Milli Eğitim Bakanı Selçuk, canlı yayında soruları yanıtladı: (2)

İSTANBUL (AA) – Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, pandemi öncesinde bütün illerde Ölçme Değerlendirme Merkezi kurduklarını belirterek, "Bizim sorularımızın ve diğer ölçme içeriklerimizi genelde akademisyenlerimiz hazırlıyordu. Fakat yeni nesil dediğimiz sorulara uyulması için binlerce öğretmenimize bununla ilgili eğitim verdik. Pandemi öncesi bazılarına uzaktan sınav yapabilmekle ilgili altyapı çalışmaları yaptık. Dünya standartlarında soru hazırlayan binlerce öğretmenimiz var şimdi." dedi.

Bakan Selçuk, HaberTürk TV'de yayınlanan "Kübra Par'la Açık ve Net" programının canlı yayın konuğu oldu.

Mutant virüsün çocukları daha çok etkileyip etkilemediği sorusunu yanıtlayan Bakan Selçuk, salgın dönemi için oluşturdukları yazılımla hangi sınıfta hangi öğrencinin temaslı ya da pozitif olduğunu takip edebildiklerini, mutant virüslerle ilgili çocuklar açısından hekimlere danıştıklarını söyledi.

Selçuk, "Yurt içi ve yurt dışında danıştığımız hekimler var. Bu konuyla ilgili bize söylenen şey şu, 'Çocuklarla ilgili bulaşma ve bulaştırma riskine baktığımızda çocukların bulaştırma riski daha düşük' deniliyor. Bu çerçevede baktığımızda bir çocuk okulda olmadığında bulaş riski nedir, okullar kapalıyken de bu istatistikleri günlük izliyorduk. İstatistiklerde gördüğümüz okuldaki çocuklardaki temaslı sayısı oranı ile toplumun genel temaslı oranı arasında baktığımızda okuldaki oranın kısmi olarak yüzde 20'ye yakın daha düşük olduğunu görüyoruz." diye konuştu.

Günlük olarak sınıfların renk haritasına baktıklarını aktaran Selçuk, genel ortalamaya bakıldığında, toplumun genel eğrisinden biraz daha düşük olduğunu belirtti.

Kademeli olarak açılan okullara öğrencilerin zorunlu gitmesini hiçbir zaman düşünmediklerini dile getiren Selçuk, her evin kendi özgü şartlarının olduğunu, kimi evde yaşlı ve kronik hasta bulunabileceğini söyledi.

Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim yapmamız gereken şey şu, ben evde de olsam okulda da olsam bana eğitim vermek durumundasın, benim görevim bu. Ben bunun şartlarını hazırlarım. Ailelerimize baktığımızda neden ilkokullarda yüzde 82, köy okullarında yüzde 86, ortaokullarda yüzde 77, liselerde 70-71 civarında bir katılım var. Bu katılımın olması şunu gösteriyor, aslında aileler bunu destekliyor. Bazı şartlar onları zorluyor. Bazen mecburiyetten yapıyorlar. Çocukların okuldaki durumlarını görseniz, il il, ilçe ilçe dolaşıyorum o kadar mutlular ki."

Ziyaret ettiği okullarda öğretmen odalarını ziyaret ettğini ifade eden Selçuk, "Öğretmenlerle konuştuğumda şunu diyorlar, 'Çocuklar bizlerle sohbet etmek istiyorlar.' Bir çocuğu ve bir insanı hayatta dik tutan şey kişiliğidir, akademik özgeçmişi ikinci sıradadır. Çocuk diyor ki sosyal-duygusal ihtiyaçlarım var, beni ihmal etmeyin diyor. Bir çocuğun sosyal duygusal becerilerini geliştirin, akademik becerisi de, başarısı da artıyor." dedi.

Öğrencilerin pandemi sürecinde evde uzun süre kalmalarının psikolojilerine nasıl etki ettiğiyle ilgili sorulan soruyu yanıtlayan Bakan Selçuk, okullar açılmadan önce sosyal-duygusal becerilerle ilgili rehberlik paketi olması yönünde talepte bulunduğunu, bu kapsamda önce eğitimin öğretmenler için yapılacağı, sonra da çocuklara nasıl uygulanacağına dair oyunların, videoların hazırlanacağı bilgisini verdi.

– Eğitim kalitesinin ölçülmesi

Uzaktan eğitim konusunda eğitim kalitesinin nasıl ölçüldüğü sorusunu cevaplayan Selçuk, şunları söyledi:

"Salgın öncesi bütün illerimizde bir Ölçme Değerlendirme Merkezi kurduk. Bizim sorularımızın ve diğer ölçme içeriklerimizi genelde akademisyenlerimiz hazırlıyordu. Fakat yeni nesil dediğimiz sorulara uyulması için binlerce öğretmenimize bununla ilgili eğitim verdik. Pandemi öncesi, bazılarına uzaktan sınav yapabilmekle ilgili altyapı çalışmaları yaptık. Dünya standartlarında soru hazırlayan binlerce öğretmenimiz var şimdi. Soru paketleri vardır, onların da dönüştüğünü görüyoruz."

Bakan Selçuk, 2023 eğitim vizyonu kapsamında okullar arasındaki imkan ve öğrenme farkını azaltma yönünde olduklarını söyleyerek, "Bunu azaltmazsak ne olur, sınav merkezli bir eğitim olur. Sınav merkezli eğitim olursa ne olur, o dediğiniz ticari boyutu da gündeme gelir. Bunu ortadan kaldırmanın yolu, bütün okullarda temel standartlarda baz oluşturmaktır. EBA destek merkezlerinin tamamına yakınını neden daha fazla ihtiyaç duyan okullara açtık. Neden 1000 meslek lisesi seçip, başarı düzeyi düşük olan, gelir seviyesi düşük olan 1000 okulu seçtik ve o 1000 okulda özel bir proje yapıyoruz. Bu bazı oluşturmak için biraz süreye ihtiyaç var. Ondan sonra eğitimde sınav amaç olmaktan araç olmaya doğru geçecek." değerlendirmesinde bulundu.

– Çevrim içi eğitim

Çevrim içi eğitimle hizmet içi eğitimin sayısının arttığını belirten Selçuk, normalde yüz yüze 25 bin kişiye hizmet içi eğitim verilebilirken pandemi sürecinde 3 milyon eğitimin verildiğini, 178 bin öğretmenin de uluslararası dijital beceri sertifikası aldığını kaydetti.

Çevrim içi derslere öğrencilerin erişme imkanıyla ilgili bilgi veren Selçuk, şunları ifade etti:

"EBA'dan gördüğümüz, erişemeyen öğrenciler yüzde 4'lük bir kesim var. Bu kesim fazla görünüyor, şundan dolayı, bilgisayarı var ama canlı derse katılmıyor. EBA destek merkezinden girenleri saydığımızda öğrencilerin tamamına yakınını kapsıyoruz. Bir çocuk EBA destek merkezine gelip orada eğitim alıyorsa, internet hizmeti orada veriliyorsa bunu da sayıyoruz. 750 binden fazla tablet dağıtıldı, 25 GB internet paketi içerisinde. Bunlar dağıtıldıktan sonra dağıttığımız her bir tablete bakıyoruz ne kadar kullanılıyor. Kaç dakika kullanılıyor."

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?