BEYRUT (AA) – Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Basil, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda öne sürdüğü “Yüzyılın Anlaşması “nı, Filistin davasının boynuna vurulan bir “zincir ” şeklinde nitelendirdi.
Basil, Rusya'nın başkenti Moskova'da bakanlar düzeyinde gerçekleştirilen 5. Rusya-Arap İşbirliği Forumu'ndaki konuşmasında, Beşşar Esed rejiminin Arap Birliğindeki üyeliğinin yeniden aktif hale getirilmesi, Suriyeli mülteciler konusu ve Filistin davasına değindi.
ABD tarafından gündeme getirilen Yüzyılın Anlaşması hakkında Basil, şunları ifade etti:
“Yüzyılın Anlaşması'nın yeni nesillerin güven ve barış içinde yaşamasını sağlayacak yeni ufuklar açmasını temenni ediyorduk ancak bunun, davanın etrafına çevrilen bir zincir olduğunu gördük. Boğmaya çalışılan bu davayla birlikte Kudüs, Golan Tepeleri, Şeba Çiftlikleri elden gidiyor. ”
Lübnanlı Bakan Basil, “bir ülkenin başka bir halka ait tarihi başkenti üçüncü bir halka hibe ettiği ” bu dönemde en çok uluslararası ilişkilerdeki dengeleri korumaya ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.
Basil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu da (ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı), Filistin'de kadınları öldüren, çocukları vuran ve savunmasız insanları evsiz bırakmanın yanı sıra nefretini zeytin ağaçları ile kilise kubbeleri ve cami minarelerine kusanların seçim kampanyası için yapılıyor. Kanımızın oy toplamak isteyenlerin nezdinde hiçbir değeri yok. Barışı kabul etmeyenler için de haklarımız harcanıyor. ”
Suriye'nin Arap Birliği üyeliğinin yeniden aktif hale getirilmesi ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri gitmeleri için iş birliğinin yapılması çağrısında bulunan Basil, bölgesel dengelerin yeniden sağlanması için Rusya ile siyasi iş birliğinin önem arz ettiğini dile getirdi.
- “Yüzyılın Anlaşması “
ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda öne sürdüğü, Suudi Arabistan, Birleşik Arapları Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın da destek verdiği belirtilen “Yüzyılın Anlaşması ” planının, Filistin devletini kurmak için Sina topraklarının bir bölümünün alınmasını öngördüğü ileri sürülüyor.
Planın, Kudüs'ün tamamının İsrail'e bırakılması ve Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin büyük bölümünün varlığını sürdürmesi gibi Filistinlilerin aleyhine maddeler içerdiği de belirtiliyor.
İsrail tarafından yerlerinden edilen 6 milyona yakın Filistinli mültecinin geri dönüş hakkı konusuna yer verilmediği kaydedilen planda, Filistin tarafına bazı maddi yardımlar ile Kudüs'ün kenar mahallelerinden birinin başkent olarak önerildiği ifade ediliyor.
