Libya seçimleri için Seyfulislam'ın adı geçiyor

TRABLUS (AA) – CİHAD NASR – Şubat 2011'deki devrimden bu yana istikrarsızlığın sürdüğü Libya'da seçim planlarının gündeme gelmesiyle yönetime aday olacaklar arasında babası Muammer Kaddafi'nin ölümünden 7 yıl sonra Seyfulislam Kaddafi'nin ismi geçerken, adaylığı ise tartışılıyor.

Libya'da 17 Şubat 2011'deki devrimin ardından yaşanan siyasi istikrarsızlığa çözüm bulma çabaları Birleşmiş Milletler'in (BM) girişimleriyle devam ediyor.

Bu çerçevede yürütülen çalışmalar kapsamında BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame, geçen eylül ayında ülkedeki krizin çözümü için üç aşamalı bir eylem planı önerisinde bulundu.

Selame, eylem planının birinci aşamasının Suheyrat anlaşmasında değişiklik yapılmasını, ikinci aşamasının önceki müzakerelere katılmayan siyasi grupları bir araya getiren ulusal konferans düzenlenmesini, üçüncü aşamasının ise anayasa için referanduma gidilmesini, parlamento ve cumhurbaşkanının da anayasaya uygun olarak seçilmesini öngördüğünü belirtti.

Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi (TM) tarafından desteklenen General Halife Hafter'in önce BM girişimiyle 17 Aralık 2015'te Fas'ın Suheyrat kentinde varılan Libya Siyasi Anlaşması'nın geçerlilik süresinin dolduğunu savunarak seçimlere karşı çıkması ancak daha sonra söz konusu tutumunun uluslararası kesimler tarafından kabul görmemesi üzerine seçimlere razı olması 2018'de seçim planlarını gündeme getirdi.

Hafter'e bağlı güçlerin sözcüsü Ahmed el-Mismari'nin 28 Aralık'ta BM eylem planı uyarınca 2018'de yapılacak cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerini kabul ettiklerini duyurması planların gerçekleşme ihtimalini arttırdı.

Aralık ayında Libya Ulusal Seçim Komisyonu'nun seçmen kayıt işlemlerinin başladığını duyurmasına rağmen ülkedeki seçim mekanizması konusunda henüz net bir sistem ve zaman belirlenmedi. Buna rağmen seçimlerin bu yıl içerisinde gerçekleştirilmesi planlanırken, adaylar arasında Seyfulislam Kaddafi'nin ismi ve adaylığının meşruiyeti konuşuluyor.

– Adaylık işaretleri

Seyfulislam'ın avukatı Halid ez-Zayidi, 22 Aralık'ta Libya 24 kanalına yaptığı açıklamada, Libya halkına isimlerini seçmen listelerine kaydetme çağrısında bulunarak, “Libya'yı yıkan dış müdahaleden 7 yıl sonra herkesin, Yüksek Seçim Komisyonu'ndaki seçmen listelerine adını kaydetmesi gerek. ” dedi.

Zayidi, Seyfulislam'ın adaylığı konusunda bilgi vermezken, yurt dışında yaşayan Kaddafi ailesi de destekçilerine isimlerini kaydetme çağrısı yaptı.

Ayrıca Zayidi, 18 Ekim'de düzenlediği basın toplantısında, Seyfulislam'ın diğer Libyalılar gibi siyasete girmek için tüm siyasi, kanuni ve medeni haklara sahip olduğunu belirtti. Bunlar Libya'da Seyfulislam'ın adaylık sinyalleri olarak yorumlandı.

– Seyfulislam'ın meşruiyeti tartışılıyor

Öte yandan devrim sırasında insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle Seyfulislam hakkında 2011 yılından beri Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) yakalama kararı bulunuyor. İsmi adaylık için geçerken, bir yandan da meşruiyeti tartışılıyor.

Libyalı uluslararası hukuk uzmanı Afaf Bedr, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kaddafi'nin aranan bir kişi olması nedeniyle gelecek seçimlere adaylığının mümkün olmadığını belirterek, “O da bunu gayet iyi biliyor. Kendisini uluslararası bir çatışmanın önüne atacağını sanmıyorum. ” dedi.

Bedr, “BM Özel Temsilcisi Gassan Selame geçen ay uluslararası arama kararı nedeniyle Seyfulislam'la masaya oturmayacaklarını açıkladı. Bu durum da uluslararası toplumun Kaddafi'nin oğlunun adaylığını onaylamadığını gösteriyor. ” diye konuştu.

Libya'nın dünyadan izole edilmiş bir ülke olmadığına dikkati çeken Bedr, “Krizin çözümünde bahsettiğimiz seçimler uluslararası toplumun çözümlerinden biri. Bu nedenle Libya'nın dünyadan ve çevresinden izole olması beklenemez. Seyfulislam için uluslararası toplumun dışına çıkılamaz. ” ifadelerini kullandı.

Bedr, “Varsayalım ki Seyfulislam cumhurbaşkanı oldu. Bu durumda uluslararası toplum, Muammer Kaddafi karşıtı devrim sırasında yaptığı gibi Libya'nın varlıklarını donduran bir karar çıkarabilir. Ayrıca İran'a yapıldığı gibi Libya'nın ambargo altına alınması sağlanabilir. ” dedi.

Libyalı avukat Said el-Fercani ise Seyfulislam'ın adaylığının sorun teşkil etmediğini belirterek, “Birincisi Libya UCM sözleşmesini imzalamadı. İkincisi ülkedeki en büyük otorite olan parlamento, (Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi) Seyfulislam'ı da kapsayan genel af çıkardı. O şuan herhangi bir Libya vatandaşı gibi seçme ve seçilme hakkına sahip. ” ifadelerine yer verdi.

Fercani, “Üçüncüsü önümüzde Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir örneği var. Beşir de UCM tarafından aranıyor. Ancak yıllardır ülkeyi yönetiyor. ” diye konuştu.

– Seyfulislam'ın adaylığını hazırlayacak isim

Öte yandan Kaddafi yönetimine yakın bazı kaynaklar da eski rejim dönemi adamlarının yeniden yönetime geleceğini ancak ilk etapta Seyfulislam'ı değil tecrübe sahibi başka birisini aday göstereceklerini savundu. Kaynaklar, söz konusu kişinin ülkeyi 4 yıl yöneteceği ve bu süreçte Seyfulislam'ın yönetime gelmesi için alt yapıyı hazırlayacağını belirtti.

Bu ismin ise Kaddafi döneminin önde gelen isimlerinden Ebu Zeyd Durde olduğu aktarıldı. Durde, Kaddafi'nin 40 yıllık iktidarı sırasında birçok görevde bulundu. 1990-94 yılları arasında Başbakanlık yapan Durde, birçok önemli makamdan sonra son olarak 2011 yılında Dış İstihbarat Müdürü görevindeydi. Durde, 2011'den bu yana ise Trablus'ta bir hapishanede tutuluyor.

Durde'nin bu yıl yapılması planlanan seçimlerde aday olup, bir daha ki seçimlerde yerini Seyfulislam'a bırakması ihtimalleri değerlendiriliyor.

– Halkın nabzı

Libya halkına gelince bir kısmı Seyfulislam'ın adaylığını desteklerken bir kısım buna karşı çıkıyor.

Destekleyenler, devrimden sonraki süreçte yönetime gelenlerin hepsinin başarısız olduğunu, ülkeyi daha gerilere götürdüğünü belirterek, Seyfulislam ve yanlılarının ülke yönetme tecrübesi olduğunu belirtiyor. Seyfulislam'ın tecrübeleriyle ülkeyi içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krizden çıkarabileceğini savunuyor.

Öte yandan bazı kesimler ise Seyfulislam'ın babası ve 3 kardeşi ölmüş, 7 yıl hapis kalmış biri olarak karşısındaki birçok insanı düşman göreceği için ülkeyi yönetmekte başarılı olamayacağını ifade ediyor. Ayrıca devrim sırasında yaşanan çatışmalarda çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle halkın yakınlarını öldüren rejimin bir parçasının yönetimde olmasını kabul etmeyeceği aktarılıyor.

Muammer Kaddafi'nin ölümünden sonra Kasım 2011'de Libya'nın güneyindeki Sebha kentinde yakalanan Seyfülislam, eski istihbarat şefi Abdullah es-Senusi ve eski Başbakan El-Bağdadi el-Mahmudi gibi rejimin sembol isimlerinin de aralarında bulunduğu 37 kişi, 17 Şubat 2011'de başlayan halk ayaklanmasında “gösterileri şiddet kullanarak bastırmak, göstericileri öldürmek, köy ve şehirleri kuşatma altına almak ve kamu mallarını zarara uğratmak ” gibi suçlamalarla yargılanmıştı.

Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi'ne (TM) bağlı General Halife Hafter güçlerinin yönettiği Zintan'daki silahlı gruplardan “Ebu Bekir es-Sıddık Tugayı “, geçen Haziran ayında Zintan kentindeki cezaevinde tutuklu Seyfulislam'ın serbest bırakıldığını açıklamıştı.

Seyfulislam'ın, Libya'nın doğusunda faaliyet gösteren TM tarafından çıkarılan genel af yasasına dayanılarak serbest bırakıldığı kaydedilmişti.

UCM, birçok defa 2011 yılındaki halk ayaklanması sırasında “insanlığa karşı suç işlemekle ” itham edilen Seyfulislam'ın kendilerine teslim edilmesi çağrısında bulunmuş ancak bu talep Libya tarafından kabul edilmemişti.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?