“Mart 2011-2018 tarihlerinde 70 bini aşkın mobbing çağrısı aldık”

ANKARA (AA) – Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Ayşe Kardaş, “Mart 2011-2018 tarihlerinde 70 bini aşkın mobbing çağrısı aldık. Bu çağrıların 5 bine yakını detaylı soruşturma sonucunda şikayet başvurusuna dönüştürüldü. ” dedi.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansının iş birliğinde Ankara'da bir otelde “Çalışma Yaşamında Kadına Yönelik Şiddet ve Tacizin Önlenmesi ” konferansı düzenlendi. Konferansa, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Kardaş, İsveç'in Ankara Büyükelçisi Annika Molin Hellgren ile ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan'ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

Bakan Yardımcısı Kardaş, burada yaptığı konuşmada, iş yerinde psikolojik taciz olarak nitelenen mobbing gibi güncel bir konuyu gündeme taşıdığı için ILO Türkiye Ofisine teşekkür etti.

Mobbingin, kadınlar kadar erkekleri de mağdur ettiğine dikkati çeken Kardaş, iş yerinde psikolojik tacizin, kültür, yaş, cinsiyet, sektör ve statü farkı gözetmeksizin herkesin başına gelebilecek temel bir iş yeri sorunu olduğunu dile getirdi.

Kardaş, her ne kadar bazı araştırmalar aksi sonuç vermiş olsa da cinsiyet açısından, kadınların erkeklerden daha fazla psikolojik tacize maruz kaldığına işaret ederek, bu şiddet türüyle mücadele için öncelikle psikolojik şiddet kavramının, çalışma hayatında herkes tarafından bilinen ve doğru algılanan bir olgu haline gelmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlığın, psikolojik şiddet ve tacizin önüne geçilmesi amacıyla gerekli tüm hukuki altyapıyı oluşturduğunu, önlem alınacak adımları attığını ve atmaya devam edeceğini söyleyen Kardaş, bakanlık bünyesinde kurulan ALO 170 üzerinden psikolojik taciz şikayetlerini sürekli incelediklerini kaydetti.

Kardaş, “Gelen şikayetleri ilgili birimlerimize aktararak, konunun ivedilikle takipçisi oluyoruz. Mart 2011-2018 tarihlerinde 70 bini aşkın mobbing çağrısı aldık. Bu çağrıların 5 bine yakını detaylı inceleme sonucunda şikayet başvurusuna dönüştürüldü. ” dedi.

ILO'nun bu yıl düzenlenen 107. Uluslararası Çalışma Konferansı'nda gündeme aldığı, çalışma hayatında şiddet ve tacize ilişkin standart tesis etme faaliyetlerini hükümet olarak desteklerini vurgulayan Kardaş, şu ifadeleri kullandı:

“Çalışanın huzurlu olmadığı bir ortamdan sağlıklı işler çıkmaz, çıkamaz. Sorunsuz, sağlıklı bir iş ortamı için çalışma hayatının tüm tarafları olarak, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin hakça ve adilce davranmayı şiar edinmemiz gerekiyor. Türkiye, kadının toplumsal ve iş hayatındaki yerini her zaman önemseyen ve bu konuda kadını daha ilerilere taşımak adına çalışan ülkelerin başında geliyor. Ne iş hayatında ne de sosyal yaşamın herhangi bir mecrasında kadın ile erkeği birbirine düşman gören hiçbir zihniyeti tasvip etmiyoruz. ”

  • “Cinsel taciz ve eşitsizlik temelde insan hakları ihlali “

İsveç'in Ankara Büyükelçisi Hellgren de kadınların güçlendirilmesi bağlamında yapılacak çalışmaların çok büyük önem taşıdığının altını çizerek, cinsiyet eşitliğinin sadece kadınlarla ilgili bir konu olmadığını, burada insan eşitliğinin söz konusu olduğunu vurguladı.

Hellgren, araştırmaların, sağlıklı piyasa ekonomisinin farklı aktörlerin katılımını gerektirdiğini belirterek, bu durumun, nüfusun yüzde 50'sini oluşturan kadınları kapsadığına işaret etti.

İş dünyasında kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla birtakım çalışmalar yapıldığını hatırlatan Hellgren, şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini belirtti.

Büyükelçi Hellgren, şunları kaydetti:

“Cinsel taciz, eşitsizlik, bu tür şiddet aslında temelde bir insan hakları ihlali. Kadın ve erkek arasındaki böylesi bir ayrım, iş ortamında olumsuzluk yaratıyor. Bu nedenle, işçi-işveren birliklerinin, genel iş dünyasının bu konudaki farkındalığının artırılması gerekiyor. Çünkü sadece iş yerinde değil, toplumdaki bu tür güç dengesi sorunları, günün sonunda kadınların çok daha fazla şiddete maruz kalmasına neden oluyor. ”

ILO Türkiye Ofisi Direktörü Özcan da şiddetten arındırılmış iş hayatı inşa etme temennisiyle bir araya geldiklerini belirterek, bu konuda yapılacak çalışmaların konferans kapsamında ele alınacağını dile getirdi.

Özcan, “Çalışma hayatında kadınlara yönelik şiddet ve taciz bir insan hakları ihlalilidir. Maalesef hangi sektörde çalışırsanız çalışın, hangi işi yaparsanız yapın, belki şiddet ve taciz bir adım ötenizde olabilir. ” dedi.

Bu tür şiddet olaylarının, özellikle kadınların iş gücü piyasasında yer almasını ve uzun süre istihdam edilmesini olumsuz etkilediğini aktaran Özcan, “Ayrıca, çalışma yaşamında şiddet, sürdürülebilir işletmelerin gelişmesini, iş verimliliğini, iş yerindeki çalışma ilişkilerini ve iş verenin saygınlığını da olumsuz etkiler. ” değerlendirmesinde bulundu.

Konferans, iş yerinde şiddet ve tacizi önlemeye ve ortaya çıktığı durumlarda bununla mücadele etmeye yönelik ulusal ve iş yerine özel mekanizmaların geliştirilmesi konularında farkındalığın gelişmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Konferans kapsamında düzenlenen panellerde, iş yerlerinde cinsel taciz ve aile içi şiddetin, iş yerindeki etkisi dahil kadına yönelik şiddet ve tacizin farklı boyutları ele alınacak.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?