz. Bu yapılacak uygulamalar, silah ambargosunun kaldırılması gibi uygulamalar, barışa, çözüme değil, çözümsüzlüğe götürecek. Müttefiklik ruhuna yakışmaz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hakkı, hukuku dururken, 2004'te Birleşmiş Milletler'in çözümüne biz 'evet' demişken, bugünlerde bunların hepsi unutulup hala, bu konularda inatçı olan bir başka gruba bir şekilde destek sağlar görüntüler verilmesini müttefiklik ruhuna aykırı olduğunu, bizi barışa götürmeyeceğini, buradaki sıkıntıyı daha da arttıracağını herkesin bilmesi lazım. Önümüzdeki günlerde bu yanlışların da düzeltileceğini ummak istiyoruz."

– "Fransa, Abu Dabi Hafter'e destekler sağlıyorlar"

Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter yönetimine silah desteğinin devam ettiğinin ve bu durumun Libya'daki barış sürecini nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine Bakan Akar, Hafter grubunun saldırgan, kural tanımaz saldırıları sonucunda Sayın Saraç tarafından şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup yazıldığını, İngiltere, İtalya, Amerika, Cezayir ve NATO'ya mektup gittiğini söyledi.

Akar, bu konuda olumlu cevap veren, Libyalılar'ın sıkıntısına çözüm konusunda tek cevap veren liderin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu, bu çerçevede, askeri eğitim, iş birliği ve yardım konusunda mutabakat muhtırası imzaladıklarını kaydetti. Bu çerçevede orada bir takım dengelerin değiştiğini vurgulayan Akar, Hafter grubunun saldırganlığının sınırlanabildiğinin, bunun saklı, gizli bir tarafı olmadığının herkes tarafından bilmesi gerektiğine işaret etti.

"Fransa, Abu Dabi Hafter'e destekler sağlıyorlar. Rusya'nın Wagner grubu ve diğer taraflardan gelen paralı savaşçılar, bu şekilde Libyalı kardeşlerimize saldırdılar. Bu saldırıları durdurmaya çalıştık. Oradaki insanlara yardımcı olmaya çalıştık. Gayretimiz bu bizim. İnsani yardım sağladık." diyen Akar, Hafter grubunun Tarhuna'yı terk ettikten sonra 20 küsur civarında toplu mezarın ortaya çıktığına dikkat çekti. Akar, buna karşı mücadele ettiklerini, 7 iklim 3 kıtada ecdada, tarihe yarışır şekilde barış için çalıştıklarını, herkesin Türkiye'yi iyi anlaması gerektiğini ifade etti.

Bakan Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birçok ülke ve kurum maalesef buradaki haksızlığa, Hafter grubunun saldırılarına karşı sessiz kalıyor. Cumhurbaşkanımızın başlattığı İstanbul, Moskova, Berlin süreci var. Bu sürece biz bağlı olduğumuzu, Sayın Saraç hükümetinin bağlı olduğunu, onların bunları desteklediğini, bu konuda siyasi çözümde bulunmasını arzu ettiğimizi defalarca söyledik. Bunu herkes biliyor. Burada insanlar, bir takım ekonomik çıkarlar doğrultusunda, siyasi menfaatler doğrultusunda taraf oluyorlar. Akılla, izanla, insafla, hakla, hukukla değil. Dolayısıyla bunu görmek ve bilmek lazım. Bu konuda yapılanları değerlendirmek lazım. Gerek Birleşmiş Milletler, gerek Avrupa Birliği olsun, bunun dışında ülkeler olsun, 2011'den itibaren Suriye'de yapılan hataların aynen Libya'da tekrarlandığını endişeyle takip etmekteyiz."

– "Libyalı kardeşlerimizin düzenli ordu kurmaları için yardımcı oluyoruz"

Türkiye'nin Libya'da üs kurma gibi bir planı olmadığını vurgulayan Bakan Akar, "Biz orada, Libyalı kardeşlerimizin birlik, bütünlük ve güvenlikleri için, gerekli olan düzenli ordu kurmaları için yardımcı oluyoruz. Bu amaçla da çeşitli eğitim merkezlerinde Libyalı kardeşlerimizin eğitimine katkı sağlıyoruz." dedi.

Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak 83 milyon vatandaşın egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliği için gece-gündüz, dağ-bayır demeden Türkiye'nin hak ve hukukunu koruyup kollamak için çalıştıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Başta FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içi ve dışında mücadelemizi aralıksız sürdürüyoruz. Bunu yaparken de uluslararası hukuk, insan hakları ve masum insanların korunması ile kollanması esas. Hedefimiz sadece ve sadece teröristlerdir, bize karşı olan tehdit ve tehlikelerdir. Bunun dışında Türk Silahlı Kuvvetlerinin çok dikkatli ve hassas olduğunu, çevreye, masum insanlara, dini ve tarihi yapılara karşı çok ciddi tedbirler aldığını herkesin bilmesi lazım. Şu anda da asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığımız güçle yurt içinde, yurt dışında, karada, mavi vatanda, semalarımızda elimizden geldiği kadar hakkımızı, hukukumuzu korumak ve kollamak için şu anda da görev yapmakta olan bütün silah ve mesai arkadaşlarımı tek tek alınlarından öpüyorum, kendilerine kazasız, belasız hayırlı başarılar diliyorum. Bugünlere kolay gelinmedi, bunu hepimizin bilmesi lazım. O imkansızlıklarda dahi neler yapan bu milletin, şimdiki imkan ve kabiliyetiyle ülkemizin hak ve menfaatlerini sonuna kadar koruyacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Hiçbir oldu bittiye izin vermeyeceğimize de kimsenin şüphesi olmasın. Biz barış, istikrar, görüşme, konuşma, diyalog ve hukuk diyoruz, bu bir zaafiyet değil. Fakat diğer taraftanda da hakkımızı, hukukumuzu koruyacağız demek de hiç bir şekilde kimseye tehdit değil. Bunun iyice anlaşılması lazım."

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?